Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve İhracatçı Birliklerinin ayrı bir kanunla kalıcı bir kurumsal kimlik kazandığı takdirde, Türkiye-AB Gümrük Birliği'ni tesis eden 22 Aralık 1995 tarihli ve 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı'nın 4, 5 ve 6. maddelerindeki ithalat ve ihracat üzerinde gümrük vergisi ve eş etkili vergi konmasını yasaklayan hükümlere aykırı olarak yarattığı teknik engeller sebebiyle zaman içerisinde hükmünü yitirmeye mahkum bir teşkilat kanunu yaratılmış olacağını savundu.
TÜSİAD'dan, TİM ile İhracatçı Birliklerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunu Tasarısı ile ilgili yapılan yazılı açıklamada, TÜSİAD'ın, tasarı hakkındaki görüşlerinin, kanun tasarısının Bakanlar Kurulu'nun gündeminde bulunduğu aşamada 29 Mayıs 2008'de Başbakanlık makamına, tasarının TBMM Sanayi Ticaret Enerji Tabii Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu gündemine geldiğinde 15 Mayıs 2009'da adı geçen komisyonun başkanı Soner Aksoy'a ve tasarının TBMM Genel Kurul gündemindeyken de 17 Haziran 2009'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte CHP ve MHP genel başkanlarına mektupla iletildiği bildirildi.
TÜSİAD temsilcilerinin TBMM'deki ilgili komisyon görüşmelerine katılarak görüşlerini sözlü olarak da ilettiği belirtilen açıklamada, TÜSİAD'ın kanun hakkında söz konusu mektuplardaki görüşleri şöyle sıralandı:
''Bugüne kadar Türkiye'nin ihracat hamlesini yapması için gerekli dönüşüm sürecinde TİM'in çalışmaları ihracatımızın gelişmesine kuşkusuz büyük katkı sağlamıştır. Özellikle Gümrük Birliği'nin ardından Türk sanayisi rekabet gücünü artırmış ve AB'ye ihracatını önemli ölçüde geliştirmiştir.
Ancak, TİM ve İhracatçı Birlikleri, söz konusu tasarıda öngörüldüğü üzere ayrı bir kanunla kalıcı bir kurumsal kimlik kazandığı takdirde Türkiye-AB Gümrük Birliği;ni tesis eden 22 Aralık 1995 tarihli ve 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı'nın 4, 5 ve 6. maddelerindeki ithalat ve ihracat üzerinde gümrük vergisi ve eş etkili vergi konmasını yasaklayan hükümlere aykırı olarak yarattığı teknik engeller sebebiyle zaman içerisinde hükmünü yitirmeye mahkum bir teşkilat kanunu yaratılmış olacaktır.
Tasarıyla, İhracatçı Birlikleri ve TİM için kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları benzeri bir yapı öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Bu çerçevede, dünyanın hiçbir ülkesinde ihracatçılığın bir meslek olmadığı ve ihracatçıların meslek kuruluşunun 5174 sayılı kanunla kurulmuş olan odalar ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olduğu unutulmamalıdır. Bir meslek mensubunun ancak bir meslek kuruluşu olabileceğinden, bir meslek niteliğinde olmayan ihracatçılığın bir mesleki kuruluş şeklinde örgütlenmesi anlamlı değildir.''
''TASARININ, İHRACATA EKONOMİK OLARAK DA EK YÜKLER GETİRECEĞİ AÇIKTIR''
Açıklamada, aralarında TOBB'un da bulunduğu çeşitli iş dünyası örgütlerinin, komisyon görüşmeleri sırasında TİM ve İhracatçı Birliklerinin yapacağı tüm görevlerin TOBB'un kendi bünyesindeki odalarda herhangi bir bedel almadan yapılabileceğini ve bu yaklaşımın daha uygun bir yaklaşım olacağını belirttiği ifade edildi.
Tasarının, ihracata ekonomik olarak da ek yükler getireceğinin açık olduğu, ''Gelirler'' başlıklı 18. maddede gelirlerin; giriş ve yıllık aidatlar ile nispi ödeme ve diğer gelirler olarak sıralandığı belirtilen açıklamada, devamla şu görüşlere yer verildi:
''İhracat işlemleri üzerinden FOB bedelin asgari on binde ikisi olarak belirlenen nispi ödeme ihracata çok ağır bir yük yaratacak nitelikte olup alt sınırı mutlaka düşürülmelidir. Birliklerce tanıtım grupları oluşturulması halinde ihracatçılarımızdan FOB bedelinin binde üçü oranına kadar ek nispi ödeme kesintisi yapılması öngörülmektedir. Tasarıya komisyon görüşmeleri sırasında sonradan eklenen bu değişiklikle nispi aidat tutarı yönünden 132 milyon dolar ile 400 milyon dolar arası bir ek yük ülke ihracatımız açısından son derece sınırlayıcı olacaktır ve kabul edilebilir bulunmamaktadır.
Ayrıca tüm işlemlerin elektronik ortamda yapılabileceği bir döneme girilirken İhracatçılar Birliğine gitme zorunluluğunun ihracatçı için zaman israfına neden olacağı açıktır. Bu doğrultuda, anılan tasarının mevcut haliyle sarfı nazar edilerek Anayasa Mahkemesinin 26 Şubat 2009 tarihli gerekçeli iptal kararı doğrultusunda hızla kanunlaşabilecek, daha sınırlı bir düzenlemeye gidilmesinin daha uygun olacağı değerlendirilmektedir.
İhtiyaç duyulan düzenlemelerin kapsamlı ve yeni bir teşkilat kanunu yerine, sınırlı sayıda madde ile 4059 sayılı Hazine Müsteşarlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'da gerçekleştirilmesinin daha uygun olacağını düşünmekteyiz. Mevcut noktada Tasarı TBMM'de kanunlaşmıştır. TÜSİAD da bir sivil toplum kuruluşu olarak, üyelerinin görüşleri ve AB sürecinin gerekleri doğrultusunda yukarıda belirtilen görüş ve uyarılarını söz konusu sakıncalar uygulamada ortaya çıkmadan gündeme getirme gereği duymuştur.''
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...