MB'DEN FAİZ AÇIKLAMASI: UZUN SÜRE DÜŞÜK KALACAK!

Küresel ekonomideki sorunların henüz tam olarak giderilememiş olduğuna işaret eden Merkez Bankası, toparlanmanın gücüne ilişkin belirsizliklerin de devam ettiğine dikkat çekti. Para otoritesi, bu çerçevede Enflasyon Raporu'nda açıkladığı para politikası duruşu doğrultusunda faiz oranlarının 'uzun bir süre' düşük düzeylerde tutulması gerekeceğini vurguladı.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun (PPK) 17 Aralık'ta yaptığı toplantının özeti yayınlandı. 'Enflasyon Gelişmeleri', 'Enflasyonu Etkileyen Unsurlar' ve 'Para Politikası ve Riskler' başlığıyla üç ana bölümden oluşan özette, son dönemde açıklanan verilerin 'en kötünün geride kaldığını teyid etse' de küresel ekonomideki toparlanmanın henüz yeterince güçlü bir ivme kazanmadığını gösterdiği kaydedildi. Açıklamada, "Kurul üyeleri de bu çerçevede, küresel ekonomideki sorunların henüz tam olarak giderilememiş olduğunu ve toparlanmanın gücüne ilişkin belirsizliklerin devam ettiğini dikkate alan Kurul, Enflasyon Raporu'nda açıklanan para politikası duruşu doğrultusunda faiz oranlarının uzun bir süre düşük düzeylerde tutulması gerekeceğini vurgulamıştır." denildi.

Kredi piyasalarındaki sıkılığın devam etmesinin ve işsizlik oranlarının yüksek seyretmesinin küresel iktisadi faaliyete ilişkin aşağı yönlü riskleri canlı tuttuğuna dikkat çeken PPK üyelerinin, önümüzdeki dönemlerde küresel büyümenin tekrar kesintiye uğraması ve bu durumun yurt içi iktisadi faaliyetteki toparlanmayı geciktirmesi durumunda, politika faizlerinde ek bir indirim süreci söz konusu olabileceği görüşünde olduklarının altı çizildi. Kurul üyelerinin bu durumun gerçekleşme olasılığının, önceki dönemlere göre azalmakla birlikte, henüz 'ihmal edilmemesi gereken düzeyde' olduğunu belirttiği kaydedildi. Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi:

"Öte yandan Kurul üyelerine göre, gelişmekte olan ülkelerin kredi riskindeki nispi iyileşme sonucunda, bu ülkelere sermaye akımlarının güçlenmeye devam etmesi de olası bir risk senaryosudur. Küresel ölçekte parasal ve mali genişleme sonucunda piyasaya sürülen yüksek miktarlı ve düşük maliyetli likidite, risk iştahındaki artışla birlikte gelişmekte olan ülke finansal varlıklarına olan talebi artırmaktadır. Ekonomimizde halen kaynak kullanımının düşük düzeyde olması ve ithal girdi fiyatlarını aşağı yönde etkileyecek maliyet şoklarının nihai ürün fiyatlarına yansıma eğiliminin güçlü olması nedeniyle, sermaye girişlerinin hızlanması durumunda kısa vadede enflasyon üzerinde aşağı yönlü riskler artabilecektir. Böyle bir durumla karşılaşılması halinde politika faizlerinin geçici olarak daha düşük seviyelere çekilmesi söz konusu olabilecektir."

Küresel toparlanmanın yavaş ve kademeli olacağı bir senaryo esas alındığında dahi petrol ve diğer emtia fiyatlarına ilişkin temkinli olunması gerektiğinin ortada olduğuna işaret eden kurul üyeleri, mevcut durumda Türkiye'de talep koşullarının halen zayıf olmasının, yukarı yönlü maliyet şoklarının yurt içi fiyatlara geçişini sınırladığını düşünüyor. Özette, "Bu nedenle Kurul, özellikle yurt içi kaynak kullanımının düşük seyretmeye devam edeceği kısa vadede, küresel emtia fiyatlarındaki kısa vadeli dalgalanmalara tepki vermeyecektir. Emtia fiyatlarında gözlenen artışın küresel büyümedeki kalıcı ve güçlü bir toparlanmadan kaynaklanan enflasyonist bir eğilime dönüşmesi durumunda ise, para politikası enflasyonu orta vadeli hedeflerle uyumlu tutacak şekilde gereken tedbirleri alacaktır." deniliyor.

YAPISAL DÜZENLEMELER MUTLAKA HAYAYA GEÇİRİLMELİ


Merkez Bankası'nın para politikası stratejisini oluştururken maliye politikasına ilişkin gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceği dile getirilen açıklamada, "Orta Vadeli Program'da öngörülen tutarlı çerçeve mali disiplini sağlamlaştıracak düzenlemelerle desteklenerek daha da güçlendirildiği takdirde, ülkemizin kredi riskindeki göreli iyileşmeyi destekleyecektir. Kurul, programda yer alan hedeflerin uygulamada da hayata geçirilmesi halinde, orta vadede politika faizinin tek hanede kalmasının mümkün olduğunu düşünmektedir." ifadeleri kullanılıyor.

Özetin son kısmında para otoritesinin, küresel krizin yurt içi ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlamak için üzerine düşeni yapmakta olduğuna değinilerek, şöyle deniliyor:

"Küresel risklere karşı ekonomimizin direncini koruması için basiretli bir para politikası gereklidir, fakat bu tek başına yeterli değildir. Orta vadede mali disiplinin sürdürüleceğine dair taahhütlerin ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi, beklenti yönetiminin etkinleştirilerek para politikası kararlarının olumlu etkilerinin desteklenmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Bu çerçevede, Orta Vadeli Program'ın ve Avrupa Birliği'ne uyum ve yakınsama sürecinin gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımlar önemini korumaktadır."