CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun en önemli söylemlerinden birisi, “Yeni CHP” açılımı oldu.
Geleneksel CHP, ‘Yeni’ kelimesine yüklenen anlamdan hoşlanmadı.
Yeni ifadesinin, Atatürk ve altı ok kavramlarının içinin boşaltılması için bir araç olarak kullanılacağı tezini savundular.
Çok geçmeden de, haklı oldukları anlaşıldı.
Sezgin Tanrıkulu ile başlayan, Mehmet Bekaroğlu ile ivme kazanan süreç, CHP’nin ana omurgalarını çatlattı.
CHP, Atatürk ve ulusal damarın üzerinde yükselen bir parti.
“Yeni CHP” kavramı ile, bu iki değerin anti tezi oluşturuldu.
CHP’de; Tanrıkulu ile BDP çizgisine yakın bir politika izlenirken, Bekaroğlu ile Atatürk karşıtı bir duruşun temelleri atıldı.
Söz Bekaroğlu’nda açılmış iken hemen geçmek olmaz.
Yazdığı yazıda, Atatürk’e ‘Kefere’ dediği öne sürülen Bekaroğlu’nu partiye kimin taşıdığı sır olarak kalmıştı.
Aldığım bilgilere göre Mehmet Bekaroğlu’nu CHP’ye taşıyan isim, Ayşe Önal…
Ayşe Önal, bir gazeteci.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Şafak Pavey’in annesi.
Ayşe Önal, kızının kaza yapmasının ardından cemaatin desteği ile ayakta durmuş bir isim.
Pavey ailesi, Bekaroğlu ile aile dostu.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na, “CHP’nin yeni misyonuna en uygun isim. Solcu ve dinci değil.” sözleriyle ikna eden, Ayşe Önal’dır.
Siyaset elbette alternatifler üretme sanatıdır.
Yenilik yapmak, çağdaş siyaset üretmek için toplumsal karşılığı olan siyasetçilere şans tanınması makuldür ama, akıntıya kürek çeken siyaset, karşılıksız çek gibidir.
Tanrıkulu ve Bekaroğlu başka partilerde başarılı da olabilirler ama CHP gibi, Atatürk değerlerinden vazgeçmesi asla mümkün olmayan bir partide başrolleri almaları, kendileri kadar CHP’yi de yaralayan bir fotoğraftır.
Muhalefetsiz iktidar, iktidarsız muhalefet olmaz.
Böyle giderse, CHP yüzde 20’lerin altına düşebilir ve seçimden hemen sonra Kılıçdaroğlu partide kalamaz.
İyi niyetli bu eleştirilerden Kılıçdaroğlu istifade ederse, CHP’yi de, kendisini de, ayakta tutabilir.
Aksi halde, ‘Görüne köy, kılavuz istemez…”

Talat Atilla/Güneş