![]() |
Talat Atilla Erdoğan'dan Kurtulmuş'a: 'Niye oradalar?' Berat Albayrak ekip kuruyor, Zengin gidiyor! |
![]() |
Ersan Yıldız Kabahat senin! |
![]() |
Mihriban Başlı Yorulunca hayat biter! |
![]() |
Adnan Küçük AİLEDE KARI VE KOCAYA LAZIM OLAN SİLGİ |
![]() |
Tuğba AYAN Gerçek dost ne zaman belli olur? |
![]() |
Melike Topuk Sevgi kırıntıları |
![]() |
Zahide Guliyeva GELİN TANIŞ OLALIM |
![]() |
Cengiz Altınsoy Senden önceydi... |
![]() |
Kıvılcım Kalay Sevgililer Günü |
![]() |
Canan Sezgin GÖRMEDİĞİNE İNANIRSAN, İNANDIĞINI GÖRÜRSÜN! |
![]() |
Tuğrul Sarıtaş Parlamento mu Boks Ringi mi? |
![]() |
Tekin Öget EY TRUMP ELİNİ GAZZE’DEN ÇEK |
![]() |
Esra Süntar ŞEKİLDEN ŞEMALE PERSPEKTİF 'AŞK' |
![]() |
M. Kürşat Türker ARA-SIRA |
![]() |
Yalçın Toker SPOR YAZARLARI GENEL KURULUNDAYDIM.. |
![]() |
Haktan Kerem Ural ASGARİ ÜCRET, ASGARİ KÜLFETİ KARŞILAYACAK MI? |
Ülkemizde aile kurumunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır.
Geleneksel aile yapısında meydana gelen aşınmalar, ailenin kolay dağılır hale gelmesine sebep olmuştur.
Aile içinde yaşanan huzursuzluklar, sıklıkla yaşanan ihtilaflar, karı koca arasında yaşanan rekabetler ailenin dayanıklılığını azaltmıştır.
Ailenin uzun ömürlü olmasını sağlayan çok sayıda etkenler, hasletler mevcuttur.
Mesela, iffetli olmak, sadakatli olmak, diğerkâmlık, aile bütünlüğünün sağlanması bilinci, sevgi, saygı, merhamet bu hasletlerden bazılarıdır.
Bunlardan her birisi, aile bireylerini birbirlerine bağlayan halat, sağlam tutkal gibidir.
Elbette ki bu hasletlerden her birisi tek başına ailenin devam ve bekasını sağlamada yeterli olamaz. Bu hasletlerin büyük ekseriyetinin ya da tamamının bir araya gelmesiyle evli eşler arasındaki manevi bağlar, kolay kolay sarsılamaz.
Sevgi ailenin ruhu gibidir.
Diğerkâmlık (her bir eşinin diğerinin menfaatlerini koruyucu yönde davranışlar sergilemesi) aile bireylerini birbirlerine karşı minnet altında bırakarak bağlamaktadır.
Sadakat, güveni artırmakta, güven samimi birlikteliği, dayanışmayı, bütünleşmeyi ziyadeleştirmektedir.
Diğer hasletler de aile bütünlüğünün sağlanması konusunda benzer işlevler görmektedir.
Hoşgörü
Bu makalemizde ailenin hoşgörü hasleti ile nasıl sürdürülebileceği üzerinde duracağız.
Ailede huzurlu bir hayat yaşamayı sağlayan erdemli davranışlardan biri de hoşgörüdür.
Ahlaki bir değer olan hoşgörü, aile içinde bazı kereler gerilimlere de sebep olabilecek durumlarda bireylerin birbirlerine karşı kolaylık sağlamaları, yumuşaklıkla muamele ederek anlayış göstermeleri, şiddet, zorluk, sertlik ve kabalıktan sakınmaları manalarına gelmektedir.
Kur’an’da, “karılarınızla iyi geçinip onlara güzel davranınız” buyrulmaktadır. Bu ayetle ailenin selameti için ailede eşlerin birbirlerine karşı sabırlı ve hoşgörülü davranmaları tavsiye edilmektedir.
