TURKTIME / ANALİZ
Pandemiyle mücadeleye tüm dünya hız kesmeden devam ediyor.
Tüm dünyanın gözü Korona virüs aşısında.
Elbette Türkiye’nin de…
Korona virüs aşısında başarıya ulaştığını açıklayan ilk şirket Almanya merkezli BioNTech idi. Uğur Şahin ve Özlem Türeci vardı bu başarının arkasında.
ABD'li ilaç firması Pfizer ile BioNTech'in aşısının üçüncü aşama klinik denemelerinin sonuçlarına göre yüzde 95 oranında koruma sağlandı. BioNTech'in aşıları Almanya'da, ABD Michigan'da ve Belçika Puurs'da üretilecek.
Yine ABD merkezli Moderna şirketi de bir aşı üretti.
İngiliz Oxford Üniversitesi de AstraZeneca adlı şirketle ortak bir aşı üretti.
Aşıya ilk onayı vermesi beklenen İngiltere'nin 7 Aralık gibi erken bir tarihte ilk aşıları yapabileceği açıklandı. İngiltere Başbakanı Boris Johnson, koronaya karşı, Noel'den önce aşılamanın başlamasını umduğunu söyledi.
Rus menşeli Sputnik V aşısı var… Sputnik V’nin testlerinde aşının birinci dozunu alan 20 kişi koronaya yakalandı!
BİZİM KULLANACAĞIMIZ AŞI
Bir de Çin menşeli CoronaVac aşısı var. Bizi en çok ilgilendiren bu.
Türkiye, korona virüse karşı 50 milyon doz CoronaVac aşısını almak için Çin ile anlaştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yapılacak aşıların ücretsiz olacağını açıkladı.
CoronaVac aşısı, Çinli ilaç şirketi Sinovac Biotech ve Brezilyalı biyolojik araştırmalar yapan Butantan Enstitüsünün iş birliğinde geliştirildi.
Maymunlar üzerinde deneylerin ilk sonuçları, aşının korona virüsüne karşı antikorlar ürettiğini ortaya koydu.
Bu genel bilgilerden sonra esas soruya gelelim…
YOK MU ARTIRAN!
Bu aşılardan hangisi en iyisi?
Ruslar, “Biz yüzde 90 netice alıyoruz” dedi.
Ardından BioNTech-Pfizer ikilisi devreye girdi, “Bizde rakam yüzde 94.5’i buluyor” açıklamasını yaptı.
Aradan birkaç gün geçti ki Ruslar yine söz aldı ve artırmaya devam etti!
Ruslar geliştirdikleri aşının etkinlik oranını yüzde 92’ye çıkarıverdi!
Burada bitti mi? Hayır!
Hemen ardından da BioNTech-Pfizer ikilisi, “Elimizdeki neticeler yüzde 95 etkinlik gösteriyor” deyiverdi!
Anlayacağınız bir açık artırma var şirketler arasında. “Yok mu artıran?” diyerek biz de olanı biteni izliyoruz! Bu durum güveni de zedeleyen bir hal alıyor kaçınılmaz olarak.
Herkeste yanlış bir “aşırı iyimserlik” havası var.
AŞIYLA HER ŞEY BİTECEK Mİ?
Aşılar gelince sorun bitti sanılıyor.
Bir kere şunu bilmek gerekiyor: Aşıların tamamında bir değil iki doz yapılması zorunlu.
İlk aşının üzerinden -aşıya göre değişmek üzere- iki ila dört hafta geçtikten sonra takviye bir aşı daha gerekiyor.
Aşı üreticileri aşının koruma süresi konusunda net ve açık bir yanıt veremiyor. Bu da güveni zedeleyen bir durum.
Korona salgınını önlemenin ve pandemi defterini kapatmanın tek yolu etkili ve güvenli bir aşının bulunmasıdır.
Şu da var ki, şimdiye kadar hiçbir bulaşıcı hastalıkta bu kadar kısa sürede bir aşı geliştirilmesi ve kullanıma sokulması mümkün olmadı.
Sonuç olarak…
Bilime güvenmekten başka çaremiz yok!
Umalım da bilim, kapitalizmin oyuncağı olup para hırsıyla insanlığı bir tehlikeye sürüklemesin…
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...