Kurulun kararı 14'e karşılık 15 oyla aldığı ve “Petkim kârlı bir kamu kuruluşudur. Petkim'in satışından kamu yararı yoktur” dediği ortaya çıktı. Şayet bu karar esastan görüşmede tekrarlanırsa çok önemli bir emsal karar haline gelecek ve bu durumda kâr eden kamu kuruluşlarının satışı zora girecek
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun, Petkim'in özelleştirilmesine ilişkin kararların yürütmesinin durdurulması kararının gerekçeleri belli oldu. Kurul'un gerekçeli kararında Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK), Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) ve “ihale oluru” kararlarının “kamu yararına aykırı oldukları gerekçesiyle” durdurulduğu bildirildi. Kararda, “Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun, özelleştirmede verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamayı amaçladığına göre kâr eden Petkim'in özelleştirmesinde üstün kamu yararı yoktur” denildi.
Kurulun 14'e karşı 15 oyla aldığı bu karar, davanın esası ile ilgili görüşmede de tekrarlanırsa çok önemli bir emsal karar haline gelecek. Bu durumda kâr eden kamu kuruluşlarının özelleştirilmesi zora girecek.
Kamu yararı gözetilmedi
İdari Dava Daireleri Kurulu kararında özetle şöyle denildi: Liberal ekonomi politikalarının bir uygulama aracı olarak özelleştirmenin, Anayasal ve yasal dayanaklarının bulunduğu tartışmasızdır.
Özelleştirmeye ilişkin işlemlerin siyasi iktidarın tercihlerini yansıttığı, dolayısıyla yargısal denetimin daha ziyade işlemin yetki ve şekil unsurları üzerinde yapılabileceği de hukuken kabul edilemez. Özelleştirme işlemlerinin yetki, şekil, sebep ve konu unsurlarının yanı sıra maksat yönünden de hukuka uygunluk denetiminin yapılması zorunludur.
İdari işlem tesis ederken kişisel, siyasal, üçüncü kişiler yarar sağlama amacı gütmemeli, mali çıkar sağlama amacıyla yetki saptırma içinde bulunmamalı, ayrıca birden fazla kamu yararının çatışması durumunda 'üstün kamu yararını' dikkate almalıdır.
Petrokimya sektörü, plastikler, lastik ve elyaf maddeleri ve diğer organik ara malları üreten geniş bir üretim çeşitliliğine sahip, büyük ölçekli bir sektördür. Petrokimya ürünlerine olan talep sürekli artmakta, Türkiye'de ise bu ürünlere olan talep dünya ortalamasının üzerinde seyretmektedir.
Petkim kâr ediyor
Petkim, 22 fabrikadan kurulu, büyük ve küçük tonajlı gemilere uygun limanı ve tanker rıhtımlarıyla bir petrokimya kompleksidir. Fabrikalarında gerçekleştirdiği önemli yatırımlarla kapasite artırımı yapmış ve Türkiye'de petrokimya ürünlerine olan ihtiyacın karşılanmasında etkili bir konuma gelmiştir.
İlk olarak 11 Eylül 1987 tarihinde özelleştirme kapsamına alınan Petkim'in blok satış yoluyla özelleştirilmesi uzun vadede gerçekleştirilememiş ve çoğunluk hissesi kamuda kalmaya devam etmiştir. Petkim, bazı ürünlerde yüzde 20 ile yüzde 50 arasında, kimi ürünlerinde ise daha yüksek oranlarda pazar payına sahiptir.
2000'li yıllarda başlatılan kapasite artırımı ve modernizasyon projelerinin gerçekleştirilmesi için 437 milyon dolar değerinde yatırım yapılmış ve 2005'te tamamlanan bu yatırım sayesinde üretim kapasitesi önemli oranda arttırılmış olan Petkim, kâr eden bir kuruluş haline gelmiştir.
Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun özelleştirme uygulamalarında verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamayı amaçladığına göre; petrokimya ürünlerine olan talebin sürekli arttığı ülkemizde, yapılan yatırımlarla üretim kapasitesi artan ve kâr eden büyük bir petrokimya kompleksi olan Petkim'in yüzde 51 kamu hissesinin özelleştirmesinde üstün kamu yararı bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Telekom da kârlıydı, cep gelince sallandı
DanIŞtay'In aldığı kararı yorumlayan sermaye piyasasının oyuncuları, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın dediği gibi Çin'in bile özelleştirmede karar kıldığını ancak Türkiye'nin bu konuda hâlâ rotasını çizemediğini ve özelleştirme konusunda bir toplumsal konsensusa varamadığını belirtiyorlar.
Piyasa çevreleri “Kâr bugün olur yarın olmaz. Bu konuda güzel bir söz vardır. Deve bir akçe deve bin akçe” derken örnek olarak da Türk Telekom'u gösteriyor. 1994 yılında Tansu Çiller, Türk Telekom'u satmaya kalkmış ancak hem muhalefet hem de sendikanın baskısı ile karşılaşmıştı. O günlerde Türk Telekom'un yüzde 50'si için 18-20 milyar dolarlar telaffuz ediliyordu. Yine o tarihlerde Türkiye cep telefonu ile tanıştı. Yıllar içinde cepten konuşma yayıldı ve sabit telefon hizmeti veren Telekom'un değeri düştü. Nitekim Telekom'un yüzde 55'i 2005'de 6.5 milyar dolara satılmıştı.
İptal kararı verenler
* Danıştay Başkanvekili Sinan Yörükoğlu, 2. Daire Başkanı Mustafa Birden, 5. Daire Başkanı Salih Er, 6. Daire Başkanı Bekir Aksoylu, 8. Daire Başkanı Ayla Alkıvılcım, 6. Daire üyesi Banu Dilçin, 6. Daire üyesi Nazlı Koçer, 8. Daire üyesi Dr. Tacettin Şimşek, 5. Daire üyesi Sadir Bozkurt, 2. Daire üyesi Ayla Gönenç, 8. Daire üyesi Sıddık Yıldız, 12. Daire üyesi Efser Koçakoğlu, 8. Daire üyesi Atıl Üzelgün, 5. Daire üyesi Hayrettin Kadıoğlu, 12. Daire üyesi Muzaffer Dilek.
İptale karşı çıkanlar
* 11. Daire Başkanvekili Ahmet Hamdi Ünlü, 12. Daire Başkanı Yücel Irmak, 10. Daire Başkanı Mehmet Ünlüçay, 11. Daire üyesi İzge Nazlıoğlu, 2. Daire üyesi Murat Cebeci, 5. Daire üyesi Günay Erden, 11. Daire üyesi Nihat Turan, 2. Daire üyesi Kırdar Özsoylu, 10. Daire üyesi Nüket Yoklamacıoğlu, 10. Daire üyesi İbrahim Berberoğlu, 11. Daire üyesi Hüseyin Poroy, 12. Daire üyesi Erkan Cantekin, 10. Daire üyesi Tülin Özdemir, 6. Daire üyesi Zeynep Yılmaz.
Bundan sonra neler olacak?
DanıŞtay 13. Dairesi, Petrol-İş Sendikası'nın, Özelleştirme Yüksek Kurulu ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın kararlarına karşı açtığı davada yürütmenin durdurulması talebini reddetmişti. Ancak bu kararı kaldıran kurul kararı bağlayıcı nitelik taşıyor. Daire, davanın esası ile ilgili kararını daha sonra verecek. Bu karar da Kurul tarafından temyizen incelenecek.
Karşı oy kullananlar: Kâr eden kuruluş da satılabilir
Kurulun, 15 üyenin oyuyla aldığı yürütmeyi durdurma kararına, 14 üye de karşı oy gerekçesi yazdı. Karşı görüşte, kâr eden kuruluşların da özelleştirilebileceği belirtildi ve şu noktalara değinildi:
“Petkim'in yüzde 51 çoğunluk hissesinin özelleştirmesi, dava konusu işlemle değil 20 yıl önce tesis edilen ve 1994 yılında tekrarlanan bir işleme dayanmaktadır. Dava konusu işlem sadece blok satış yönteminin belirlenmesidir. Daha önceki işlemler hakkında dava açılmamıştır.
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun'da öngörülen yöntemlerden blok satışın, imtiyazlı hisse uygulamasıyla birlikte tercih edilmesinde hukuka aykırılık yoktur. Bir kamu iktisadi devlet teşekkülünün, yapılan yatırımlarla kâra geçmesi halinde kamu mülkiyetinin korunması gerektiği, belirtilen halde üstün kamu yararı olduğu sonucuna varmaya olanak görülmemektedir.
Zira Anayasa'nın 47. maddesinde, kamu iktisadi teşebbüslerinin, kârlı olup olmadıkları şeklinde bir ayrım yapmaksızın özelleştirilmesinde kamu yararı bulunduğu vurgulandığı gibi; 4046 sayılı yasada, yapılacak özelleştirmelerde, kuruluşun nitelikleri yanında ülke ekonomisinin gereklerinin dikkate alınacağı ifade edilmektedir. Böylece anılan yasal düzenlemede, bir kamu iktisadi teşekkülünün özelleştirilmesi konusunda, kuruluşun halen kârlı oluşunun değil, ihtiyaç duyulan yeni teknoloji ve yatırım ihtiyacının, sektörün gelecekteki durumunun, ülke ekonomisinin şartlarının değerlendirilmesi ve izlenen ekonomik politikalar çerçevesinde karar verilmesi öngörülmektedir.”