Sabih Kanadoğlu, SÖZCÜ Gazetesi Ankara Temsilcisi Müşerref Seçkin'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
İŞTE O RÖPORTAJDAN SATIR BAŞLARI
Türkiye AKP'ye açılan kapatma davası ve ardından Ergenekon Operasyonu kapsamında yaşanan gözaltı olayları ile birlikte, 'Yargının bağımsızlığını' tartışır hale geldi. Yargının 'eli kolu bağlı' diyen Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, yürütmenin, yargı üzerindeki etkisinin bir 'tehlike' olduğuna işaret ediyor. Kapatma davasıyla birlikte başlayan tartışmaların 'boş' olduğunu anlatan Kanadoğlu, cumhuriyet rejiminin ve laikliğin tehlikede olduğuna inanıyor. Demokrasi rejimlerinde parti kapatmaların 'demokrasinin bekası' için gerekli olduğunu ifade eden Kanadoğlu, AKP'nin kapatılması istemiyle hazırlanan iddianamenin 'çok güçlü' olduğunun da altını çiziyor.
Bugün, Anayasa Mahkemesi AKP'nin kapatılması istemiyle verilen iddianame ile ilgili kararını açıklayacak...
Bunun açılan davayla ilgili hiçbir tarafı yok. Rahatlıkla söylemek mümkün. O da şudur. Bu bir ceza davası değildir. Kendine özgü bir davadır. Dava açılmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin bu iddianameyi reddetme yetkisi yoktur. Bu iddianame reddediliyor, kabul ediliyor... Bunların hiçbirisinin hukuken geçerliliği yoktur. Çünkü dava, iddianamenin Anayasa Mahkemesi'ne verildiği anda açılmıştır. Anayasa Mahkemesi, iddianameye bakar. Eksiklik var mı, yazılı kanıtlar eklenmiş mi eklenmemiş mi diye değerlendirir. Bu eksikliğin tamamlanmasını isteyebilir ama iddianameyi reddedemez. O sadece ceza davalarında uygulanabilecek bir kurumdur. Yapılacak iş eksik yoksa doğrudan doğruya bu iddianamenin davalı partiye savunma için süre vermektir.
Hukuken böyleyse tartışmalar nereden çıkıyor?
Bir beklentiden çıkıyor. "Anayasa Mahkemesi ta başında iddianameyi reddederek bu sorunu çözer'' düşüncesinden çıkıyor. Hukuku belli bir biçimde eğip bükenler var. Bu eğip bükenlerin bir marifeti yaşanan tartışmalar. Artık bundan kaçış yok. Gayet ciddi bir iddianamedir bu. Bakmayın, "Gayriciddî'' diye sulandırmak, yozlaştırmak isteyenlere. Bunların hepsi boş yere sarf edilen çabalardır. Şimdi yapılması gereken ciddi bir iddianameye karşı ciddi bir savunma... Kamuoyunu ve davaya bakacak olan yüksek mahkemeyi üzerine atılan laiklik ilkesine aykırı, laik cumhuriyet ilkesine aykırı eylemlerin odağı olmadığına inandırmaktır. Ama şimdi başka bir şey görüyoruz. Anayasa'da birtakım değişiklikler yapıp bunun etkisinden kendisini kurtarmak istiyorlar. Bu da çok yanlış bir yol. Yapılanlar, ortalığı germekten ve Türkiye'yi daha sıkıntılı bir hale sokmaktan başka bir işe yaramaz.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...