Sevgili Emin Bey,
Her zaman olduğu gibi bugünkü yazınızı da büyük bir dikkat ve ilgi ile okudum.
Öncelikle, benimle ilgili takdir dolu cümleleriniz için teşekkür ederim. Milletvekilliğinin hakkını vermeye çalıştım, her zaman da öyle yapacağım.
Yazınızı en samimi duygu ve düşüncelerle yazdığınıza hiçbir tereddüdüm yok. Bu yazıdaki düşüncelere benzer düşüncelerinizi zaten daha evvel ART’deki programınızda da belirtmiştiniz.
Düşünceleriniz çok samimi ama bazılarına iştirak etmeme imkan yok. Müsaade ederseniz anlatayım:
Geçen seçimlerde AKP’nin iktidara gelmesi Genç Parti’nin aldığı yüzde 7.25 oy yüzünden değil, iktidardayken perişan olarak oylarını yüzde 22’den 2’ye düşüren DSP; yüzde 17’den yüzde 8’e düşüren MHP; yüzde 12’den yüzde 5’e düşüren Anavatan ve yüzde 12’den yüzde 9’a düşüren DYP sayesinde oldu. AKP’nin başarısını, Genç Parti’nin aldığı yüzde 7.25 oydan ziyade, iktidarda perişan olarak oy kaybeden bu 4 partide aramak daha doğru olmaz mı?
Buna rağmen, sizin de belirttiğiniz gibi, Genç Parti’nin haksız da olsa “bir bölen” imajı olduğu için, geçen ekim ayında, hiçbir ihtiyacımız olmamasına rağmen, bir Parti kararı olarak ben defalarca aynı açıklamayı yaptım: “Önümüzdeki genel seçimlerde bir bölen değil, bir birleştiren olmak istiyoruz. CHP ile, MHP ile ve düz ovadan vazgeçerlerse DYP ile işbirliği yapabiliriz. İşbirliği yapmayacağımız partiler AKP, AKPlight ve etnik bölücülerdir” dedim.
Uzattığımız elimiz havada kaldı. MHP en baştan, siyasi nezaket çerçevesinde “Biz seçimlere tek başımıza gireceğiz, ittifaka girmeyeceğiz” dedi. Sayın Baykal’la iki kere görüştüm. Bu görüşmeler de kamuya açık oldu. Sayın Baykal’a dört ayaklı bir işbirliği teklif ettim:
Genel seçimlerde işbirliği ve CHP listelerinden seçime girilmesi, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde işbirliği ve arzu ediyorsa Sayın Baykal’ın cumhurbaşkanlığı adaylığının desteklenmesi, muhtemel bir hükümet koalisyonunda işbirliği ve çok önem verdiğimiz Mart-2009 yerel seçimlerinde işbirliği.
Bu son ayağa genel seçimler kadar önem veriyoruz. Zira, AKP zihniyetinin başta İstanbul ve Ankara olmak üzere yerel yönetimlerden tasfiye edilmeleri gerektiğine inanıyoruz.
Başta prensip olarak evet diyen Sayın Baykal sonra, özellikle İstanbul’dan büyük bir medya patronunun telkin ve etkisiyle bu prensip mutabakatının çerçevesini daralttı ve siyasi ahlaka hiç sığmayacak bir şekilde “Cem Uzan Sakarya’dan bağımsız aday olsun, Genç Parti’den adaylara 4-5 kontenjan verelim, bütün tabanı da bize oy versin” gibi saçma diye bile nitelendiremeyeceğim bir teklifi iletti. Pek tabii reddettik.
Ağar DYP’yi Mumcu’nun bataklığında boğdu, belki de kendi hatalarıyla boğuldu bilemem. Anavatan- DYP birbirleriyle pazarlık ederken, hiçbir gerçeği olmamasına rağmen, bizim ismimizi de bu pazarlıkların içinde kullanmak istediler; kesinlikle reddettik. Zira, o görüşmelerin aktörlerini tanıdığımız için netice bizim için belliydi.
Gördüğünüz gibi bütün iyi niyetimize rağmen, ihtiyacımız olmadığı halde işbirliği için uzattığımız el havada kaldı. Bu arada, en sağlıklı bir şekilde, basın manipülasyonu için de kullanmayı düşünmediğimiz araştırmalar bizi baraj seviyesinde göstermeye başladı.
