Zamanın akışı esnasında ; kişiliğin oluşum ve tamamlanma aşamaları açısından köklü bir ego - süperego savaşımı niteliğinde ve belki de zamandan bağımsız nefs tuzağı hakikatinde irdelenmesi gereken bir mevzu üzerine eğileceğiz.., Bir büyük itikadı , köklü bir ferdiyatı , ulvi bir şahsiyeti veyahut yüce bir haysiyeti kendi varlık aynalarında kendileştirme gayretidir mevzu bahis edilen husus. Taktirden yola çıkıp tenkitten azade bir taklide meylin açıklanma çabasına ışık tutma gayretidir anlatacağım diyalektik. Mukallit ; Var olmanın yerini " _ gibi olmak " yaşantısının aldığı varlık sahasının yaşamsal temsilini betimler. Fıkıh ve tasavvufun ortak lisanında ; taklitçi ve dışsal emareler yoluyla benzetici gibi anlamlara ulaşabilirsek de psikopatolojik tanımlama açısından ; bir çeşit kostüm fetişisti yargısına da varabiliriz. Sıkça karşılaşılagelen mukallit örnekleri ile konuyu zenginleştirmek yararlı olur : yaşantısına dini amellerden reklam alanlardan , dini emirlerin demirini kapital ateşte eğip bükenlere .., Peygamberin yaşadığı dönemlerde giydiği kıyafetin tahmini şekli ile halk içerisinde dolaşmayı meziyet sayıp kumaşlara itikat nakışlayanlardan , yöneticilerin eşiğinde yer edinip , yasaklara kılıf dikmekle mükellef ilahiyat esnaflarına kadar çok çeşitli insan örnekleri mukallit tanımının içeriğinde yer edinebilir. Sarılacağı ipi arayan sarmaşığa benzeyen mukallitler için nitelikten ziyade nicelik , içerikten ziyade görüntü ve kalbi imandan ziyade akli iman ehemmiyet arz eden unsurlardır. Diğer yandan Muhakkik tanımına değinirsek şayet ; Yaratıcının hakikatlerini yaratılanların hikmetleri üzerinden kavrayan ve hakikat hasretinde dinginliği azalmayan insanlar kast edilmektedir. İşte ; Ahir zamanın ruhuna ve kollektif şuurun vukuuna ilişkin meşhur bir metafizik tespit olan mukallitlerin sayıca artıp , muhakkiklerin azalacağı söylencesinin itibarlı dönemlerindeyiz şimdilerde .., Ayakların başa , başın ayak altına alınacağı , riyakar ve cahil harislerin yönetici olup hakiki alim ve muhakkiklerin toplum dışına itileceği dönemin müjde sayılmayan gerçekliği ile kol kolayız an itibariyle .., Temyiz yetilerini taklit unsurlarına emanet edip hıyaneti metanetle karşılayabilen insanlardan , dini ve mesleğinin öncelikli gereği olan münkeri nehyetme görevini iradesi ile savsaklayan itikat insanlarına kadar geniş bir yelpaze ile sur rüzgarına ön ayak olanların dönemindeyiz .., Oysa ki son ilahi kitabın ışığında imanı inşa eden son peygamber , sebepler hususunda apaçık bilinçlendirme yapmayı ihmal etmemiştir ;
" En büyük cihat ; zalim idareciye karşı hakkı haykırmaktır " ( Ebu Davud , Melahim-17 , Tırmızi , Bey'at-37 )
" Allah'ın benden önce her bir ümmete gönderdiği peygamberlerin kendi ümmeti içerisinde sünnetine sarılan ve emrine uyan ihlaslı yakın çevresi ve ashabı vardı. Bu samimi çevre ve ashabından sonra , yapmadıklarını söyleyen ve emrolunmadıklarını yapan kimseler onların yerini aldı. Böyle kimselerle eliyle cihat eden mümindir .., diliyle cihat eden mümindir .., kalbi ile cihat eden de mümindir ..; Bu kadarını da yapmayanlarda hardal tanesi ağırlığında iman yoktur " ( Müslim , İman-80 )