Özkök’ün içinde büyüdüğü lobinin Türkiye’yi yönetme sevdası herkesin malumu. Geçmişte hükümet düşürüp hükümet kuran bir yapı o. Aktif siyasi rol ve dolayısıyla risk almadan siyaseti şekillendirme sevdalıları. Buna ister TÜSİAD deyin, ister Doğan Grubu. Her ikisinin de en önde gelen ismi Hürriyet’in kaptanı Özkök.
Özellikle Hürriyet’in “devlet gazetesi” olması savı Hürriyet, yani Özkök ne diyor merakını da beraberinde getirdi hep.
Ancak…
Artık kazın ayağı biraz farklı. Artık Özkök’ün her cümlesinin yeni bir tartışma yarattığı, Hürriyet’in küçücük bir haberinin gündem belirlediği günler geride kaldı. Bu sıkışmışlık geçmişte gündemi yöneten ve yönlendiren Özkök’ün Hürriyet’ini ancak magazin ve kısıtlı bir medya meraklılarından başka kimseyi ilgilendirmeyecek gündem arayışlarına itti ve bu itiş değişen Hürriyet gücünün göstergesi oldu. Son günlerde Hürriyet merkezli çakma Ahmet Hakan Ahmet Arsan tartışması ve çakma türbanlı Ayşe Arman’ın yaz eğlencesinden başka bir tartışma anımsamıyoruz.
Ve geçtiğimiz günlerde bir deneme daha yaptı Özkök. Geçmişten miras Türkiye’nin politikasını belirleme çabası ve Arsan/Arman gayri ciddiliğini telafi kaygısıyla teröristbaşı Öcalan’ın muhatap alınması için adeta kampanya başlattı. Öcalan’a çağrı yaptı, DTP’ye çağrı yaptı, TÜSİAD’a çağrı yaptı, el altından hükümete çağrı yaptı.
DTP balıklama atladı tabii. “Özkök İmralı’ya gidip Öcalan’la görüşürse Türkiye rahatlar” gibi içi boş bir yanıt geldi. Ama kardeş kuruluşu TÜSİAD “Öcalan muhatabımız değil” diyerek Özkök’e soğuk duş yaptırdı. Hükümet ciddiye alıp yanıt bile vermedi. Ve Özkök’ün kendince bu ciddi girişimi de bir Ahmet Arsan, bir türbanlı Ayşe Arman tadında “Özkök hoşluğu” olarak kaldı.
Ve, Ertuğrul Özkök kaybetti.