Sayın Cem Uzan, bütün bu gelişmeleri değerlendirerek, neyin olabileceğini tespit etmek için, nelerin olmadığını da yaşayarak ve göstererek seçimlere, bizim de iştirak ettiğimiz bir kararla yalnız girme kararı aldı.
Siz hangi anketlere, hangi kamuoyu araştırmalarına dayanarak Genç Parti’nin baraj altında kaldığını düşünüyorsunuz bilemem. Ancak Genç Parti halen, seçimlere 10 gün kala, yüzde 13-yüzde 15 aralığında. Halen yükselme trendinde olan tek parti de Genç Parti. Ancak sizin gibi itibarlı kişilerin, samimi ancak yanlış yorumları bu gidişata göreceli bir zarar verebilir.
“Hangi anketlere dayanarak Genç Parti için bu yorumları yapıyorsunuz?” diye sormuştum. Tayyip Erdoğan’ın önünde, Sayın Zeynep Karahan Uslu’nun eşinin yaptığı ankette Genç Parti, benim bile “acaba doğru mu?” diye değerlendirdiğim bir rakamla yüzde 17 ile duruyor.
Müsaade ederseniz bir değişik hesabı da dikkate getireyim:
AKP’nin yüzde 30, CHP’nin yüzde 20, bağımsızların, DP’nin, SP’nin vb, vb yüzde 15 aldığını düşünün, geriye yüzde 35 kalıyor. Bu yüzde 35’i de GP ve MHP paylaşacaklar. MHP de, 7.5 milyon seçmenli İstanbul’da, 2.5 milyon seçmenli İzmir’de yüzde 5’in altında. Geri kalanını siz hesap edin.
Ben size kanaatimi söyleyeyim; bilgiye, araştırmaya dayanan kanaatimi söyleyeyim; 3. parti durumundayız ve Baykal CHP’sini de yakalamamız sürpriz değil.
Sizin, AKP’ye karşı ciddi bir alternatif çıkması arzunuzu çok anlayışla karşılıyorum. Ama bunu hakikaten istiyorsanız, bu alternatifin Baykal’ın CHP’si olmadığını, bilakis Genç Parti’nin mutlaka TBMM’de olmasını desteklemeniz gerektiğini düşünüyorum.
Yazınızda, Meclis’e girse bile Genç Parti’ye muhalefet rolü biçmişsiniz. Neden? Hangi iktidar çıkacak? Eğer, çıkacak iktidarın CHP-MHP koalisyonu olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bir kere MHP’nin barajı geçmesi çok zor; ikincisi geçse bile, Genç Parti olmadığı takdirde CHP ile MHP’nin sandalyelerinin AKP+bağımsızları aşması da çok zor. Üçüncüsü ve en önemlisi başta İstanbul’un önemli bir basın patronunun ve TÜSİAD’ın AKP-CHP koalisyonu istediğini bilmiyor musunuz? Bu sizi hiç hayrete düşürmesin, 23 temmuz sabahı muhtemelen, çıkacak neticelere göre, başta sizin gazeteniz olmak üzere “Milletin arzusu: Büyük uzlaşma ve milli mutabakat hükümeti:AKP-CHP koalisyonu” başlığını atabilirler. Bir müddettir Baykal’ın konuşmalarını, Uğur Dündar’
Mektubum biraz uzun oluyor ama, sizi hakikaten bilgilendirmek istedim. Son olarak da, Tayyip Erdoğan’ın ve TMSF’nin Genç Parti’nin önünü açtığı iddialarına yer vermek istiyorum:
İşte bu tam bir yanlışlık. Sizden, TMSF gazetesi Sabah’ın yaptığı yayınları ve Cem Uzan’ın şahsen hiçbir ilgisi olmayan İmar Bankası meselesi ile ilgili olarak, ek’te yolladığım Yavuz Semerci’nin yazısını tetkik etmenizi rica edeceğim.
Emin Bey,
Bütün bunları dikkate aldığınızda, sizin hassasiyetlerinizdeki bir kişinin Genç Parti’ye karşı olması değil, Genç Parti’nin TBMM’ye girmesini teşvik etmesi lazım. Zira, AKP’nin antitezi Genç Parti, Tayyip Erdoğan’ın antitezi Cem Uzan.
Zaten İnşallah TBMM’de kuvvetli bir şekilde olacağız. Özellikle benim muhalefetteki çalışmalarımı takdir etmişsiniz. Siz bizi bir de iktidarda görün. Türkiye’nin kaderi müspet manada değişecek.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...