Telekonferans yöntemiyle gazetecilere açıklamada bulunan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Antony Blinken, Avrupa ve NATO'nun karşılaştığı zorluklarla ilgili olarak, güneyde DAEŞ gibi terör örgütlerinin neden olduğu şiddet içeren aşırılıkla karşı karışıya olunduğunu belirterek, Paris, Brüksel ve Ankara'da sivilleri hedef alan saldırılara değindi.
Blinken, Suriye'de beşinci yılını bitiren iç savaşın, 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana yaşanan en büyük göç dalgasına neden olduğunu hatırlatarak, Avrupa'daki ekonomik, sosyal ve günlük hayatın yapısının değiştiğini, sınır güvenliği, milli güvenlik gibi konuların toplumların üzerinde yük oluşturmaya başladığını dile getirdi.
Doğuda da Rusya'nın, bağımsız, demokratik ve egemen Ukrayna'daki saldırgan tutumundan kaynaklanan tehlikelere değinen Blinken, Moskova'nın Ukrayna politikalarının, tesis edilmesi için uzun yıllar çaba sarf edilen Avrupa barışını tehlikeye soktuğunu ve tartışılmaması gereken uluslararası temel sınır ve toprak bütünlüğü prensiplerinin birden bire tartışılmaya başlandığını söyledi.
Toprak bütünlüğü ve sınırların dışarıdan müdahale ile değiştirilemeyeceğini, demokratik toplumlarda ülkenin geleceğinin ancak halk tarafından belirlenmesi gerektiğini kaydeden Blinken, tüm uluslarası toplum üyelerinin temel kurallar çerçevesinde bir arada bulunduğu dile getirdi.
Blinken, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının (AGİT), Ukrayna'da varılan ateşkese rağmen, geçen ay 30 binden fazla kez ateşkes ihlali yaşandığını açıkladığını aktararak, Minsk anlaşmasına aykırı olarak ağır silahların kullanıldığını ve ateşkes ihlallerinin büyük oranda, ayrılıkçı grupların kontrolü altındaki bölgelerden yapıldığını söyledi.
NATO'nun doğu sınırlarını güçlendirmek üzere Doğu Avrupa'ya 4 bin asker gönderileceği yönünde çıkan haberlerle ilgili soruya ise Blinken şu şekilde cevap verdi:
"Doğu Avrupa'da yapmayı planladığımız şey, sürekli rotasyona uğrayan, içerisinde yeni silahlı muhariplerin de bulunduğu 4 bin asker bulundurmak. Askerler oldukları bölgede sadece belirli bir süre kalacak daha sonra onların yerini hemen yeni guruplar alacak."
Blinken, Suriye'de muhtemel bir Kürt devleti kurulması halinde ABD'nin tavrının ne şekilde olacağı sorusuna da, ülkesinin bu konudaki yaklaşımının başından beri değişmediği ve değişmeyeceğini belirterek şöyle cevap verdi:
"Suriye'yi bir arada tutacak birleşik Suriye'den yanayız. Kurumların bütünlüğünden, herkese eşit mesafede seküler yönetimden yanayız. Bölünme ülkedeki mevcut problemleri çözmek yerine daha büyük sorunların ortaya çıkmasına neden olur. Hedefimiz Suriye'yi bir arada, bütün olarak tutmak ve ülkede siyasi geçişin sağlanması."
Suriye sınırından Kilis'e yapılan saldırılarla ilgili soruya Blinken şu yanıtı verdi:
"Suriye'den Türkiye'ye DAEŞ'in yaptığı saldırılardan oldukça kaygılıyız. Bu konuda Türk makamları ile yakın temas ve koordinasyon halindeyiz. Dün Türk mevkidaşım Feridun Sinirlioğlu ile telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Ayrıca iki ülke askeri makamları da temas halinde. DAEŞ'in Ankara, İstanbul ve diğer şehirlerde gerçekleştirdiği saldırıları son derece ciddiye alıyor ve müttefikimiz Türkiye ile yakın temas ve koordinasyona devam ediyoruz."
AA
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...