20 yıldır müziğin içinde olduğunuzu kamuoyu bilmiyordu değil mi?
- Bilmiyordu. Sadece çok yakın çevrem bilir.
Profesyonel olarak yapmıyordunuz yani bu işi.
- Profesyonel olarak yapıp, para kazandığım bir iş değil ama yaşamımın büyük bir kısmını kaplayan bir hobi.
Bu yüzden mi müzikal açıdan eleştirilmeyi içinize sindiremediniz?
- Tabii ki müziğimi, tarzımı, şarkı söyleme şeklimi beğenmemiş olabilirler. Bununla ilgili bir sorunum yok. Fakat bazı eleştiriler proje kötüymüş gibi yapıldı. Ben bunu sindiremedim. DMC gibi çok önemli bir kurum var arkasında. Sezen Aksu, Saki Çimen, Teoman, Burak Kut gibi isimler var içinde. Ozan Çolakoğlu, Sadun Ersönmez aranjeleri yaptı. ıyi stüdyolarda çalışıldı. Onun için kimse buna “özensiz bir proje” diyemez.
Adamın ağzı torba değil ki büzesin... Herkes istediğini söyler. Niye bunu olgunlukla karşılamıyorsunuz?
- Söylüyor tabii; zaten eleştiren herkese tırnaklarımı da göstermiyorum.
Biraz öyle gibi bir imaj verdiniz ama...
- Öyle mi oldu?
PROJEYİ ARAŞTIRMADAN ELEŞTİRENLERE KIRILDIM
Evet, eleştirileri kabul etmiyormuşsunuz gibi bir imaj çizdiniz.
- Yok, hiç alakası yok. Sadece projeyi araştırmadan, içindeki isimleri göz önüne almadan eleştirenlere bozuldum, kırıldım. Ama bu özensiz bir iş değil. Hayvan hakları için yapılmasını bir kenara bıraktığımda albüm olarak da arkasında duruyorum. Bir de şu mesele var; mesela Sezen Aksu bir şarkının sözlerini yazmış. Twitter’dan da diğer mecralardan da takip ettiğim kadarıyla millet sözlerini pek beğenmemiş şarkının. Ama sadece “Hop dedik, orda kal portakal” sözlerine takılıyorlar. Bu şarkı şöyle başlıyor; “Güçlü olan güçsüz olanı hissediverir anında, ister memleket meselesi, ister aşk manevralarında!” Aslında bütün dünyanın olayını, insanlığı, politikayı, ikili ilişkileri o kadar güzel anlatıyor ki... Orada insanlar tekerlemeye takılıp, şarkının bütün derinliğini bir kenara bırakıyor. Ben o sözleri insanların hayvanlara yaptıkları zulme bağladım, başka biri ikili ilişkilere bağlayabilir... şarkı küçümsenecek bir şarkı değil, bunu kesinlikle reddediyorum.
Sezen Aksu’nun bir şarkının sözlerini yazmış olması o şarkıyı başlı başına mükemmel kılmaz değil mi?
- Kılmaz ama bu bence mükemmel bir şarkı.
Ama “Bu şarkıyı Sezen Aksu yazdı, kesin sesinizi!” der gibi bir haliniz vardı.
- O galiba Twitter’daki 140 harfi doğru kullanamamamdan yanlış anlaşıldı.
Bu işin bütün motivasyonunu hayvan hakları meselesi mi sağladı?
- Ben gerçekten şarkı söylemeyi seviyorum. O konuda numara yapmayacağım... Ama “Hayvan haklarını kullanarak albüm çıkardı” derlerse, haksızlık olur. şarkı söylediğimi bilenler daha önce de bana “Albüm yapalım” dediler. O dönemde gazetecilik çok ön plandaydı. Koroya gidiyordum ve o bana yetiyordu. şunu da eklemeliyim ki ben bunu asıl mesleğim olarak yapmak istemiyorum. Böyle bir şey söz konusu değil. Yıllardır “Hayvanlara destek olmak için ne yapabilirim?” sorusunun üzerinde duruyordum. Bana hep “Sponsor oluruz ama ortaya bir şey koy. Bir film yap, albüm yap... Bu iş konuşulsun, hem bizim yararımıza olsun hem de projeye destek olalım” dediler. Bunların peşinde koşarken albüm yapmaya karar verdim.
KEDİ KOSTÜMÜ BİR PAZARLAMA NUMARASIYDI
Hayvan haklarıyla ilgili bir albüm kapağında hiçbir mesajın ya da bir hayvan fotoğrafının olmaması da eleştirildi.
