Uzmanlar, şeker hastalığının ağız diş sağlığıyla olan ilişkisi, diş kayıpları, tedavi süreci, önlemler ve öneriler konusunda hastaları bilinçli olmaları için uyarıyor. Tanfer Diş Kliniği’nden Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Nihat Tanfer; ‘Şeker hastalarının enfeksiyon eğiliminin oldukça yüksek olduğu, buna paralel doku yıkımı sürecinin daha hızlı işlediği ve iyileşme döneminin de daha geç olduğu, bu nedenle şeker hastalarında diş tedavilerinin oldukça büyük önem taşıdığını belirtiyor.’
Şeker hastalığı, kandaki glikoz seviyesini (kan şekerini) düzenleyen esas hormon olan insülinin az salgılanması yada hiç salgılanmaması (Tip 1 Diabet) veya dokuların insüline yeterince cevap verememesine bağlı ( Tip 2 Diabet) görülen bir hastalıktır. Toplumda daha yüksek oranda görülen Tip 2 Diabet hastalığının majör belirtileri fazla yemek yeme, su içme, idrara çıkma ve kilo kaybıdır. Bunların yanında genelde 45 yaş üzeri şişman bireylerde, açlık kan şekerinin 125 mg/dl, tokluk kan şekerinin de 200 mg/dl’nin üzerinde olduğu durumlarda ‘Tip 2 Diabet’ tanısı konulmaktadır. Bu hastalık, vücutta birçok değişikliğe sebep olmaktadır.
Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Nihat Tanfer, şeker hastalığıyla ilgili spesifik lezyon bulunmamakla beraber kontrol edilemeyen şeker hastalıklarında, damakta, yanak mukozasında ve dilde ilerlemiş doku kaybı sonucu ortaya çıkan bozukluklar görülebileceğine değiniyor.
KONTROL ALTINDA OLMAYAN ŞEKER, ÇENE KEMİĞİNDE ERİMELERE NEDEN OLUR
Kontrol altında olan şeker hastalığı, diş hastalıkları bakımından zemin hazırlayan bir faktör teşkil etmez. Çocuk yaşta görülen diyabette on yaşın altında sanki diş gelişimi hızlanmış gibi görünse de daha sonra gecikmeler görülür. Şeker kontrol altında değilse iltihabi hastalıklar, çürük ve mantar enfeksiyonları görülür. Diş etlerinde şişme ve temasta kanama vardır. Dişler çabuk sallanır duruma gelir. Dişlerde her yönde görülen bu geniş hareketlerin sebebi çene kemiğinde meydana gelen
total erimelerdir. Bilhassa dişlerin üst çenede sallanarak düşmelerini yaygın kemik rezorbsiyonları takip eder. Bu durum damağın düzleşmesine yol açar. Anti diabetik ilaçlar ağız kuruluğuna sebep olur. Ağızda aseton kokusu mevcuttur. Bazen tükrük bezlerinin şiştiği görülür.
DİABETE BAĞLI DİŞ KAYIPLARI
Şeker hastaları enfeksiyona eğilimlidirler. Enfeksiyon varlığında, iltihaba karşı vücudun savunma mekanizması yavaş işlediğinden, yara iyileşmesi gecikir. Böyle olunca da, gerek ağız içinde olsun gerekse vücudun herhangi bir yerinde, mevcut bir hastalığın oluşması, ilerlemesi, tedavisi ve tedavi sonrası durumun idamesi güçleşecektir. Dişi çevreleyen ve destekleyen dokuların iltihabı anlamına gelen ‘periodontitis’ hastalığı diabetik hastalarda sıklıkla rastlanan ağız içi bulgulardandır.
Dokularda meydana gelen değişiklikler;
Dişetinin iltihabıyla birlikte dişeti kanaması,
Dişeti büyümesi,
İltihabın alt dokulara geçişine bağlı olarak kemik kayıpları
Ağzı ver diş sağlığı kontrol altına alınmadığı meydana gelebilecek problemler;
Dişlerde sallanmalar ve diş kayıpları
Tekrarlayan apseler,
Tükrük akışında azalma,
Ağız kuruluğu,
Ağız kokusu,
Yüksek çürük riski,
Mantar oluşumları.
Diyabetli hastalar tedaviyi bekleme sırasında hasta hipoglisemiye girebilir. Travma, stres ve enfeksiyon hastanın insülin ihtiyacını artırır.
Diyabetli hastalarda doku yıkımı süreci daha hızlı işlemekte ve iyileşmesi de daha geç olmaktadır. Bu nedenle diabetli hastalarda her türlü cerrahi operasyonda dikkatli olmak gerekir. Doktor kontrolü altındaki ve düzenli ilaç kullanan bir diabet hastasına her türlü diş hekimliği uygulaması yapılabilir. Randevu saatleri sabaha alınarak ve işlem süresi kısa tutularak hem stresten uzak durulup hem de ilacın kanda maksimum olduğu zamanda çalışılabilir. Uzun ve komplike işlemlerde, diabetli hastaların bağışıklık sistemi zayıf olduğu için, antibiyotik koruyuculuğunda çalışılabilir. Tabii ki, bu durumların hepsi diş kekimi ve tıp doktoru arasında planlanmalıdır..
DİŞ VE DİŞ ETİ HASTALIKLARINDA ERKEN DÖNEM BÜYÜK ÖNEM TAŞIR
Diyabetli hastalarda ağız ve diş bakımı normal bireylere göre daha da fazla önem kazanmaktadır.
Diş fırçalama,
Diş ipi kullanımı
Düzenli diş hekimi kontrolü
ile ağız hijyeninin sağlanması son derece önemlidir. Dişeti hastalığının erken safhasında dikkatli olunması, oluşabilecek ağız içi değişimleri hekime bildirmek, hastalığın seyrini yavaşlatacaktır. Aynı zamanda diabetin kontrol altında tutulması hem genel sağlık hem de diş- dişeti sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır.
TEDAVİNİN EN BÜYÜK RİSK FAKTÖRÜ: KOMA!
Diyabetli hastalar tedavi sırasında hipoglisemik ya da hiperglisemik komaya girebilirler. Bu durum çok sık görülmese de diş hekiminin konuya hakim olması gerekir. Hiperglisemik koma yavaş yavaş gelişir ve kişi oldukça hasta vaziyettedir. Enfeksiyon en fazla olayı başlatan faktör olduğundan hasta genellikle sıcak kuru cilt ve ketotik nefese sahiptir. Hipoglisemik koma uygun olmayan dozda insülin alınımıyla meydana gelir. Hipogglisemik koma genellikle bir doz insülin alınmasından sonra eğer yemek yememişse yaklaşık bir saat sonra veya daha sonra, eğer insülinden sonra yetersiz bir yemek yemişse yaklaşık 4 saat sonra görülür. Hipoglisemik komanın en belirgin semptomları; baygınlık, terleme ve agresif davranışlardır. Hastada ateş yoktur. Tedavisinde; hasta şuurlu ise tatlı içecekler şeklinde şeker verilir, şuursuzsa dextroz infüzyon şeklinde verilmelidir.
ŞEKER HASTALIĞINDA DİŞ KAYIPLARI PSİKOLOJİK PROBLEMLERE SEBEP OLABİLİYOR
Diyabetli bir hasta için kronik bir hastalığa sahip olduğunu ve yaşam biçimini değiştirmesi gerektiğini kabullenmek çoğu zaman zordur. Diyabetin geç komplikasyonlarına duyarlı olduğunu ve beklenen yaşam süresinin kısaldığının farkında olan hasta için bu güçlükler artmaktadır. Geleceğe yönelik endişe, yeterliliğini kaybedebileceği ve başkalarına bağımlı hale gelebileceği korkuları, beden görünümün bozulacağına dair endişeler, hastanın fiziksel, bilişsel ve duyusal işlevlerini ve sosyal yaşamını etkiler. Bu etkilenme eski çatışmalar ve çözümlenmemiş ruhsal sorunların açığa çıkmasına neden olabilir. Geleceğe ilişkin umut, beklentiler, yaşam amaçları zorlanır ve temel güven duygusu zedelenebilir. Diyabetli hastalarda vücut, organ ve bölümlerinin zedeleneceği korkusu da vardır. Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Nihat Tanfer, Hastalıktan en çok etkilenen bölgelerden birinin ağız çevre dokuları ve dişler olduğuna değiniyor. Dr. Tanfer, Diyabetin etkisiyle dişlerde ortaya çıkan sorunlar hastayı daha da olumsuz etkiler. Çünkü dişler hastanın hayatını idame ettirebilmesi için önemli unsurlardır. Bunların yanı sıra, hastanın estetik görüntüsüne de büyük katkısı olduğunu vurguluyor.
ŞEKER HASTALIĞI DİŞ HEKİMİNE GİTMEYE ENGEL DEĞİL!
Diş eksikliğinden ve dişlere yapılacak olan müdahale sonuçlarından korkan hasta genellikle diş hekimine gitmemeyi ve ağız yapısının oluruna bırakmayı tercih eder. O zamanda ağızdaki problem boyutları büyür ve çoğunlukla hastalar dişsiz hale gelirler. Beslenme sorunları ortaya çıkacağından hastanın genel sağlık durumu tehlikeye girer. Genellikle diş hekimlerinin teorik bilgi noksanlığından kaynaklanan veya herhangi bir sorun ortaya çıkar hobisinden dolayı hastalara ‘aman senin şekerin var, hastaneye git .’ şeklindeki önerileri hastaları daha da ürkütür ve korkutur.
Bu sebeple hekimlerin öncelikle diabetik hastalara müdahale etmeden önce tedbirli davranıp sonrasında gerekli müdahaleyi yapması ama mutlaka müdahale etmesi kaçınılmazdır. Yanlış bilgilendirme hastada zaten mevcut olan korku ve stresi artırarak telafi edilmez sonuçlar ortaya çıkmasına neden olur.
HÜRRİYET
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |