SKYTÜRK’teki ’Son Nokta’ programına katılan
İbrahim Tatlıses, "Bodrum’da 18’lik kızlarla dolaşmak yerine buraya mitinge geliyorum" sözlerini ’klişe bir söz’ olduğu için söylediğini belirtti.
Tatlıses, isim vermeden Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan Coşkun’un ’Vay terbiyesiz vay’ başlıklı yazısına göndermede bulunarak, yazar hakkında çeşitli iddialarda bulundu.
İbrahim Tatlıses, ismini vermediği Ahmet Hakan ile ilgili bazı ’alem’ görüntülerinin eline geçtiğini anlattı.
Tatlıses, yazar ile ilgili sert ifadelerde bulundu: ’Ünlü değil bana göre, çok ünlü değil. Normal bir köşe yazarı. Ona buna saldırmayla köşe yazarlığına çalışıyor. Orada yanlış bir üslup kullanmış. ’Vay terbiyesiz vay’ diyor bana. Ben terbiyesiz oluyorum. Kendisi bir köşe yazarı çok tahsilli kültürlü bir insan. Attığı başlık ve kullandığı üslup benden daha beter. O kendini biliyor. Mahkemeler de onu bilecek zaten. Bugün direk mahkeme açtım.’
Tatlıses’in Ahmet Hakan ile ilgili sözlerinin videosu:
Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan, 19 Temmuz 2007 tarihli yazısında Tatlıses’in "Bodrum’da 18’lik kızlarla dolaşmak yerine buraya mitinge geliyorum." sözlerini eleştirerek şu yazıyı kaleme almıştı.
’Vay terbiyesiz vay’
MİLLETVEKİLİ adayımız İbrahim Tatlıses, şu temmuz sıcağında, ulusunun geleceğini kurtarmak amacıyla çıktığı seçim meydanlarında kan ter içinde kalınca...
İçinden "Ulan amma büyük fedakárlık yapıyoruz" diye geçirerek, şu çarpıcı saptamayı yapmış:
"Bodrum’da 18’lik kızlarla dolaşmak yerine buraya mitinge geliyorum."
Görüyor musunuz göz yaşartıcı özveriyi?
60’ına yaklaşmış bir adamın, "miting meydanlarında koşturmak" çilesine karşılık olarak aklına gelen en şahane alternatif eylemin "Bodrum’da 18’lik kız kovalamak" olmasına mı yanalım?
Yoksa...
Siyasete atılarak, o doymak bilmez iştihasına "kısa bir ara" vermiş olmasını bile "müthiş fedakárlık" olarak sunmasına mı yanalım?
Peki diyelim ki İbrahim Tatlıses seçildi...
O zaman ne olacak?
Her Meclis konuşmasına, "Bodrum’da 18’lik kızlarla dolaşmak yerine buraya yasama çalışmalarına katılıyorum" diye başlayarak, başımızda bir "özveri bozası" mı pişirecek?
Bence en iyisi İbo’yu Meclis’e göndermek yerine, Bodrum’a "18’lik kızlar"a gönderelim de, hem o hem de biz rahat edelim.