Kanal D'de yayınlanan 'Renkli Sayfalar' programına konuk olan Alişan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Aynalı Tahir'in ilk 30 bölümünde oyunculuktan eser yok bende. Hiçbir zaman oyuncuyum demedim zaten. Asıl mesleğim şarkıcılık ama Cennet Mahallesi'nde kendimi beğeniyorum.
İlk klibimi çelkececeğim zaman Çağla Şıkel'e teklif götürmüştük. O zaman beraber olduğu isim izin vermedi ve klibimde oynamadı. Sonra Allah Çağla'yı çarptı. Hala benimle. 2004 yılından beri Çağla ile beraberiz. 12 yıl oldu. Bir 12 yıl daha götürürüz diye düşünüyorum. Başıma iyi ve kötü bişey geldiğinde hemen Çağla'ya mesaj atarım. Biz kızla tanıştığımda hemen ararım, 'sana kızın fotoğrafını yolluyorum, bak bakalım' derim. Çağla kızlar konusunda daha acımasız. Kızın fotoğrafına bakıp 'bu olmaz' diyor. Tabi o 'olmaz' dedi diye ben vazgeçmiyorum. Sonuç olmuyor işte. Hıdrellez'de dileklerimizi diledik. Ben sağlık ve hayırlı bir kısmet diledim. Çağla da çocukları için dilek diledi. Çağla'nın gündeminde evlilik yok.
Ben askere giderken kimse 'güle güle git, güle güle gel' demedi. Kardeşim evlendi, 'hayırlı olsun' demediler. Ameliyat oldum, 'geçmiş olsun' demediler. Ben de Mahsun evlendiğinde ve çocuğu olduğunda arayıp 'hayırlı olsun' demedim. İkisiyle de konuşmuyorum, bir daha konuşmayı da düşünmüyorum. Özcan benden 1 yaş büyük, Mahsun Abi ile aramızda bayağı bir yaş farkı var. Bir yerde karşılaşsak selam vermem. Bundan sonra hayatımda olmayacaklar. Hayatımda bundan sonra hiç görüşmeyeceğim 3-4 kişi vardır. Namusuma, şerefime, haysiyetime ve ekmek parama dokunmadığı sürece kimseyle küslüğü uzatmam.
Türkü söylerken mikrofonu çok sallıyorum, yalan söylemeyeceğim galiba İbrahim Abi'yi çok izledim ondan oluyor bunlar. Hepimizi, bütün camiayı bir çuvala koy, suyumuzu sık bir İbrahim Tatlıses etmez. Bir gün mesleği de bıraksa, ona bir şey de olsa yeri değişmeyecek. Adını altın değil, pırlanta harflerle müzik tarihine kazımış. Kim ona bir şey diyorsa yalan söylüyor. Onun 5 yıldır müzikten uzak olması bizim için kötü. Radyolarda arabesk-fantezi çalmıyor. O bizim için bir lokomotifti. İbrahim Tatlıses'in boşluğunun dolması gibi bir olay yok.
Sünnetimde kirvem Bülent Ersoy olmuştu. Diyanetten açıklama yaptılar 'Kadından kirve olmaz' dediler. O dönem çok tartışıldı.
Bir Anneler Günü'nde anneme araba almıştım, kullanmadı. Askerdeydim ankesörlü telefonda organizasyonu yaptım. Bir yandan annemle konuşurken diğer yanda kapının önüne çekiciden arabayı indirttim. Çok ağladı, ben de ağladım. 2000 kilometrede sattık.
Cimri olduğum dedikodusunu Ece Erken çıkardı. Allah onu bildiği gibi yapsın. Ne cimriyim ne de cimri insanı severim. Alışveriş yaparım ama kadınlar kadar değil. En çok saate para harcıyorum. Gidip 150 bin dolarlık 200 bin dolarlık saat alamam. Sahte hiçbir şeyim yok. Teşvikiye'de bir kafem var. Babam işletiyor. O kendi kendini götürüyor. Kazancımı gayrimenkule yatırıyorum. Benim kendi özel hesabım var. Saz grubum 14 kişi. Annem 5 yıl öncesine kadar 20 kişi biliyordu. O 6 kişinin saz parası ile epey bir geçindim."
Milliyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...