Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu, Anayasa Mahkesi'nin 45'inci yılı nedeniyele düzenlenen törende konuştu. Tuğcu'nun açıklamaları özetle şöyle:
Kutsal haklar sadece bir medeniyetin patentinde değil insanlığın ortak haklarıdır. Bu hakların evrensel düzeye getirilmesi gereksinimi zaman içinde doğmuştur.
İnsan haklarının korunması mahkemelere düşmüş, insan haklarının korunması konusunda mahkemelerin bağımsız olarak görev yapma zorunluğu vardır.
İnsan haklarını yok saymakla ortaya koyulan değerlerin, sahilde kurulan kalaler gibi ilk gelen dalgada yıkılıp yok olması kaçınılmaz olacaktır. İnsan haklarına saygılı olmayan insanların ortaya koyduğu çabaları gerçekçi değildir.
TÜRKİYE'DE İNSAN HAKLARI
Türkiye BM'nin ve AİHM'in sözleşmelerine taraftır. Anayasa Mahkemesi ilk kez 2 Mart 2007 tarihinde siyasi parti kapatma ile ilgili çok önemli bir karara imza atmıştır.
Yaklaşık 30 binde fazla vatandaşını teröre kurban veren ülkemizin terör politikası konusunda dış ülkeler tarafından eleştirilmesi yanlıştır. Çünkü kendi ülkelerinde böyle bir terör tehdidi söz konusu olmadığı için bunun ne demek olduğunu anlayamamaktadırlar.
Gerçekte hepimiz insanlığın vicdan mahkemesinde yargılanıyoruz. Savaş ve çatışmanın yetrine barış uzlaşma ve çoğulcul demokrasi almalıdır. Medeniyetler çatışmasına fırsat vermemeliyiz. 21'inciş yüzyılda insan haklarının değerinin dahada artacağına emin olmak istiyotum.
AVRUPA'YA ENTEGRE KONUSU
Türk Ulusu'nun Avrupa'ya uyumu konusunda önemli çalışmalar yürütülmüştür. 35 başlıkta açılan bu süreç başarı ile sonlandırılmıştır. Şu an müzakere süreci devam etmektedir. Girelim veya girmeyelim Avrupa kültürümüzün bir parçasıdır. Türkiye Avrupa müktesebatına girmek için son 15 yılda hiç bir Avrupa ülkesinin yapmadığı reformlara girişmiş ve bundan başarı ile çıkmıştır. Türkiye'nin coğrafi durumunu ve kültürünü öne sürerek Türkiye'nin bir Avrupa ülkesi olmadığını öne sürmek doğru değildir. Avrupa'da daha pek çok başkent kurulmamışken Türkiye medeniyetlere beşiklik ediyordu.
Her dinden insanın kendi ibadethanesinde kulluk vecibesini yerine getirdiği bir ortam sadece Türkiye'de vardır. Türkiye'nin AB dışında bırakılmasının bedeli ağır olacaktır.
Türk Anayası devletin temel haklarını Anayasa'ya göre korunmasını zorunlu görür. Bu haklar, kadın erkek eşitliği, adil yargılanma, ve ifade özgürlüğüdür. Tek başına ve dışa kapalı olarak yaşamak mümkün değildir.
İşbirliği için birlikte çalışmak ve birbirliğimizi tanımak zorundayız. Euhsal ve kültürel ayrılıkların olması üzücüdür. Medeniyetler arası çatışmanın nedeni birbirlerini anlayameye yönelik etkili politika geliştirilmemesidir. Farklılıkların bir arada yaşanması sağlanmalıdır. farklı düşüncelerin karlşılıklı saygı ve sevgi besleyerek aynı ortamda yaşayabilmesi önemlidir. Birlikte yaşamanın ana prensibi insani ortak değerleri yakalamadır.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...