Son aylarda Türkiye siyaseti, gerilim, kamplaşma, ayrışma ve farklılaşmaya çekilmektedir. Ülkemizin birikmiş ve yıllardır çözüme kavuşturulamayan sorunlarına proje üretmeleri gerekirken, birileri şehitler üzerinden, birileri laiklikten, bazıları da mağduriyet üzerinden siyaset yapmaktadır. AKP hükümeti eline geçen tüm fırsatları, cömertçe harcamıştır. Ülkemizin milli kaynaklarını satarak bütçe denkleştirmeye, yani tabir caiz ise Babadan kalma tespihi satarak, döner yemeğe” gitmektedirler.
AKP BİR AVUÇ “MEMNUNLAR SINIFI” OLUŞTURMUŞTUR
AKP, ülkeyi ekonomik ve siyasi istikrara kavuşturamamış, sadece özel bir “Memnunlar sınıfı” oluşturmuştur. Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer’in TBMM’nin çıkarttığı yasalarının büyük bir çoğunluğunu veto etmesi, Genel Kurmay’ın yayınladığı bildiri ve Anayasa Mahkemesinin, 367 şartını içeren iptal kararından ardından AKP kendi yalnışlarını kabul edip, düzelteceğine, bu durumu bir seçim oyununa çevirmiş ve hemen halka gidip , “önümüzü tıkadılar. 2007 seçimlerinde bizi daha büyük bir çoğunlukla iktidara getirin ki, tüm sorunları çözelim.” Teranesi ile yeni oylar istemişlerdir. Kısacası, şimdi de, Mağdur edilmiş bir parti imajına bürünmeye çalışmaktadırlar.
AK Parti iktidarı gücünü "icraatlarından ve başarılarından değil, halka sattığı istikrarsızlık korkusundan" almaktadır. Yani halka satılan “başarı masalında ki öcü, istikrarsızlık tır”. Şu anda, üçte iki çoğunluğa sahip bir iktidar, Meclis’te işlenmiş bir günahın vebalini, sağa sola, yıkıp, başarısızlığın hesabının sorulmasından kaçamaz. Şu unutulmamalıdır ki; ” Bahane, yenilenlerin yegâne tesellisidir.” AKP, aslında işçiyi, çiftçiyi, üreticiyi, sanayiciyi, memuru, emekliyi, kısacası 7’den 70’e herkesi mağdur etmiştir. Milletimiz artık hem AKP’den ve hem de Sayın Erdoğan’dan soğumuştur. Türkiye siyasetinin çekildiği alan, AKP’nin iddia ettiği gibi “merkezileşme” değil,tam aksine “ sıradanlaşmadır”.
“HALKIMIZIN VİTRİNE DEĞİL, MUTFAĞA BAKSIN”
Halkımız, hizmete ve projelere yönelik siyasi rekabeti özlemektedir. Yaklaşan seçimlerde sırf Milletvekili olma uğruna, yıllarca savunulan görüşlerin tam tersi tuhaf ve adeta komik saflaşmalar meydana gelmektedir. Milletimiz bu saflaşmayı ibretle ve hayretle izlemek ve nedenlerini sorgulamaktadır. Siyasi ve ideolojik kimlikler bir tarafa itilmiş yerini, “Külah kapma sevdası” almıştır. Bir takım çevrelere şirin görünme kaygısıyla, “şu çok güzel görünüyor, onu vitrine koyalım” mantığı siyasete hakim olmuştur. Bize göre vitrine konulanların etkisi ve modası bir mevsimdir, sonra da defolu ürün muamelesi görürler. Buradan halkımıza sesleniyorum! “Siz Vitrine değil, mutfağa bakınız”.
“EMEKLİ PAŞALAR, BAYKAL’DAN DAHA DEMOKRATİK KONUŞUYORLAR”
Adı halk partisi olmasına karşın, halka karşı politikayı benimseyen, aklınca çaktırmadan da hala, 1940larda kalmış, sözde seçkin zürmre rolünü oynayan CHP, ne zaman, anti demokratik güçlerin kapısını çalmaktan, halkı sürekli germekten ve korkular üzerinden siyaset yapmaktan vazgeçecektir? CHP’nin hakiki çözüm paketini acaba halk hiç görecekmi? Yoksa var mı farz edecek?
Sayın Baykal’ın ağızdan savaştan, iç bölünmeden, tehlikeden, darbeden başka birşey çıkmamaktadır. Ve ilginçtir ki; bütün bunları sanki tarım reformu anlatırcasına büyük sakinlik içinde anlatmaktadır. Halkın, CHP Liderini dinlerken ruh sağlığının bozulması işten bile değildir.
