Güzel, Ergenekon Davası ve İddianame'de yer alan iddia ve bağlantılarla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Güzel, bu davanın Türkiye'nin karanlıkta kalan son 45-50 yılının hesabı olarak görülmesi gerektiğini söyledi. Bu örgütü ve ortaya çıkan ilişkileri Türkiye'nin bir asırlık sürede maruz kaldığı en büyük tehlike olarak gören Güzel, bu tehlikenin delilleriyle birlikte ortaya çıktığına dikkat çekti.
Türkiye'de daha önce Ergenekon'dan bahsedildiğini, ancak üzerine gidilemediğini hatırlatan Güzel, şimdi bu yapının üzerine kararlılıkla gidildiğini söyledi. Devlet kurumlarında ve toplumun genelinde bu örgüte karşı yürütülen mücadeleye ve açılan davaya destek olduğunun altını çizen Güzel, sol aydınların bu konuda sessiz kalmasını hatta karşı çıkmasının anlamlı olduğunu belirterek, "İşin ucunun kendilerine dokunacağını bildikleri için feveran ediyorlar. Ama korkunun ecele faydası yok" şeklinde konuştu.
"SİYASİ İRADENİN TAVRI ÇOK ÖNEMLİ"
Türkiye'de bugüne kadara Ergenekon ve benzeri yapılardan bahsedildiğini, ancak güçlü bir siyasi destek olmadığı için ortaya çıkartılamadığını belirten Güzel, "Mesela merhum Ecevit de Türkiye'de Gladyo'nun varlığından bahsetmişti. Ama üzerine gidilemedi. Yine aynı şekilde Susurluk ortaya çıktığında, halk ışıklarını yakıp sündürmüş ama bir sonuç alınamamıştı. Sadece bir komisyon kuruldu. Çünkü bu dönemlerde bu işin ucu devletin belli noktalarına çıkınca hem güvenlik güçleri hem de yargı engelleniyordu" dedi.
Güzel, Ergenekon davasının arasında ise hem güçlü bir siyasi iradenin hem de devletin kilit kurumlarının desteğinin olduğunu vurguladı. Güzel, bunun, hem güvenlik güçlerinin işini kolaylaştırırken, zaten bağımsız olan yargıya ise cesaret verdiğini söyledi.
"SOL KESİMİN KARNI AĞRIYOR ÇÜNKÜ ÇİĞ ET YEMİŞLER"
Güzel, özellikle sol siyasetçi ve aydınların Ergenekon'a sahip çıkmasını eleştirdi. "Susurluk'un şampiyonluğunu sol geçinen aydınlar yapıyordu. Şimdi ise sus puslar" diyen Güzel, "Şimdi Susurluk'u da ihtiva eden esas yuva ortaya çıktı. O gün bunları söyleyenlerin hiç biri ortada yok. Jakoben, militarist, despot kendilerini Kemalist diye nitelendirenler faşist solcular Eregenekon'a karşı çıkıyor" diye konuştu.
Güzel, bu kesimin Ergenekon'a karşı çıkmalarını ya da üzerine gidilmesini istememelerini iki sebebe bağladı. Buna göre, bir kısmı gözaltına alınanları, 'Atatürkçü' diye düşünürken, diğerleri işin ucunun kendilerine dokunacağını bildikleri için feveran ettiğini ileri sürdü. Güzel, şunları söyledi:
"Caninin, katilin, darbecinin laiki, Atatürkçüsü almaz. Bunlar ADD yönetici ve üyesi deyip Ergenekon'a sahip çıkmak dünyanın en büyük hamakatı olur. Ergenekon'un avukatlığına soyunanlar ise bunlarla ilişkisi var. Bunlar gocunuyor. Biraz da haklılar gocunmakta galiba. Çünkü bunların karnı ağrıyor. Çiğ yemiş bunlar çiğ. Nitekim Baykal'ın ismi böyle bir ilişki içinde geçiyor."
Eski Bakan Güzel, bu arada sol kesimin Susurluk ve Ergenekon konusunda ortaya koyduğu tavrı Türkiye'de aydınların 'çifte standart' yüzünü bir kez daha tescil ettiğini vurgularken, "Mesela bugün YÖK ve Anayasa değişikliği konusunda aynı tavrı görüyoruz. Geçmişte bu kurumlara karşı olan solcu aydınlar Kemal Gürüz, Erdoğan Teziç ve Kemal Alemdaroğlu gibi isimler söz konusu olunca bunları savunmaya geçtiler. Yine 82 Anayasasına en çok sol kesim karşıydı fakat şimdi en çok onlar sahip çıkıyor" şeklinde konuştu. Güzel, sayıları az da olsa gerçek solcuların karşı Ergenekon'a tavır aldığının da unutulmaması gerektiğine dikkat çekti.
"ERGENEKON'UN TSK VE DIŞ BAĞLANTISI ÇÖZÜLMÜŞ DEĞİL"
Güzel, "Medyanın küçümsediği Ergenekon Davası'nda Savcı Zekeriya Öz'ün ortaya koyduğu deliller ezber bozan türden. Devletin en düzeyindeki yöneticilere suikastlardan yargıyı zorlayan ve hatta Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine atılan bombaların Ergenekon terör örgütü tarafından işlendiği ortaya çıkartıldı. PKK ile ilişkiler ve Susurluk olayıyla ilgili çok çarpıcı ilişkiler ve iddialar var" dedi.
Hasan Celal Güzel, sadece bunların ortaya çıkarılması bile bu davanın amacına ulaştığını gösterdiğini belirtti. Güzel'e göre, iki nokta hala açıklığa kavuşturulamamış: "TSK ve dış bağlantısı" Eski Bakan, her ne kadar savcılık ve Genelkurmay böyle bir bağlantının olmadığını ifade etse de ikna olmadığını söyledi. Güzel, şöyle konuştu:
"TSK'yı yıpratmadan bu işin suhuletle çözülmesi lazım. Bu sayede darbeci antidemokratik hareketlerin önüne geçilmiş olur. Yine Ergenekon artık bir mafya çetesi haline gelince her şeyi mubah görünce amacı için içeride her türlü terör örgütü ile ilişkiye girmiş. DHKP-C gibi Marksist ve Leninist yıkıcı örgütlerle PKK terör örgütü ile bağ kurmuş. Yine Uğur Mumcu, PKK'ya giden silahları ortaya çıkardığı için öldürülmüş. Hal böyle olunca uuluslararası gayri meşru işlerin içindeki örgütlerin yanısıra yabancı ülke istihbarat servisleriyle ilişkide olmaması mümkün değil."
Zaman