SKY TURK’ün yayın yönetmenliğinden alındıktan sonra bir haller olmuştu Serdar Akinan’a… Daha önce tanık olmadığımız kadar küfürlere, argo tanımlamalara, belden aşağı çakmalara şahit oluyorduk Akşam’daki köşesinde…
Ancak bugün öyle bir çıkış yaptı ki, öyle ifadeler kullandı ki tüm o küfürlü yazılarına rahmet okuttu. Can Dündar’ın genç bir kızla öpüşürken görüntülenmesini yazdı güya, Dündar’a destek çıkıyor, haberi veren medyaya kızıyordu.
Ama bakın nasıl: “…Tanıdığım tüm Genel Yayın Yönetmenlerini de bilirim… Hepsi karısını aldatmıştır... Veya halen aldatmaktadır. Hem de bir koleksiyoner gibi... Güçleri genç kızları çeker. İktidarları cezbedicidir.”
Nasıl? İrrite oldunuz mu? O zaman şunu da okuyun: “…Bugün medyada köşe tutan kadın yazarlarımızın kaçı şimdi, bir kısmı rahmetli olan, kudret sahibi yayın yönetmenlerinin yataklarından geçmemiştir?” Ya, gördünüz mü? Demek ki Akinan’ın mantığına göre bütün kadın köşe yazarları…
Sadece bu kadar mı? Bir de bunu okuyun: “İlla kadın yazar olmak da gerekmez... Mesai arkadaşlarıyla yatan, karısını ve kocasını meslektaşıyla aldatmayan kaç gazeteci var?”
Evet… Serdar Akinan da bir genel yayın yönetmeniydi. Belki gücü genç kızları cezp etmiştir ve bir koleksiyoner gibi savalı stajyerlerden bir harem kurmuştur. Biz bilmeyiz… Ama Akinan dediğine göre, öyle yapmış…
Belki Akinan aynı kendisi gibi genel yayın yönetmenleriyle arkadaşlık yapmıştır, benzerlerine şahitlik etmiştir. Biz bilmeyiz… Ama Akinan’ın yazdığına bakarsanız, öyle…
İyi… Hamuru o olabilir, o hamur benzer hamurları da yanına çekebilir ama nasıl bir kifayetsiz ihtiras tüm meslektaşlarını böylesi bir zan altında bırakması için neden olabilir? Yoksa SKY TURK’teki gücünü bu uğurda mı kullandı Akinan? Bunu mu anlamalıyız?
Bunu anlamasak bile giden koltuğunun acısını tüm meslektaşlarına böylesi bir suçlamayla çıkarmaya çalışan Akinan kaybetti.