Son zamanlarda konuşmaları o kadar militan bir hal aldı ki, TV ekranlarına çıkan kimi emekli paşalar, Sn Baykal’dan çok daha ılımlı kaldılar.Cumhurbaşkanı ve statükocularla kol kola giren CHP, söylemleri ile adeta AKP’ye oy kazandırmakta ve ülkemizi kutuplaşmaya itmektedir. Belki de böyle bir kamplaşmadan kendisine biro y potansiyeli beklemekte ve dağınık olan sol oyları, kendi çatısı altında toplamayı amaçlamaktadır. Kısacası, CHP, Parti çıkarlarını, ülke çıkarlarından üstün tutmakta ve “küllah kapma yarışında” puan kazanmaya bakmaktadır.
Buradan halkımıza soruyorum!
Siz 4,5 yıldır ana muhalefet görevini üstlenen CHP’den, veya büyük bir çoğunlukla meclise hakim olan AKP’den ülkeyi düzlüğe çıkartacak tek bir proje fikri veya uygulaması duydunuz mu? Duyamazsınız. İnşallah 2007 seçimlerinde halkımız, hem CHP’ye ve hem de AKP’ye gereken dersi verecektir.
HALKIMIZ İÇİ BOŞ VAADLERE PRİM VERMEMELİDİR
Bazı siyasi partiler, ayağı yere basmayan, akıl ile bağdaşmayan vaatleri, ‘parlak fikir”miş gibi göstermeye çalışarak oy kazanmaya çalışmaktadır. Milletimiz boş ve anlamaz değildir. Yaygınlaşan iletişim ve bilgi paylaşımı ile artık halk birçok şeyi, bu politikacılardan daha iyi anlamakta, olur ile olmazları gayet iyi ayırt etmektedirler. Dolayısıyla milletimizin içi boş vaatlere karnı toktur.
MHP, CHP’LİLEŞMİŞTİR.
Bir kısım partiler de 4,5 yıldır ortalarda yokken, ülkede ki önemli iç ve dış bir yığın sorun mevcutken, onlardan tek bir cümle duyulmadı. Ama son günlerde artan şehit cenazelerinden sonra, birden hepsi celallenmeye ve ortalarda gözükmeye başladılar. Halkın hissi olaylarla sürüklenip, her şeyi unutacağı varsayımından hareket ediyorlar. Ama bu hesaplarda hepsi yanılıyorlar.
Bu millet sizlere şans vermişti ama çok kötü kullandınız. Size oy verenleri derin bir hayal kırıklığına uğrattınız. Birbirlerinizle aynı hale geldiniz. Dikkat edin, MHP gittikçe CHP’leşti. Bilinmeyen başka bir şey haline geldi, şekilsizleşti. Şu anda bütün bu partilerin arasında hiçbir fark yoktur. Birisi laiklik ve Atatürk’ten bonus toplamaya, diğeri ise şehitler üzerinden siyaset yapmaya çalışmaktadır. Ama en belirgin ortak yanları ise, akla, mantığa ve vicdanlara hitap eden tek bir projelerinin olmamasıdır.
Bakmayın siz , Sn Başbakanın “ülkede istikrar var” dediğine. Başbakana göre istikrar, İMKB’nin endeksinden geçmektedir. Bu ülke ne İMKB’nin istikrarı ile ne de bir avuç zenginin mutluluğu ile ölçülemez. Gerçek istikrarı öğrenmek istiyorsanız, esnafa, işçiye, memura, emekliye, çiftçiye, sokakta iş bekleyen milyonlarca işsize sorunuz.
Ülkemiz sorunlarının yegâne çözüm kaynağı, Milli olan çözümlerden geçer. Saadet Partisi haricindeki diğer partiler çözümleri, AB, ABD ve IMF’de aramaktadırlar.
Biz Saadet Partisi olarak, ne laiklikten, ne şehitlerimiz üzerinden, ne kutuplaşmadan, ne de mağduriyet üzerinden siyaset yapıyoruz. Bizler, geçmişte olduğu gibi bugünde, Milli ve Maneviyatçı kadromuzla projeler üreterek, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya’nın amaçlıyoruz. Seçimlerde Halkımızdan büyük destek bekliyoruz. Çünkü geçmişte hükümet olup kısa zamanda büyük başarılara imza attığımız için, halkımızdan oy istemeye hem yüzümüz, hem de hakkımız vardır.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...