Siyaset arenası özellikle son dönemlerde yeni bir “bu oyunda ben de varım” diyen grupla tanışmıştı. Geçmiş görevleri ve bugün kendilerini sunarken mutlaka isimlerinin önlerine koydukları o ibareyle hepsi “Emekli general” olarak o gruba “emekli generaller” dendi.
Konu hassastı. Çünkü ülkenin en saygın kurumunun emekli temsilcileri olarak kabul ediliyor, ordunun o saygınlığı ve ağırlığı sözlerini ve çıkışlarını siyasete soyunan diğer aktörlerden daha kayda değer yapıyordu.
Ancak, sivil platformlarda yaptıkları çıkışlarını dönüp dolaşıp “Ülke çok zor dönemlerden geçiyor.” gerçeğine dayandırarak çözüm olarak ima yoluyla yada açıktan “darbe”yi gösterince yepyeni bir sorunumuz da olmuştu: Emekli generaller sorunu!
O kadar ki, Genelkurmay, ısrarla görev tanımını anımsatıp askeri bir müdahalenin seçenek olmadığını anımsatmak zorunda kaldı, emekli generallerin görüşlerinin TSK’yı bağlamadığının altını çizdi, bu çıkışları engellemek için o generallerin ordu evlerinden yararlanmasını engelleyecek yaptırımlara gitti.
Çünkü çağdaş demokratik toplumlarda görev dağılımı belliydi ve kendi görevini layıkıyla yerine getiren TSK; eski mensuplarının görünme kaygısı, kişisel hırs ve birtakım ilişkiler nedeniyle itibarına gölge düşürmesini ve farklı bir alana çekmesini istemiyordu.
İşte; neredeyse her konuşan emekli generalden bir darbe iması beklemeye alışıldığı bir ortamda emekli Tümgeneral her gün başka bir toplantıda konuşuyor, tecrübelerini izleyicilerle paylaşıyor. Ama alışılan ve beklenen dışında sorunları dile getirdikten sonra son çözüm için darbeyi göstermiyor.
Mesela Türk Ocakları Çorlu Şubesi’nin davetlisi olarak yaptığı konuşmada "Darbelerin kısa sürdüğünü ve yönetimlerin kısa sürede sivillere devredildiğini" söyleyip yakınan bir katılımcıya "Siz darbelerden sonra sivillere yönetim devredilmesin diyorsunuz. Atatürk, bu Cumhuriyeti darbeler için kurmadı. Bu üniformayı sen mi giydin, ben mi giydim? Sen tam bir militaristsin" sözleriyle sert çıkarak asker sorumluluğunun emekli olduğu zaman bile bitmeyebileceğini gösterdi.
Ve kazandı.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |