Rock müziğini Anadolu insanına tanıtan ve sevdiren, kendine özgü karakteriyle dikkatleri üzerinde toplayan, şarkılarında sosyal ve politik konulara yer veren, eserleriyle 7’den 70’e herkesin gönlünde taht kuran Cem Karaca, tam 13 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı. Ülkenin dört bir yanından sevenleri Cem Karaca’yı unutmadı. Sosyal medyada adına Cem Karaca hashtag’i açan hayranları, paylaştıkları mesajlarla usta sanatçıyı andı. Sanatçının en çok paylaşılan şarkısı “Bu Son Olsun” oldu.
Cem Karaca, sanatla iç içe büyüdü. Orta öğrenimini Robert Lisesinde yapan Cem Karaca sanatçı bir çiftin çocuğu olduğundan müziğe doğuştan yetenekliydi. Müzik ile ilk tanışması, annesinin teyzesi Rosa Felegyan’ın Cem Karaca’ya piyano notaları ve piyano nağmeleri öğretmesi ile olmuştur. Kolej yıllarındayken dünyadaki popülaritesini arttıran rock müziğine ilgi duydu. Kız arkadaşlarını etkilemek için ve arkadaşlarının istekleri doğrultusunda dönemin rock starlarının şarkılarını söyledi. Karaca’nın sesinin keşfedilmesi ise annesi Toto Karaca tarafından olmuştur.
İlk evliliğinden kısa bir süre sonra askere giden Cem Karaca’nın hayatı askerliği sırasında bir anlamda değişti. Bir yandan eşinin hasretini çekerken diğer yandan da Anadolu’nun ilkokul kitaplarında anlatıldığı gibi olmadığını farkeden Karaca, asker arkadaşının çaldığı bağlama sayesinde bir zamanlar ilkel ve sıkıcı bulduğu müziğin kendi duygularını anlattığını keşfetti.
1967 yılında askerlik dönüşü Apaşlar grubuna katılan Cem Karaca ve grubu, Hürriyet’in düzenlediği Altın Mikrofon yarışmasında “Emrah” isimli parçayla ikinci oldu ve yarışmanın getirdiği şevkle batı müziği ile doğu müziğini sentezleme çabasına girerek bu yönde şarkılar üretmeye başladı. Resimdeki Gözyaşları isimli parçayla büyük başarı elde eden Karaca ve grubu Apaşlar’la Almanya’da Ferdy Klein orkestrasını da yanına alarak parçalar kaydetiler. Cem Karaca’nın Apaşlar’la olan beraberliği 1969’un sonlarına kadar sürdü.
Grupta gitarist Mehmet Soyarslan ve Cem Karaca arasındaki anlaşmazlıklar had safhaya çıkınca Cem Karaca gruptan ayrıldı. Cem Karaca Apaşlar grubunun basçısı Seyhan Karabay ile birlikte Kardaşlar grubunu kurdu. Bu sıralarda Cem Karaca Almanya’ya giderek Ferdy Klein Orkestrasıyla 4 tane 45lik doldurdu. Amacı yeni grubuna ekipman alabilmek ve maddi sıkıntı yaşamadan çalışmalar yapmaktı. Nitekim ilk 45’likleri Dadaloğlu ile büyük bir başarı elde etti. Fakat 1972 yılında Cem Karaca ve Seyhan Karabay arasındaki tartışmalar Cem Karaca ile Kardaşlar’ın yolunu ayırmasına sebep oldu.
Cem Karaca, Kardaşlar grubundan ayrılıp Anadolu Pop’un güçlü sesi Moğollar’la birleşirken Kardaşlar’da Moğollar’la anlaşmış Ersen Dinleten’i gruplarına dahil etti. Bu grupla 3 45’lik çıkaran Karaca, Moğollar’ın dağılmasıyla kariyerinin en önemli dönemini yaşayacağı Dervişan grubunu kurdu. Dervişan politik-rock yapmanın yanı sıra progressive rock müziğinin Uğur Dikmen ve Oğuz Durukan sayesinde Türkiye ile tanışmasında önemli rol oynadı. Cem Karaca aynı zamanda tam anlamıyla ilk stüdyo albümünü bu grupla çıkardı: Yoksulluk Kader Olamaz.
Cem Karaca uzun yıllar sonra ilk kez yanında bir grup olmadan solo olarak çalışmaya başladı. Bu dönemde ayrıca Almanya’ya taşındı. Çoğu Nazım Hikmet şiirlerinin besteleri olan Hasret albümünü yayınladı. Mart 1980’de Sıkıyönetim Mahkemesi’nde Karaca’nın “1 Mayıs” plağı “komünizm progandası” nedeni ile yargılanmaya başladı. Bu davada şarkıcı Cem Karaca, şarkının bestekarı Sarper Özsan ve plak şirketi sahibi Ali Avaz da suçlanıyordu. Cem Karaca, bu dönemde Avrupa turnesine başlamıştı. Dava başladıktan kısa bir süre sonra da babası Mehmet Karaca’yı kaybetti. Cem Karaca, babasının cenaze törenine katılamadı.
12 Eylül darbesi sonrası Sıkıyönetim Mahkemesi tarafından Melike Demirağ, Selda Bağcan, Şanar Yurdatapan ve Sema Poyraz ile birlikte Cem Karaca da yurda çağrılan isimlerdendi. 13 Mart 1981’e kadar kendisine süre tanındı. Bonn’da yaşayan Cem Karaca, yurda dönmek için ek süre istedi. 15 Temmuz 1982’ye kadar Cem Karaca’nın süresi uzatıldı ancak Karaca Türkiye’ye dönmeyeceğini belirtti ve Alman pasaportu aldı. Süresi dolduktan sonra ise 6 Ocak 1983’te Yılmaz Güney ile aynı gün Türk vatandaşlığından çıkarıldı.
1985’te Karaca, arkadaşı Mehmet Barı aracılığıyla Başbakan Turgut Özal ile görüşerek ülkeye geri dönme isteğini bildirdi ve Münih’e gelen Özal ile konuştu. Özal’ın olumlu yanıt vermesi ile hukuki işlemler başlatıldı. Yıl sonunda vatandaşlıktan çıkarılmasına sebep olan davadan beraat etti. 1987’de de hakkında verilen gıyabi tutuklama kararı kaldırıldı. 29 Haziran 1987’de Cem Karaca, Türkiye’ye döndü. Aynı yıl “Merhaba Gençler” ve “Her Zaman Genç Kalanlar” albümünü çıkararak müzik çalışmalarına devam etti.
Cem Karaca, Şubat 2001’de Murat Töz, Barış Goker ve Cengiz Tuncer ile Cem Karaca Trio olarak sahne almaya başladı. Mayıs 2001’de ise Barış Manço’nun ölümü ile vokalistsiz kalan Kurtalan Ekspres ile beraber çalmaya başladı. Harbiye Açık Hava Konserleri’nde sahne aldılar. 2002’de Yol Arkadaşları adlı grubu kurup, onlarla sahne aldı. 8 Şubat 2004 sabahı, solunum ve kalp yetmezliği sebebiyle geçirilen kalp krizi nedeniyle Bakırköy Acıbadem Hastanesi’ne kaldırılan Cem Karaca kurtarılamadı. Karacaahmet Mezarlığı’nda babası ile aynı mezara defnedildi.
Sözcü
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...