Sayın Recep Tayip Erdoğan, parti içi dengelerin bozulacağı ve partinin birliğinin devam ettirilemeyeceği korkusuyla kendisi aday olmamış olabilir. Bu tamamen onun kendi tercihidir. Açıklamam bu şekildedir.
Öte yandan; BBP kuruluşundan bu tarafa, Cumhurbaşkanını halkın seçmesini savunuyor.
Cumhurbaşkanı doğrudan halk tarafından seçildiğinde hiçbir şaibeye, tartışmaya meydan vermeden doğrudan milletin iradesi gerçekleşmiş olacak ve sistemin gerçek anlamda demokratikleşmesi sağlanacaktır. Ancak bugüne kadar geçmiş iktidarlar bu demokratikleşmeyi sağlayamadı. 4,5 yıldır Anayasa değiştirecek imkana sahip olan AKP iktidarı da bunu yapmadı.
Bugün Anayasa'nın 102. maddesi Cumhurbaşkanının nasıl seçileceğini ortaya koymaktadır. Bu çerçevede, meclis, Cumhurbaşkanını seçecektir. Mecliste çoğunluğu olan AKP, kendi adayını açıkladı. Bu, o partinin kendi iç dengelerini düşünerek yapmış olduğu bir tercihtir. Sayın Erdoğan, partisinin iç dengelerini de dikkate alarak partinin bütünlüğünü de böyle muhafaza edebileceğini düşünerek, Abdullah Gül'ü tercih etmiş olabilir. Bu, tamamen kendi sorunlarıdır. Sayın Recep Tayip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığına çıkmayarak siyasette kalmasından memnuniyet duydum, çünkü meydanlarda elimizde kaldı. 4,5 yıl içerisinde demokratikleşme adına tek bir adım dahi atmamış olmasının hesabını meydanlarda soracağız.
Millet, AKP'yi "Anayasayı değiştirsin, sistemi demokratikleştirsin, YÖK'ü kaldırsın, başörtüsü problemini çözsün, meslek liseleri ve imam hatip liselerine yapılan zulmü engellesin, dokunulmazlıkları kaldırsın" diye tek başına iktidar yaptı. Ancak AKP bunlardan hiçbirisini gerçekleştirmedi. BOP çerçevesindeki dış politikalarını benimsemediğimizin de altını bir kere daha çizmek istiyoruz. Bunların hesabını seçim meydanlarında soracağız. TBMM'den güvenoyu almış olan her hükümet bizim için meşrudur. TBMM'nin alacağı kararlar meşrudur. Beğenmediklerimizle mücadeleyi biz yaparız. Demokrasi içinde kalınarak, halkın iradesinin gerçek anlamda tecellisini sağlayan demokratik kanallar açık tutularak bu mücadelenin yapılmasından yanayız.
Papatya Falından Gül Çıktı
Cumhurbaşkanlığı seçimi papatya falına dönüştürüldü. "Kim çıktı?", "Kim çıkacak?" Sonuçta papatya falından Gül çıktı. Milletin iradesi tek kişinin tercihine kalırsa, millet sadece papatya falı açar. Böyle bir anlayışı iktidarda kim olursa olsun benim kabul etmem mümkün değildir. Tek kişinin iradesine dayanan yönetimlerin dayanağı ne olursa olsun, insani olmadığını söylüyorum. "Biz maçın ortasında kural mı değiştireceğiz?" diyenlere de hatırlatmak istiyorum: Sizi seçerek iktidar yapanları, kuralları değiştirmeyin diye değil, bilakis kuralları değiştirin diye iktidar yapıyor. Hiç kural değiştirmeyecekseniz, niye iktidar oldunuz? Zaten, "Benim işime yarıyorsa yasalar kalsın, benim işime yaramıyorsa değiştireceğim" anlayışı Türkiye'yi bu hale getirdi. Önceki iktidarlar böyle yaptı. Mevcut iktidar da böyle devam ediyor.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...