Demokratik çekiliş sonrası ortaya çıkan durumun analizine geçmeden önce , bu başarı öyküsünün yazılmasında emeği geçenleri - sırası ile - tebrik etmekte yarar görmekteyim.., Başta ; Huzuru ve şefkati muhtarlarda bulan , karizma ve cazibenin simgesel mülk sahibi olan kurucu genel başkan .., On beşinci seçim yenilgisi ile dünya tomografi tarihine geçen ve artık oturduğu koltuğun şeklini aldığından olacak koltuk devrilmeden ayağa kalkamayacak olan şahsiyet .., Bir dizi filmi ya da sinema filminde ; apartman yöneticisi , noter baş katibi , belediye encümeni ya da küçük işletme sahibini oynasa hiç kimsenin yadırgamayacağı bir tipolojiye sahip olan ancak cumhuriyetin kurucu markası olan partinin başında kapital sistemin yeni CHP ' sinin inşasına soyunan ve de cumhurbaşkanlığı seçim dönemi ile kariyerini aslında fiilen noktalayan ana muhalefet partisi başkanı .., Medyatik kadife bezle parlatıldığı bir seçim öncesinde tüm farklı eğilimli vatandaşlarda farklı imgelemler doğuran ancak sosyalizm vurgusu sonrası parlamentoda meclis başkanlığı seçiminde bir aşiret reisini aday göstererek Kürt yapımı bir Laz fıkrası örneği sunan , terör kartı masaya açıldığında mimik ve yüz ifadeleri ile elindeki kağıt hakkında gayri ihtiyari bilgi vermekten geri duramayan , şeyh Said vurguları ile oy vurgununa soyunan etnik milliyetçi partinin erkek eş başkanı .., Evet , tebrik kısmı bittikten sonra analiz kısmına geçebiliriz ki öncelikle ; Seçim sonuçlarında bir beklenmeyen mi gerçekleşmiştir sorusu öne çıkar .., Hayır tabii ki.. Neden derseniz ; son seçim dönemine kadar saldırgan , iştahlı , bazen aşağılayıcı ve nadiren de tedirgin olan kurucu genel başkan ilk kez sakin ve vakur bir tavır sergilemiştir.., Ki , kendinden emin tavırlar gördüğüm o saat, aslında bir saat geri alınmamış bir saate tekabül etmekteydi .., Sandık başına gidenlerin genel psikolojisi üzerinden seçimi yorumlamaya kalkarsak dürtü kontrol bozukluğu üzerinde durmak gerekir. Daha önce geniş bir perspektifte bahsettiğim ( 17-02-2015 tarihli Mitomani ve Politika yazısı ) dürtüsel davranışlar ve kontrolsüzlük olgusundan maksadım ; İnsan türünün gerginlik ve stres yaratan bir neden karşısında , güdülenme ve akli seçim yerine dürtüsel ve hatta takıntılı olarak nitelendirilebilecek tepkilere yakın olduğunu bilebilmekteyiz .., Çoğu insan ; sisteme boyunlarından bağlandığından olacak , nefes almak ve yutkunmak gibi hayati eylemlerinin tehdit altında olduğu durumlar karşısında dürtüsel tepkimeler verebilirler .., Sandık başına giden her on kişiden biri dürtüsel bir şekilde oy kullanmış ve çıktığında nasıl olup da oyunu iktidar partisine verdiğini anlayamamış ve hatta bunu da herkesten gizlenecek bir suç gibi görüp kimselere söyleyememiştir .., Ki son cümlenin gerçekliğine ilişkin yayın yapılacak düzeyde olmasa da yeterli vaka çalışmam mevcuttur.., Dürtüselliğe itilen halkın gördüğü şey ; terörizm , vahşet ve kan rengi bir gelecek yanında , ekonomik bozulma görüntüsü ile yaşam standartlarının gerilemesi tehdididir.., Ve halkın dürtüselliğe ket vurmasını engelleyen ise eceli ile rahmete kavuşmuş son darbeci paşanın vasiyeti olan ; siyasi partiler kanunu ve de seçim barajıdır .., Analiz sonrası vurgulamak istediğim son cümle şudur ki ; İktidar partisi için sonuçlarından korkulması gereken belki de tek seçim bu seçim olmuştur . Her zafer sarhoşluğunun ertesi gün dayanılmaz baş ağrılarına neden olduğu da vakalarla sabittir..
PARLAMENTER SİSTEMİN CENAZESİ : Takriben 2011 yılı itibari ile yürütme organının yargıyı ele geçirmesi ile yoğun bakıma kaldırılmış olan doğu tipi parlamenter demokrasimizin cihazlarla hayatını idame ettirdiği dönemde , bilgisayar yazılımcılarının paket programlarına istifa dilekçesi örneği koymalarını bekleyen iktidar ve muhalefet parti liderlerinin refakatinde yaşamını idame etmeye çalışmıştır.., Ta ki bir seçim önceki dönemde bir kaç nörolojik tepki veren hasta kimilerine ümit ışığı saçmış olsa da son seçim ile kanımca vefat eylemiştir.., Nitekim cenazesinin tasarlanacağı başkanlık çalıştayları sonrasında , yukarıda tebrik kısmında tasvir ettiğim liderlerden hangilerinin en ön safta namaza duracağına hep beraber şahitlik edeceğiz ..,
Yazının sonunu hafıza çekmecelerinden çıkaracağım iki örnekle getirmek isterim ; Fiili politik ayrışma ve göreceli iç savaş tehdidi altında Adolf Hitler % 44 lük bir oy oranını yakalamış ve Avrupa ve dünya tarihinin gördüğü en büyük suç şebekesi iktidarı tedavüle sokulmuştur.., Yakın zamanlarda da ; ülkesinde üç yıllık iç savaş süren ve zorbalıkla itham edilen Esad karakteri , muhaliflerin düzmece dediği seçimlerde % 88.7 oy alarak tekrardan başkan seçilmiştir ..!