HÜRRİYET - Bayram sohbetlerinin 2. konuğu Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül. Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ile Ankara Temsilcisi Enis Berberoğlu’nun sorularını yanıtlayan Gül, terörle mücadeledeki yeni dönemi anlattı, Abdullah Öcalan’ın bir mahkum olduğunu ve hakları bulunduğunu söyledi.
Terörle mücadelede yeni bir dönem başladı, beklentiniz neler?
Tabii önce terörü durdurmak, etkisizleştirmek ve terörle sonuna kadar mücadele azmini göstermemiz gerekli. Diyoruz ki terör örgütü kan akıtarak, tuzaklar kurarak hiçbir yere varılamayacağını görmüştür. Demokrasi terörü tek başına mağlup edemez, ama demokrasi ve demokratik gelişmeler teröristleri izole eder ve halkı onlardan ayırır. Biz buna çok önem verdik ve neticelerini de aldık. Diyarbakır’daki olaylardan sonra halk, esnaf herkes devletin yanında olduğunu gösterdiyse bunun sebebi budur. Allah korusun yanlışlar yapılırsa tam teröristlerin ekmeğine kaymak sürmek gibi tabiri caizse o nokta ortaya çıkar.
IRAK ZATEN BÖLÜNMÜŞTÜ
Kuzey Irak çok hızlı gelişiyor, Güneydoğumuz için cazibe merkezi oluyor yorumları var.
Yok. Kuzey Irak’takilerle Türkiye’dekiler çok farklı. Kendi vatandaşlarımızın Türkiye’ye bağlılığı ve aidiyetinden asla şüphe etmememiz lazım. Kuzey Irak’ta ayrı bir realitenin ve gelişmenin olduğu ortada. Saddam Hüseyin iktidardayken 36 ile 32’nci paralellerle Irak zaten fiilen bölünmemiş miydi? Şimdi bunlar birleştirilmeye uğraşılıyor.
Irak’ın bölünmesi tehlikesi büyük mü?
Yeni ortaya çıkmış bir durum yok ortada. Teorik olarak konuşuyoruz, Allah korusun bir bölünme yaşanırsa... Iraklıların buna vereceği tepki ve bunun getireceği yeni bir kargaşa veya iç savaş olacaktır. Yani, Irak diktatörden kurtulduk, aydınlık günler gelsin derken, başka bir karanlık safhaya girecektir. Ondan sonra tabii ki ABD de çok zor durumda kalacaktır. ABD’nin de çıkarına değildir Irak’ın bölünmesi.
ABD ÇEKİLME İŞARETİ VERMEDİ
Başkan Bush-Erdoğan görüşmesinde Irak’tan çekilme takvimi konuşuldu mu?
Şöyle konuşuldu. Başkan Bush dedi ki: "Irak’ta hükümet var, başbakan var. Irak’ın kadroları var, onların yerleşmesi lazım. Tabii ki sonra Irak’ı Iraklılar yönetecektir. ’Sizi istemiyoruz’ derlerse yapacak bir şeyimiz yoktur." Tabii ki bir çekilme işareti yok. Arkada büyük bir boşluk bırakılamaz doğrusu. Irak’ın bir an önce düzlüğe çıkmasını istiyorum.
ABD’li koordinatör Ralston’un iki hafta sonraki ziyaretinden somut sonuç bekliyor musunuz?
İki hafta sonra Edip Başer davet etmiş, konferans için gelecekmiş. Amerikalılar bir şeyler yapmak için gerçekten uğraşıyorlar. Ben onlara şunu söyledim: "Türkiye’ye müttefik olan bir ülkede PKK’nın, yani terör örgütünün liderliğinin bulunmasını izah edebilir misiniz?" Kendilerini doğrusu çok mecbur da hissediyorlar kararlı bir şeyler yapmak için. Bu iradeleri olduğunu da görüyorum; ama bizim açımızdan bütün bunlara rağmen biz tamamen onlara bırakacak bir pozisyonda değiliz.
EN KORKUNÇ SAVAŞ İÇİMİZDE
Abdullah Öcalan’la gayri resmi de olsa bir temas var mı? Mesela yemeğini götürenler falan hiç konuşuyor mu?
Onun mahkûmiyet şartları belli. Türk devleti, mahkemeler cezasını verdikten sonra tabii ki, suçluluğu sabit olan insanların, hak ve hukukları var. Bu hak ve hukuka uygun mahkumiyetini sürdürüyor. Her mahkûmun hak ve hukuku var.
Güneydoğu politikasını belirlerken, ifade ederken içinizden gelen çözümü açıkça savunabiliyor musunuz?
