Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun haftasonu operasyonunun üzerinden 24 saat geçmeden, iki uluslararası grup nihai fiyat, ’due dilligence’dan sonra kesinleşmek üzere Sabah medya grubuna 800 milyon dolar civarında bir fiyatı peşin olarak ödemeye hazır olduğunu iletti.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, önceki akşam Turgay Ciner’in işletmecisi olduğu Sabah gazetesi ve atv’nin merkezinin bulunduğu Balmumcu’daki binaya gelip tüm şirketlerin ortaklık hakları ile yönetim ve denetimini devraldıktan sonra, ilk iş gününde gelen tekliflerle şaşkına dönmüş vaziyette. Star gazetesini satarken epey zorlanan TMSF, belli ki bu kez aynı zorlukları yaşamayacak.
TMSF’yle temasa geçen iki grubun el konulan Merkez şirketleri için, nihai fiyat due dilligence’dan (gizlilik anlaşması yaparak şirketin defterlerini inceleme) sonra kesinleşmek üzere 800 milyon dolar civarında peşin ödeme yapmaya hazır olduğunu TMSF yetkililerine ilettiği öğrenildi.
Medya yükselen değer mi?
TMSF’yle temasa geçen taliplerin son 3-4 yılda dünyadaki satın alma faaliyetlerinin yarıdan fazlasını gerçekleştiren private equity fund’lar (özel sermaye fonları) olduğu ileri sürülüyor. Bu tip fonlar medya gibi, kendine has özellikleri olan sektörlere yatırım yaparken, asıl işi medya olan büyük gruplarla hareket ediyor. Yani stratejik yatırımcı (medya şirketi) ile “sponsor” denilen özel yatırım fonları birlikte teklif veriyor.
2007 yılının ilk 3 ayında dünyada satın alma birleşme işlemlerinin toplamı rekor düzeye ulaşarak 1 trilyon 130 milyar doları aştı. Bu rakama ulaşılmasında satın almalarda oldukça agresif davranan özel yatırım fonlarının büyük etkisi bulunuyor. Özel yatırım fonları geçen yılın en büyük satın almalarında da hep baş aktör olmuşlardı.
Ciner’in fiyatının iki katı
800 milyon dolar, ilk etapta teklif edilen daha doğrusu telaffuz edilen rakamlar. Ancak bu bedel bile Turgay Ciner’in şirketler için 10 yılda vade farksız ödemeyi teklif ettiği 380 milyon doların iki katından fazla bir rakamı ifade ediyor.
(Turgay Ciner, TMSF ile 433 milyon dolarlık bir ödeme planında anlaşmıştı. Ancak bu miktardan Turgay Ciner’in Etibank’a olan 23 milyon dolarlık borcu ile satılan şirketlere üçüncü kişilerin uyguladıkları hacizler nedeniyle oluştuğu iddia edilen 20 milyon dolarlık mükerrer ödeme düşüldüğünde Bilgin grubu şirketlerinin Ciner’e gerçek maliyeti 380 milyon dolar civarında hesaplanıyordu.)
Bir önemli ayrıntı daha... Sözkonusu şirketlerin satışından TMSF’nin kasasına girecek para 800 milyon dolar civarında olsa bile Etibank’ın batmasından kaynaklanan kamu zararının tamamı tasfiye edilmiş olacak.
Peki TMSF’nin el koyma operasyonundan daha 24 saat bile geçmeden 2 ciddi teklif nasıl gelebildi? Bu soruya yanıt vermeden önce Türk medya sektörüne hayat veren reklam harcamalarına gözatmakta fayda var.
2006 yılında reklam harcamaları 3 milyar 675 milyon YTL oldu. Bunun 1.4 milyar YTL’sini televizyonlar, 1 milyar YTL’sini ise gazeteler aldı. (Gazete ve dergi rakamını birlikte kullandım.) Yani aslan payı gazete ve televizyonların.
Reklam pastası büyüyor
2001’deki dehşetli küçülmenin ardından 5 yıl üst üste yüksek büyüme oranları gerçekleştiren Türkiye ekonomisinde reklam harcamalarında da önemli artışlar yaşandı. Konut sektöründeki patlama, otomobil ve beyaz eşya satışlarındaki artış, GSM sektöründeki rekabet reklam dünyasına gözle görülür bir ivme kazandırdı.
Reklam harcamaları 2005 yılında 1.7 milyar dolar civarındaydı. 2006’da ise 2.1 milyar dolara yaklaştı. 2007 öngörüsü yüzde 25’in üzerinde büyüme...
Görüldüğü gibi reklam pazarında yol alınacak daha çok önemli bir mesafe var. Tüm bu artış rakamlarına rağmen reklam harcamalarının GSMH içindeki payı yüzde 0.5’ler düzeyinde.
Worldwide Advertising Market’in raporuna göre bu oran gelişmiş 7 büyük ülkede ortalama yüzde 1’in üzerinde. Aynı rapora göre, nüfus başına reklam harcamasının AB ortalaması 190 euro, ABD ortalaması 479 euro. Bizde 2006 reklam harcamasını euro olarak ifade edersek 18-19 euro civarında kaldığını görüyoruz. Yani Avrupa ortalamasının onda biri...
Yakın zamandaki alımlar
Türk medya sektörünü inceleyen analistler bu rakamlara bakıyorlar, Türk ekonomisinin gelişimini yanına koyuyorlar ve daha alacak çok mesafe olduğunu görüyorlar.
Zaten yabancıların Türk medya sektörüne olan ilgisinin altında da büyüyen bu rakamlar var.
Hatırlayın, Doğan Yayın Holding (DYH) yüzde 99.51 iştiraki olan Doğan TV Holding A.Ş.’nin (DTV) yüzde 25’ni, 375 milyon euroya Axel Springer’e sattı. Tüm hisseler için 1.5 milyar euroluk toplam değer hesap edildi.
Turgay Ciner bile halka açılma hesapları yaparken şirketlerin değerini 1.2 milyar dolar olarak hesaplamıştı. Kendisi TMSF’den 10 yıl vadede 433 milyon dolara aldığı yayınları 1.2 milyar dolar değer üzerinden satacaktı. Şayet SPK, İMKB bu satışa izin vermiş olsaydı, Ciner yüzde 25’lik halka arz ile tüm TMSF borcunu erken kapatacak, bir anlamda koskoca bir medya grubuna bedelsiz sahip olacaktı.
Medya sektörünü yakından takip eden, Sabah’ın halka arz macerasına da kıyısından köşesinden katılan analistlere ilk etapta gelen 800 milyon dolarlık tekliflerle ilgili görüşlerini sordum. Hiç şaşırmadılar. Hatta eklediler: ’1 milyar doların üzerine çıkılırsa şaşırmamak lazım.’
Masserati ile geldi
Saat 15.00-15.30 sıralarında Turgay Ciner TMSF’ye çağrıldı. Zaten Ciner’in TMSF’nin Esentepe’deki binasına Masserati araba ve spor kıyafetlerle gelmesi hazırlıksız olduğunu gösteriyordu. Ciner binada 45 dakika kaldı. Görüşmede birkaç saat sonra şirketlerine el konacağı söylendi. Turgay Ciner birkaç gün süre istedi ama TMSF bu talebi reddetti.
Turgay Ciner, TMSF’den çıkıp birkaç yüz metre ötedeki Sabah ve atv binasına gitti. O sırada Kenan Tekdağ ve Fatih Altaylı da binaya geldiler. Ciner binada üst düzey yöneticileriyle bir toplantı yaptı ve TMSF ekiplerinin binaya gelmesinden yarım saat kadar önce binayı terketti.
Vatan
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |