İşte Şamil Tayyar'ın yazısının ilgili bölümü...
Başbakan Erdoğan, Isparta’da rest çekti: ‘ Tek başına iktidar olamazsam siyasetten çekiliyorum.’ Sonra CHP lideri Baykal ile MHP lideri Bahçeli’ye meydan okudu: ‘ Siz de tek başına iktidar olamazsanız çekilecek misiniz?’
Anlaşılıyor ki, Erdoğan’ın seçime sayılı günler kala en büyük kozu ‘çekilme’ resti. Bu mesajı nasıl okumak lazım? Üç önemli boyutu var: 1. Seçim sandığını güven oylamasına dönüştürdü. 2. Kendine ve partisine duyduğu güveni en güçlü şekilde dışa vurdu. 3 . Çıtayı yükselterek Baykal ve Bahçeli’nin manevra alanını daralttı.
Biraz daha açalım. İlk mesaj halka: Oyunu kullanmadan önce son 4.5 yılın muhasebesini yap, kararını öyle ver. İstikrar mı, kaos mu? Eğer kaos istiyorsan ‘Ben yokum.’ Ya ben, ya Baykal-Bahçeli...
İkinci mesaj, içeride ve dışarıda seçim sonuçlarını yakından takip eden herkese: Hiç şüpheniz olmasın, tek başına iktidara geliyorum. Hesabınızı ona göre yapın. Meclise kaç parti girerse girsin öyle oy alacağım ki, milletvekili sayım asla 276’nın altına düşmez. Buna inancım sonsuzdur.
Üçüncü mesaj, dar anlamıyla CHP lideri Baykal ve MHP lideri Bahçeli’ye: ‘ Biz tek başına iktidara geleceğiz’ diyorsunuz. Eğer bu iddianızın arkasındaysanız buyurun, siz de halka söz verin.
Halkın bu mesaja tepkisini 22 Temmuz’da göreceğiz. Meraklı çevrelerin algılama kabiliyeti de yakında ortaya çıkar. Baykal ve Bahçeli’ye gelince...
İlk tepkiler, resti görmek yönünde değil. Haksız da sayılmazlar. Başbakan, çıtayı o kadar yükseğe koydu ki, nasıl görsünler? Bu reste karşılık vermek demek, kaba bir hesapla en az yüzde 35 oy demek ki, o da her iki parti için çok zor.
Denebilir ki, Başbakan açısından bunun riski yok mu? Elbette var. Eğer hedefleriniz büyükse neden denenmesin...
Star