Lübnan’a gittiğimde Meclis Başkanı’nı ziyaret ettim. Bana dedi ki: "En korkunç savaş içimizdeki savaştır." Bakın Bosna’da neler oldu, beraber yaşayan insanlar birbirlerini nasıl katlettiler. Terör örgütü bunu oluşturmak için gayret sarf ediyor. Bu tuzağa asla düşmemek lazım.
Örgüt silah bırakırsa yeni bir eve dönüş yasası düşünür müsünüz?
Bizim elimizde herhangi bir af yasası, şu an hiç bu tip bir programımız yok. Bunlarla hiç ilgilenmiyoruz.
Eve dönüş yasası istenilen sonucu neden vermedi?
Geçmişteki yasa Meclis’e ilk gittiği şekliyle çıksaydı daha çok faydası olurdu kanaatindeyim.
Neredeyse dağda emekli olacak yaşa geldiler
Bölgeden yeterli istihbarat geliyor mu, örgütte bıkkınlıktan söz ediliyor.
Vardır elbette. Nerdeyse dağda emekli olacak hale gelmiş, böyle bir şey olabilir mi. Böyle aptalca bir şey olamaz ki.
Çatışmalar durunca yatırımlar hızlanır dediniz.
Çatışmalar olunca biz daha sık yapabileceğimiz şeyleri yapamıyoruz. Şimdiye kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesine insanlar hep cezalandırmak için gönderildi. Lütfen şimdi bakın, bu bizim çok bilinçli bir uygulamamız. Tam tersine, Diyarbakır Valisi, Siirt Valisi, Batman Valisi, Hakkári Valisi Kars’a kadar en seçkin, en dinamik ve gerçekten yarın oralardan en büyük şehirlere getirip, en daha önemli yerlere koyabileceğimiz arkadaşları gönderdik. Emniyet müdürlerimizi de aynı şekilde yaptık.
Tayyip Bey ile Çankaya pazarlığı yapmadık
Tayyip Bey’in cumhurbaşkanlığına aday olması konusunda görüşünüz nedir? Olmasını ister misiniz?
Cumhurbaşkanlığı seçimine süre var. Kuralları ve zamanı belli olmasaydı, bazı şeylerin şu anda tartışılması normaldi. Bu konu ne kadar kısa süre içerisinde tartışılırsa o kadar iyi olur. Yoksa yapacağımız işlerden kendimizi uzakta tutmaya başlarız, enerjimiz bu konuya gitmeye başlar, yanlış olur. Kendi aramızda bile bu konuları konuşmuyoruz.
Erdoğan ile hükümet kurulurken bir pazarlık yaptığınız, kendisi Köşk’e çıkarsa sizin de Başbakanlığa geleceğiniz konusunda anlaştığınız iddia ediliyor.
Hiçbiri doğru değil. Hep bir araya geleceğiz, tabii ki konuşacağız. Tabii ki ne yapacağımızı tartışacağız. Doğru bir karar vereceğimize inanıyorum, bu meseleler tabii ki Türkiye’de siyasetin en önemli konusu olmuş, ama ben bunun aşılacağına inanıyorum. Sonunda Türkiye yoluna devam edecek, birisi cumhurbaşkanı olacak ve Türkiye aynı yolda devam edecek, kuralları belli bunun.
Vatandaşlarımıza son bir mesajınız var mı?
Sizin aracılığınızla bütün halkımızın bayramını kutluyorum.
Emine Hanım o sabah korumaları uyarmış
Başbakan’ın rahatsızlığını nasıl öğrendiniz?
Meclis’e geldiğimizde, Başbakan’ın aracından "Güven Hastanesi’ne gidiyoruz, oraya gelin" anonsu yapıldı. Hatta biz Meclis’te bekleyenlerin önünde durmadan hızla geçtik gittik.
Karşılaştığınızda bilinci açık mıydı?
Şuuru tamamen kapalı değildi. "Benim bir şeyim yok" diyordu, biz de "Biliyoruz, bir şeyin yok" karşılığını verdik. Sonra hemen bir açıklama yaptırdık.
Başbakan’ın programının çok yoğun olması eleştiriliyor.
Tatil yapmaktan utanıyoruz, tatil yapmamakla övünüyoruz. Başbakan cumartesi günü Edirne’deydi, sonra geç saatlere kadar partide çalıştı. Zaten Emine Hanım sabah çıkışta korumaları "Dün gece zor geçti, rahatsızdı" diye uyarmış.
Peki artık tatil yapacak mı, dinlenecek mi?
