Bunu da açıkça ifade ediyorum.
GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, bugüne kadar ağzından çıkan tüm sözlerin, kanunla kendisine verilmiş görevler ve güvenlik politikaları ile ilgili olduğunu vurguladı. "Kimse bize anayasayı hatırlatmasın" diyen Büyükanıt, askerin zamanı gelince görevini yapmak zorunda olduğunu bildirdi. Büyükanıt, Harp Akademilerinde 16 Mart’ta yaptığı basına kapalı konuşmada, Kuzey Irak’taki Kürt liderlerle görüşülmesine karşı çıkan sözlerine Başbakan Tayyip Erdoğan’ın "görüşleri kişisel" yorumuna da yanıt verdi. Bir bölümü dünkü Radikal Gazetesi’nde de yer alan konuşmasında Büyükanıt şu mesajları verdi:
GÖRÜŞLERİM KURUMSAL
Bugüne kadar, ağzımdan çıkan tüm sözler, kanunlarla bana verilmiş olan görevler ve güvenlik politikaları ile ilgilidir ve görevimin gereği doğaldır. Kimse aksini söyleyemez. Genelkurmay Başkanı olarak, Türkiye’nin güvenlik politikaları hakkında konuşmak herhalde bazı kişilerden daha çok benim görev alanımdadır. Türkiye’nin güvenliği bağlamında; PKK terörü ile Türkiye’nin üniter yapısının ve devletimizin temel niteliklerinin korunması başta olmak üzere kanunların bize verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesinde düşünce ve endişelerimizi ifade etmek görevimizin gereğidir. Bu konudaki kararlılığımıza devam edeceğiz.
KAPIKULU DEĞİLİZ
Türk Silahlı Kuvvetleri olarak anayasa ve kanunları, sürekli bize hatırlatanlar kadar biz de biliyoruz. Böyle hatırlatmalara ihtiyacımız yoktur. Hiç kimsenin Türk Silahlı Kuvvetleri’ni kapıkulu askeri olarak görmesini de istemiyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri anayasal bir kurumdur. Asker, zamanı geldiğinde görevini yapmak zorundadır. Bunu da açıkça ifade ediyorum.
TUTUKLAYIP BIRAKIYORLAR
PKK terörü ile mücadelemiz farklı noktalara çekilmek isteniyor. Gerek yurt içi ve gerek yurt dışı kaynaklar, terör olayına farklı anlamlar yükleyerek bunu; azınlıklar, özgürlük, insan haklarına dayalı bir ırkçılık ve bölücülük kavramı olarak Türkiye`nin karşısına getirme gayreti içindedirler ve olayı çok uluslu bir boyuta taşımak istemektedirler. İşin ilginç yanı, PKK terörüne destek veren bahse konu ülke ve kurumların tamamının, PKK’yı terörist örgüt ilan etmiş olmalarıdır. Yurt dışındaki bazı cılız önlemlerin, bu ülkelerin terör örgütüne verdikleri desteği kamufle etmek amacından başka amaç taşımadığı, tutuklananların birer birer serbest bırakılması ile anlaşılmıştır.
PKK’NIN TBMM İRTİBATI
PKK terörü, Irak’ın kuzeyindeki gelişmelerden farklı değerlendirilmemesi gereken, etkileşim içindeki bir olaydır. Zira, terör örgütü oradan beslenmekte, zamanı gelince kullanılır ümidiyle el altında bulundurulmaktadır. Bu teröristler arasında TBMM ile irtibatı devam edenlerin bulunmasının, yüce Meclis’in itibar ve saygınlığı ile katiyen bağdaşmadığını bu vesile ile huzurlarınıza getirmek istiyorum. Terörün yurt içindeki destekçilerinin, coğrafi yönlere dayalı bazı açıklamalarla kamuoyunda gerilimi artırma eğilimine girdikleri de gözden kaçmamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü yanlış değerlendirenlerin bu tür çıkışları ile nereye varmak istedikleri hepimizin malumlarıdır.
FARKLI DUYARLILIK NİYE?
Türk Milletinin gösterdiği en ufak duyarlılığı; "milliyetçilik yükseliyor" diye vasıflandıranlar, bölücü terör örgütünün ırkçılığa dayalı eylemleri karşısında aynı duyarlılığı göstermemektedirler.
ANNAN PLANI ADİL DEĞİLDİ
Annan Planı, adil ve kalıcı bir plan değildi. Çünkü, planın içerisinde her iki tarafı memnun edecek derogasyonlar denen özel düzenlemeler mevcuttu ve derogasyonların büyük bölümü AB yasalarına aykırıydı. Eğer bu plan gerçekleşseydi, herhangi bir Rum vatandaşının Avrupa Mahkemelerine başvurmasıyla, çok kısa sürede bu derogasyonların hepsi ortadan kalkardı. Bu durumda, Kıbrıs Türkünün kazandığını zannettiği her hak elinden giderdi.
Kerkük bütün bölgenin sorunu
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kerkük ile ilgili düşünceleri güvenlik boyutunda olup, Irak’ın bütünsel yapısı ve bu yapının bozulmasının Türkiye Cumhuriyeti’ne etkileri ile ilgilidir. Barındırdığı doğal zenginlikler ve nüfus yapısı bakımından Irak’ın küçük bir modeli olması nedeniyle Kerkük’ün kaderi, Irak’ın kaderiyle doğrudan bağlantılıdır. Kerkük konusu, önümüzdeki dönemde sadece Irak’ı değil, tüm bölgeyi etkileyecek unsurları kapsamaktadır.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...