Türkiye Ankara'da kaybettiği 97 canın yasını tutarken A Milli Takım'ın 2016 Avrupa Şampiyonası'na katılma hakkı kazanmasıyla buruk bir sevinç yaşadı. Ancak Konya'da oynanan maçtan önce yapılan saygı duruşunda tribünlerden gelen yuhalamalar ve ıslıklar adeta bir şok etkisi yarattı. Peki 97 canı kaybettiğimiz bir terör saldırısı sonrası gelen bu 'tepkinin' anlamı ne? Yoksa New York Times'ın da yazdığı gibi Türkiye 'ne kederde ne de zaferde birleşemeyen' derin bir ayrışmanın fotoğrafını artık daha mı net görüyor?
Ankara'da barış mitingine yapılan bombalı saldırı sonrasında Türkiye, tarihinin en ağır travmalarından birinin içine girdi. Hayatını kaybeden 97 kişi, yüzlerce yaralı ve yürekleri dağlayan onlarca insan hikayesi...
Katliamın 9 yaşındaki en küçük kurbanı Veysel Atılgan'dan 70 yaşındaki Meryem Mutlu'ya kadar her bir hikaye yürekleri parçaladı, boğazları düğümledi.
Ölenler için 3 günlük yas ilan edilirken gündelik yaşamın keskin yüzü bir şekilde akmaya devam etti. A Milli Futbol Takımı spor tarihinin en kritik maçlarından biri için Konya'da İzlanda karşısına çıktı. Olmazlar oldu, sürprizler birbiri ardına geldi ve Türkiye, 2016 yazında Fransa'da gerçekleştirilecek Avrupa Şampiyonası'na katılma hakkını kazandı. Ancak bu karşılaşma öncesinde yaşanan bir olay adeta şok etkisi yarattı.
Karşılaşma öncesi katliam kurbanları için Konya'daki stadyumda gerçekleştirilen 1 dakikalık saygı duruşu ıslıklar, yuhalamalar ve tekbir sesleriyle bölündü. Peki ama 97 vatandaşın katledildiği bir terör saldırısı sonrası bu 'tepkinin' anlamı ne? Yoksa Türkiye yıllardır dillendirilen 'toplumsal ayrışmayı, kutuplaşmayı' tahmin edilenden de mi derinde yaşıyor?
Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde görev yapan ve spor sosyolojisi konusunda kitapları ve yayınlanmış çalışmaları bulunan Doç.Dr. Ahmet Talimciler'e göre 'Konya'da birbirimize saygı konusunda çok kötü bir sınav verdik.'
Doc.Dr. Ahmet Talimciler
Talimciler yaşanan olayın 'buzdağının görünen kısmı olduğunu' da düşünüyor. "Yaşananları 'tribüne takılan bir avuç lümpenin yaptığı basit bir olay' olarak göremeyiz. Futbol tribünlerindeki insanlar sokakta, mahallemizde, iş yerinde karşılaştığımız, gündelik yaşamdan insanlar. Bu da bize Türkiye'nin toplumsal olarak ne kadar çok ayrıştığını ve bu ayrışmanın devam edeceğini gösteriyor. Biz şu anda buzdağının üstünü görüyoruz."
"Konya'da yaşanan yuhalamalar ve ıslıklardan 'kötü günde de birlikteyiz' düşüncesinin gerçek olmadığını gördüm" diyen Doç.Dr. Ahmet Talimciler, sözlerini şöyle sürdürüyor, "Eğer kötü günde de birlikteyiz düşüncesi gerçek anlamda olsaydı, insanlar ölülerin milleyetine, dinsel inanışına ya da ideolojisine göre yuhalamazlar, ıslıklamazlardı."
Hürriyet Gazetesi'nden Uğur Vardan'a göre ise gelinen noktada 'kardeşlik' olgusu 'neredeyse koca bir yalan' oldu. Toplumsal iklimde nefretin tek ifade biçimi olup çıktığının altını çizen Vardan, aslında ayrışma kültürünün futbol dünyansının bildik reflekslerinden olduğunu söylüyor.
'Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör saldırısında hayatını kaybedenler için son bir görevi yerine getirmek bu kadar mı zordu?' sorusunu yönelten Uğur Vardan, aynı Talimciler gibi 'ortak sevinç ve tasada buluşmanın gerçek olmadığı' düşüncesinin ortaya çıktığını söylüyor.
Uğur Vardan
Vardan sözlerini şöyle sürdürüyor; "Futbol madem hayatın aynası ya da 'Dar Alanda Kısa Paslaşmalar' filminin o ünlü motto'sunda hatırlatıldığı gibi "Hayat futbola fena halde benzer", dolayısıyla bütün bu yaşadıklarımız bizi şaşırtmıyor olsa gerek. Ama son olay şöyle bir farklılık arz ediyor; ortada son derece acımasız bir katliamla hayatına son verilmiş onca insan, onca masum, onca çoluk çocuk, yaşlı genç insan var. Ve hepsi olay mahaline sadece ve sadece 'Barış' isteklerini haykırmak için gitmişlerdi. Cumhuriyet tarihinin bu en kanlı terör saldırısında hayatını kaybetmiş insanlara son bir görevi yapmak bu kadar da mı zordu? Valla ne söylenebilir ki, meseleyi 'İnsanlık' üzerinden tanımlamak da zor, çünkü meselenin insanlık boyutunun çok ötesinde olduğu açık. Galiba artık o malum tanımdaki 'Ortak sevinç ve tasada buluşmak" fikriyatından çok çok uzağız."
hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...