İnsanlar hep birbirine tavsiyede bulunur ama bunu uygulayamaz. Biz hep birbirimize kendimize dikkat edelim diyoruz ama uygulamaya gelince böyle olmuyor. Benim de kulak rahatsızlığım bile bile oldu, ardından nezle grip geçirdim, doktor dinlenmen gerekirdi, dedi. Gitmemem gerekirdi o şartlarda. Göz göre göre gidiyorum, bazen kendime kızıyorum doğrusu.
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Cüppeli Ahmet Hoca görüntüleri için "aşırılık" yorumunu yaptı.
Cüppeli Ahmet Hoca görüntüleri gündem yarattı, sizin yorumunuz ne?
Başbakan, ABD yolculuğundan dönüşte sizlere söylemişti zaten. Aşırılık var doğrusu. Bunlar çok aşırılık gerçekten, bu tip aşırılıklar bazı ülkelerde daha az, bizde yaygın. Nerede şeffaflık var, nerede açık toplumun ilkeleri geçerli, işte o zaman bu aşırılıklar böyle kamuoyuna geldikçe, insanlar gözünün önünde görüyor. Ak Parti olarak bunları eleştirmekten, yanlış olduğunu söylemekten bizim kaçınacak, çekinecek hiçbir tarafımız yok, açık söylüyorum.
Bu görüntüler sizi de rahatsız ediyor mu?
Ben bir din adamı değilim, ama bireysel olarak söyleyeyim. Din için en tehlikelisi bu tip yapılanmalardır, bu tip haksızlıklardır. Din o zaman yaşanamaz hale gelir, din o zaman hayattan kopar tamamen. Din, hayatlar üstü, çağlar üstü diyoruz. Irk tanımaz diyoruz, coğrafya tanımaz diyoruz. Rus da Müslüman olabilir, Türk de olabilir, Arap da olabilir. Hangisi daha iyi insansa, daha faydalı insansa o önde olacaktır. Namazı bir Rus da kıldırabilir, Arap da kıldırabilir, Türk de kıldırabilir.
BAŞI AÇIK-ÖRTÜLÜ BİZİ İLGİLENDİRMEZ
Beyaz Saray’da eşlerinizin Laura Bush’la birlikte çektirdiği fotoğrafta üçünün de başı kapalıydı. Bu fotoğraf sizi hiç rahatsız etmiyor mu? Partinizde daha çok başı açık kadın olsun istemez misiniz?
En geniş kesimleri kucaklayan, Türkiye’nin partisiyiz diyebilme hakkına sahip olan tek parti Ak Parti’dir. Doğunun da partisidir, batının da partisidir. Ortanın da partisidir. Kuzeyin de, güneyin de partisidir. Dindar insanların da, muhafazakar insanların da, en modern insanların da desteklediği bir partidir.
Ben de o manada sordum. Gelecek seçimde daha fazla eşi başı açık aday gösterecek misiniz?
Biz bu adaylarımızı tespit ederken, kesinlikle bu arkadaşların eşleriyle ilgili hiçbir ölçü koymayız. Eşinin başı açık, örtülü insan bizi hiç ilgilendirmez doğrusu. Merkez Bankası atamasından, başka göreve gönderdiğimiz kişiye kadar bu böyledir. Ama biz bu işi çok iyi yapar diye birisini tespit ettikten sonra baktığımızda "Aa, bu kişinin eşi örtülüymüş, o zaman onun üstünü çizelim" diyemeyiz.
İki koordinatör verimli çalışıyor mu?
Edip Başer’in esas görevi çizildi, Başbakan imzaladı. Üçlü toplantılarda Türk heyetine başkanlık yapacak. PKK ile mücadele Amerika’nın birinci olayı değil ki. ABD’nin bin tane meselesi var. Bin tane meselesinden birisi de PKK ile uğraşmak. Dolayısıyla onların içindeki koordinasyon gerekiyor gerçekten. Ama bizim için de PKK ile mücadele birinci görevdir. Dolayısıyla Başer’in fonksiyonu ile Ralston’un fonksiyonları farklı. Biz bütün PKK ile mücadeleyi Edip Paşa’ya yükleyemeyiz ki!
Şimdiye kadar hiç üçlü toplantı yapılmadı, Irak tarafını neden masaya kabul etmiyoruz?
Biz neticelerin elde edildiği, somut adımların atıldığı toplantılar olsun istiyoruz. Yoksa bir araya geldiğimizde konuşulacak bir platform, böyle bir şey istemiyoruz. Ona ihtiyaç yok. O bakımdan tereddütlerimiz vardı bizim. Yarın Irak’ta aynı irade ortaya çıkabilir. Tabii ki Irak’ın da aynı şekilde katılmasını istiyoruz.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...