RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın kamuoyunun kahir ekseriyetinin, AKP’nin ikinci adamı Bülent Arınç’ın onca tepkisine rağmen koltuğuna yapışıp kalmasının, kalabilmesinin açıklanabilir tek bir tercümesi yapıldı: Arınç’tan daha yüksek bir irade Akman’a sırt veriyor. Akman onun için Arınç’ı bile ezip geçebiliyor.
O iradenin tek bir adresi var: Başbakan Erdoğan… Hem Akman da, daha sonra yalanlasa bile, “Başbakan arkamda” dememiş miydi?
Ve bugün…
Her şey netleşti… Ne kamuoyunun duyarlılığı, ne Bülent Arınç’ın ağırlığı… Akman söz konusu olunca en ufak bir önem taşımadı. Erdoğan, Arınç’ın onca Akman yakınmasını “Kendi görüşüdür, bizi bağlamaz” deyip ezdi geçti, “Başbakan arkasında” tezinin doğruluğunu ispatladı.
Tamam… Suçu ispat edilene kadar herkes masumdur, hani o masumiyet karinesi hikayesi… Ama bir de asgari ahlaki duruş karinesi var… İstifa diye bir mekanizma… Vicdan diye bir olgu… Siz tüm bunları görmezden gelir, hepsini yok sayıp sadece birinci karine bana yeter derseniz, kaybedersiniz.
Aynı bugün Başbakan Erdoğan’ın yaptığı gibi... Haydi, geçmiş olsun