Fikret Ertan/ Zaman
Temmuz ve ağustos ayları Afganistan'ın en sıcak geçen aylarıdır. Bu hem havalar hem de muharebeler için geçerlidir. Kısacası bu iki ay son sekiz yıldan bu yana Amerikan ve NATO güçleri ile Taliban arasında yaşanan muharebe ve çatışmaların en şiddetli, en yaygın, en kanlı ve en sıcak geçtiği savaş mevsimidir.
Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu günlerde de sıcak, kanlı ve şiddetli bir savaş mevsimi yaşanıyor. Ne var ki, bu mevsim geçmiştekilerden oldukça farklı da; zira bu mevsim ve gelecek mevsim Amerika Savunma Bakanı Gates'in de iki gün önce işaret ettiği gibi savaş bakımından kritik bir dönüm noktası olacak. Bu da yine Gates'in söylediği gibi Amerikan halkının ve ordusunun artık yorulmasından, savaştan bıkmasından kaynaklanıyor.
Gates bu bağlamda Taliban'ın bir yıl içinde yenilgiye uğratılamayacağı gerçeğini kabul ederken, "...Irak tecrübesinden sonra, Afgan savaşında ilerlemenin meydana gelmekte olduğu görülemediği takdirde hiç kimse uzun bir savaşı desteklemez. Askerlerimiz yoruldu, Amerikan halkı çok yoruldu artık.'' diyor.
Bu bakımdan ABD ve NATO'nun bu mevsimden başlayarak öteki yaza kadar Taliban'ı zayıflatması ve ona karşı en azından askerî üstünlük kurması gerekiyor. Bu gerek Gates'in gerekse komutanların açıkça ilan ettikleri bir durum bugün. Bunu sağlamak için de Amerika ve NATO güçleri kısa bir süre önce özellikle Afganistan'ın güneyinde çok önemli ve geniş operasyonlar başlatmış bulunuyorlar.
Bu çerçevede 4.500 kadar Amerikan deniz piyadesi Afganistan'ın Taliban'ın en güçlü konumda bulunduğu Helmand eyaletine dönük geniş çaplı bir operasyon yürütüyor. Operasyonun ilk haftasında ilerleyen ABD güçleri karşısında geri çekilen Taliban güçleri geçen hafta sonundan itibaren geri çekilmeden vazgeçip Amerikan güçlerine karşı koymaya başlamış durumda.
Diğer yandan, aynı eyalette kendi operasyonlarını yürüten İngiliz birlikleri de Afganistan'da bugüne kadar maruz kalmadıkları en büyük kayıplarıyla karşı karşıyar. On gün içinde 18 kayıp veren İngiliz ordusunun üst makamları siyasetçiler tarafından ihmal ve gafletle suçlanıyor. Eleştirenler 'askerlerimizi muharebe alanlarına karadan zırhlı araçlar yerine nakliye helikopterleri ile sevk etseydik, bu kayıplara uğramazdık' diyor. Gerçekten de kayıpların neredeyse tamamı yola veya yol kenarına yerleştirilen mayın ya da bombalardan kaynaklanıyor. Oysa, ileri sürüldüğü gibi asker sevkiyatında helikopter kullanılmış olsaydı bu kayıplar olmayacaktı. Çünkü Taliban zaman zaman münferiden helikopter düşürse de genelde ABD ve NATO hava güçlerine karşı ciddi anlamda etkili değil. Bu da ellerinde modern uçaksavar füze sistemleri olmaması yüzünden. Taliban hava hedeflerine karşı Çin yapımı RPG denen roketatarları kullanıyor. Bunlar çok kısa mesafede etkili ve helikopter motorlarına atıldıklarında ölümcül olabiliyor. Ancak bunu bilen karşı taraf da roket mesafesinin dışında uçuyor.
Diğer yandan Taliban bu yıl birçok bakımdan taktiklerini de gözden geçirmiş, bazılarını yenilemiş halde Amerikan ve NATO kara güçlerine karşı daha etkili hareket ediyor. Özellikle de yol kenarına yerleştirilmiş bomba ve mayınlarla, daha yaygın başvurduğu intihar saldırılarıyla, daha güçlendirilmiş lider ve savaşçı kadrosuyla, yeniden disipline tabi tutulmuş vurucu kadrosuyla Taliban bu yıl ABD ve NATO'ya karşı geçmiş yıllara göre daha güçlü bir savaş performansı göstermeye başlamış bulunuyor.
Bütün bunların ışığında bu ay başlayan savaş mevsiminin Afgan savaşı bakımından bir dönüm noktası olacağı bugünden belli sayılır.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...