- Bu albümün asıl amacı satması ve para getirmesi. O yüzden albüm kapağına Burak Kut’u, Teoman’ı koyduk ki onların sevenleri de alsın. Albümün kapağını hayvan resimleriyle süsleseydik bir karmaşa olacaktı. Bu albüm gerçekten satılsın istedim. Albüme emek veren, şarkı söyleyen isimlerin üzerine algıyı çekip, satışa odaklandık. Zaten albümün üzerinde yazıyor “Bu albümün gelirleri hayvan hakları için harcanacaktır” diye.
Albüm ilk çıktığında Twitter’da ironik bir dille bir şarkınızı sundum. Herkes antipatik bir enerjiyle saldırdı. Fakat şarkı çıktıktan sonra “Sözleri biraz kötü ama Ömür iyi söylüyormuş”a döndü olay. Demek size karşı bir önyargı var.
- Kendi alanı dışına çıkıp başka bir şey yapmaya kalkışan herkese karşı alınan tavır bu. Dışarıdan biri gelip röportaj yapmaya başladığında biz de bu tavrı takınıyoruz. O yüzden gelen eleştirileri anlayabiliyorum.
Bir de kedi kostümü içinde fotoğraflarınız basına yansıdı ve bu da eleştiri konusu oldu. Bu fikir nereden çıktı?
- Albüm daha çıkmadan “Bu işe nasıl daha fazla dikkat çekeriz”in üzerine yoğunlaştık. “Hangi fotoğrafları gazeteler daha büyük kullanırlar?” diye düşünürken bu fikir ortaya çıktı. Bu bir pazarlama numarasıydı ve amacına ulaştı.
Ama bu durum albümünüz çıkmadan bir antipati yarattı.
- Antipati yarattı ama dikkat çekti. Bu albüm hiç konuşulmadan, kimse çıktığından haberdar olmadan bir kenarda kalabilirdi. Onun yerine eleştirilip, konuşulmasını tercih ederim.
AYNI AMAÇ İÇİN ALBÜM ÇIKARMAYA DEVAM
Bundan sonra albüm çalışmalarınıza devam edecek misiniz?
- Evet, yine aynı amaç için albüm çıkarmaya devam etmek istiyorum. Çünkü Türkiye, Avrupa’da hayvan hakları konusunda kara listede. Buraya hayvanlara işkence yapılan, kimsenin hayvan haklarını savunmadığı bir yer olarak bakıyorlar. Benim hayalim; Türkiye’de hayvan haklarıyla ilgili doğru düzgün çalışmalar yapıp, bununla ilgili yasaların çıkmasına destek olup, Avrupa’dan fon almak ve bu algıyı yıkmak. Amaç para kazanmak ve yardıma muhtaç hayvanlara aktarmak.
Örgütlü hayvan hakları mücadelesi veren gruplar var onlarla da çalışmalar yürütüyor musunuz?
- Evet, Haçiko diye bir dernek kurdum.
Ne demek Haçiko?
- Şöyle bir açılım yaptık; Hayvanları Çaresizlikten ve ılgisizlikten Koruma Derneği. Richard Gere’ın oynadığı “Hachiko: A Dog’s Story” filminden çok etkilenmiştim. ızledikten sonra sokaktaki bütün köpekleri farklı bir gözle görmeye başladım. Mutlaka derneğin adı Haçiko olsun istedim. Ve ona da bir açılım bulduk. Albümün geliri Haçiko’da toplanıyor. Ardından barınaklara mama, ilaç, temizlik malzemesi olarak gidiyor. Bu albümün parasıyla İstanbul’daki barınaklara üç yıl mama, ilaç, temizlik malzemesi gitmesini garantiledik.
FERHAT’IN MENAJERİ DEĞİLİM
Ferhat Göçer’le olan birlikteliğiniz, müziğe ilginizi artırdı mı?
- Stüdyolara daha fazla gider, o ortamlarda daha fazla bulunur oldum. Oralarda nasıl zorluklar, güzellikler yaşanıyor birebir gördüm. Ferhat’la birlikte sahneye de çıktık. Bundan 3-4 yıl önce. Koristlik yaptım ona. Ferhat, benim müzik yönümü ilk tanıştığımız andan beri biliyor aslında.
Bir yandan da Ferhat Göçer’in menajerliğini yürütüyormuşsunuz gibi bir imaj var. Gerçek mi bu?
- Herkes öyle diyor ama gerçek değil. Ferhat’ın işini çok iyi bilen bir menajeri var. Benim onların işlerine dair hiçbir fikrim yok. Ben Ferhat’ın nerede olduğunu bazen Candaş’tan öğreniyorum. Böyle algılanmasının sebebi konserlere, organizasyonlara birlikte gitmemiz. Ben onlarla birlikte takılıyorum sadece. En fazla bir şey sorduklarında fikir veriyorum.
HÜRRİYET
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |