E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Yeni Türkiye ve Söylenen Gerçek Türkü 

31.07.2008 - 02:51
Yeni Türkiye ve Söylenen Gerçek Türkü

Anayasa Mahkemesi merakla beklenen kararını açıkladı. AK Parti kapatılmadı.

 

Yaklaşık 6 aydır hepimiz gereksiz bir sancıyla kıvrandık.

 

Sancı gereksizdi, çünkü;

 

Tarihten biliyoruz ki Türkiye demokrasisinin en yumuşak karnı laiklik eksenli tartışmalardır. Söz konusu laiklik oldu mu, pek çok şey rafa kalkar ve sistem her türlü dış etkene karşı içe kapanarak kendini korumaya alır. Bu, her ne kadar Avrupa’ya entegre olacak yasalar çıkarılsa da hala böyledir. Ve yine yakın tarihimize baktığımızda siyasi çöplük büyüklüklerine bakılmadan bu ilkeye ters düşen partilerin son ikameti olmuştur. Ama bu gerçek Ak Parti’nin düşünmesine ve aynı hataya düşmesine, “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğu iddiasını engellemesine yetmedi. Tasavvurundan öte büyüyen bünyesini kontrol edemedi, genlerindeki “sisteme kılçık atmak” huyunu dizginleyemedi, anakronik çıkışlarının başlarına nasıl bela açacağını tarihi unutarak yok saydı.

 

Sancı gereksizdi, çünkü;

 

Demokratikleşme yönünde birçok adım atılmıştı. Artık parti kapatmak eskiye göre daha zordu. Birçok yasa yenilenmiş, siyasetin ifade sınırı daha esnek, daha toleranslı bir yapıya bürünmüştü. Ama söz konusu laiklik oldu mu diğer tüm değişkenleri görmezden gelebilecek bir refleksle hareket eden sistem aklı bu sefer de Yargıtay Savcısı Abdurrahman Yalçınkaya eliyle harekete geçti.

 

Ve şimdi;

 

Aklı selim kazandı ve Anayasa Mahkemesi orta yolu bularak hem çok güçlü bir uyarıyla Ak Parti şahsında sistemin bu refleksinin hala ne kadar güçlü olduğunu gösterdi, hem de artık Türkiye’de bazı şeylerin eskiye göre aynı olmadığını sistem bekçiliği yapıp durumdan görev çıkaranlara “kendilerini güncellemeleri için” mesaj gönderdi.  

 

Şimdi kaybı kazanca dönüştürme, kapatma ekseninde unutulan ve unutturulan gerçek sorunlara dönme, ziyan olan altı ayı kör dövüşler etrafında oluşan gündemleri geride bırakarak telafi etme zamanı.

 

Çünkü çok zaman kaybettik.

 

Ak Parti’nin “özgürlük” türküsünün sadece bir tarafını söyleyip diğer taraflarını kasıtlı unutmasından, CHP’nin “sistem ve laiklik” türküsünü tek gerçek olarak görme ve tüm karşı çıkışlarını bu mantık üzerinden dile getirmesinden, bürokratların kara kaplı kitabın sadece bir bölümünü okumasından… 

 

Oysa açlık türküsü, kulak yırtıyor…

 

Oysa işsizlik türküsünün tüm dizeleri o kadar tekrarlandı ki, kendisi nakarat halini aldı...

 

Oysa adalet ve insanca yaşamak türküsü günlük konuşmaların yerine geçti...

 

Ve oysa, bu ülkede özgürlük türküsünü sadece türbanlılar söylemiyor. Türbanlılar dışında bu türküyü dile getirenlerin hepsi Ak Parti’nin özgürlüğe bakışı ve önceliğinin çifte standardını tekrar imliyor.

 

Onun için Anayasa Mahkemesi’nin bu kararını başta Ak Parti olmak üzere herkes tekrar düşünmeli ve bir muhasebe yapmalı.

 

Çünkü Türkiye artık eski Türkiye değil. bu yeni Türkiye’ye eski alışkanlıklarla mukabele ettikçe, siyasetin aklından tarihten ders almayı uzaklaştırıp toplumsal hikayeyi okuyamama hastalığını tedavi etmedikçe, gereksiz sancılar devam edecek…

 

Yeni Türkiye’de yeni siyasetçiler, yeni siyasi duruşlar, duyum eşiğini söylenen gerçek türkülere göre ayarlamış yeni “gerçek kulaklar” olmak zorunda.

 

Zorunda!

YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
SABRİYE.KATRE 31 Temmuz 2008 Perşembe 

HAŞİM KILIÇ GİBİ,ERBAKAN DÖNEMİNDEN KALMA BİR BAŞKAN OLDUKTAN SONRA ,BU KARARI YADIRGAMAMAK LAZIM.SİZLER AKP YANDAŞLARININ AYZDIĞI SİTELERİ BİR DOLAŞSANIZ.SİZLER DENGİR MİR FIRATIN SÖZLERİNİ BİR ANLAMIŞ OLSAYDINIZ,SİZLER OKULLARDAKİ ATATÜRK BÜSTLERİNİN NASIL SALDIRIYA UĞRADIĞINI GÖRMÜŞ OLSAYDINIZ,BİR TÜRBANA TAKMAYA BİR AİLENİN GEÇİMİNİ SAĞLADIKLARINI BİLMİŞ OLSAYDINIZ.LAİKLİĞE NASIL ÖNEM VERMEDİKLERİNİ ANLAMIŞ OLURDUNUZ..TABİİ TABİİ AKP SUÇSUZDUR.AMA BUNU SADECE SİZ BİLİYORSUNUZ.BİZLER SALAĞIZ

Yorumu oyla      18      10  
ali aydin 31 Temmuz 2008 Perşembe 

sayin editor yorumlarim bazen yayinlanmiyor sebebini yazarsaniz sevinirim ve artik yorumda yazmyai dusunmuyorum turktime da saygilar

Yorumu oyla      18      10  
ali aydin 31 Temmuz 2008 Perşembe 

yeni trukiye.. evet ya.... bop esbaskanli,ilimli islamla yonetilmeye calisilan hortumcularin din tazirleri seyhler ulemalarla yonetilmek istenen bir turkiye...

Yorumu oyla      18      10  
süleyman karaca 31 Temmuz 2008 Perşembe 

Son altı aydır yaşanan sancı, siyasete müdahalenin sun’i sancısıydı ve korkarım bu sancıdan sonra doğacak olan anlayış “prematüre bir siyaset anlayışı” olacaktır. Türkiye sevdası kendi doğal seyrine bırakılsaydı çok daha sağlıklı günler bizi karşılıyor olacaktı. Doğal seyrine bırakılmayan bu gidişin sonuncundan çok fazla umutlu olmak için jenüz çok ama çok erken. Neden diye dün akşamdanberi düşünüyorum;Anayasa Mahkemesinin kararı benim için, iki farklı cepheden inanılması imkansıza yakın bir sürpriz oldu. Mahkeme üyelerinin “yargıçlar yönetimi”(jüristokrasi) yaftasından kurtulma isteklerinin doğal sonucu olarak, demokrasi yanlısı bir sunumu karar olarak ortaya koymalarıdır ki, aslında bu sonuç, “yargı vesayeti”nin pekiştirilerek devam edeceğini gösteriyor, kimse buna farklı anlamlar yüklemesin, farklı anlam yükleyenler kendi kendilerini aldatmış olurlar. Bu kararla Ak Parti’nin siyaset alanı dikenli tel örgüyle çevrilmiş, hareket alanı kısıtlanmıştır. Alanın temerküz kampından farkı olmayacağı, alan dışına sarkmanın her an yeni yaptırımlara neden olacağını iyi görmek lazım. 21. yüzyıl Türk siyasetindeki “Erdoğan faktörü”nün siyaset yoluyla yok edilmesinin mümkün olmadığı görülünce, O’nu mefluç duruma getirecek bir manevradan başka bir anlamı yok bu kararın. Erdoğan buna ne kadar boyun eğer veya eğmez, takıyye yapar mı yapmaz mı onu zaman gösterecek, eğer gerekçeli karar da kısa karar gibi ise, bu kararda fazla hayırlı bir yön göremiyorum. Bir vatandaş olarak ben, yüksek Mahkemeden Türk demokrasisine nefes aldıracak bir içtihat bekliyorum. Umarım bu beklentime gerekçeli kararda karşılık bulurum. Beklediğim şey; nerdeyse yüzyıllık bir demokrasi yarası olarak varlığını sürdüren ve “hakim güç” her ihtiyaç duyduğunda kaşıyarak kanattığı “Laiklik” ve “İrtica” kavramlarının açık, net ve anlaşılabilir bir şekilde açıklığa kavuşturulmasıdır. Bu her iki heyula kavram hep kullanılıyor, ancak ne Anayasa ne de diğer kanunlarımızda tanımları yok. Ve bu tanımsız kavramlarla bir kör dövüş, her ihtiyaç duyulan dönemde “açık ve yakın iç düşman konsepti” oluşturulabiliyor, muhalefet olmaktan kurtulamayan müzmin şirret muhalefet, bunu elinde bir şikayet kozu olarak kullanabiliyor. Anayasa Mahkemesi, Sayın Cumhuriyet Başsavcısının İddianamesinde yer alan Ortodoks Laiklik yorumunu mu, yoksa Avrupa normlarına uygun demokratik Hukuk yorumunu mu benimsemektedir. Bunun sosyal ve bireysel hayatımıza yansımaları hangi kapsamda “İrticai nitelik” kazanmakta, hangi kapsamda bireysel ve toplumsal “hak ve özgürlükler” bağlamında değerlendirilmektedir. Eğer Anayasa Mahkemesi, bu kararının gerekçesinde bu belirsizliğe bir açıklık getirirse, kendi tarihinin en hayırlı işine imza atmış olacaktır. Yoksa, “benim oğlum bina okur, döner döner yine okur” tekerlemesiyle “az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik; döndük baktık, bir arpa boyu yol gittik” kısır döngüsünden çıkamamışız demektir.

Yorumu oyla      18      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
yangın
passolig
Jose Mourinho
İsveç
poyraz karayel
İlker İnanoğlu
burçin terzioğlu
uefa
pkk