Hz. Peygamber de, ailesinde eşlerinden gelen farklı talepleri, ihtiyaçları ve kendi aralarında yaptıkları tartışmaları hoşgörüyle karşılamıştır.
Hz. Muhammed şöyle buyurmuştur: “Mümin bir kimse, eşine karşı nefret beslemesin. Çünkü onun bazı huylarından hoşlanmasa da hoşlandığı başka huyları mutlaka vardır”.
Toplumda insanların birbirleri ile münasebetlerinde kusursuz insan yoktur. Her bir insanın mutlaka bazı kusurları mevcut olduğu gibi, farklı mizaçlarda olan iki insanın aile içi münasebetlerinde de eşlerin bazı kusurlu ya da uyumsuz davranışları olabilmektedir.
Genel insani ilişkilerde de aile hayatında da kusursuz dost arayanlar dostsuz ya da aile içinde eşsiz kalır; aile hayatı sürdürülemez, en ufak ihtilaflar ailenin dağılmasına ya da dostlukların sona ermesine sebep olabilir.
Eşlere Lazım Olan Silgi
Ailede geçimsizliklerin yaşandığı durumlarda tarafların sabırlı ve hoşgörülü olmaları, evlilik birliğinin sürdürülmesinde ehemmiyetli katkılar sağlamaktadır.
Peki, hoşgörü ortamında aile bireyleri arasındaki ihtilaflar nasıl aşılacaktır?
Bu sorunun cevabını, kalem, kâğıt ve silgi benzetmesi ile vermek istiyorum.
Bir baba oğlunu evlendirir ve bir müddet sonra oğlunu tebrik için ziyarete gider.
Baba oğlunun evine varıp yerine oturduktan sonra oğluna:
“Oğlum! Bir kalem, beyaz bir kâğıt ve bir de silgi getir” dedi.
Oğul: “Babacığım! Bunları ne yapacaksın, bunları benden getirmemi niçin istiyorsun?” diye sorar.
Baba: “Oğlum! Sen git çabucak benim istediklerimi getir bakalım” der.
Oğul: “Babacığım! Evde kalemle beyaz kâğıt var, fakat silgi yoktur” der. Kalemle beyaz kâğıdı getirir.
Baba: “Oğlum! Git kırtasiyeden bir silgi al gel” der.
Oğul şaşırmasına rağmen, dışarı çıkar, kırtasiyeden bir silgi satın alıp gelir ve babasının yanına oturur.
Baba: “Yaz oğlum!” der.
Oğul: “Ne yazayım babacığım” diye cevap verir.
Baba: “Oğlum! Elindeki kâğıda istediğini yaz” der.
Oğul, beyaz kâğıda herhangi bir cümle yazar.
Baba: “Oğlum! Şimdi o cümleyi sil bakalım” der.
Oğul beyaz kâğıda yazdığı cümleyi siler.
Baba: “Oğlum! Sen bir cümle daha yaz” der.
Oğul: “Allah aşkına babacığım, bana bu cümleleri yazdırıp sildirmekle ne yapmak istiyorsun” der.
Baba: “Oğlum sen hele bir cümle daha yaz” der.
Oğul, babanın bu talebi üzerine bir cümle daha yazar.
Baba: “Oğlum! Yazdığın bu cümleyi de sil” der.
Oğul yazdığı cümleyi tekrardan siler.
Baba: “Oğlum! Bir cümle daha yaz” der.
Oğul: “Babacığım! Allah aşkına ne oluyor, bu ne iş şimdi, ne yapmak istiyorsun?” der.
Baba: “oğlum sen hele bir cümle daha yaz” der.
Oğul bir cümle daha yazar.
Artık Baba yaz deyince, Oğul itiraz etmeden yazar, baba sil dedikçe oğul siler.
Bu yazma ve silme işi bir müddet daha devam eder.
En nihayetinde baba Oğluna, “Oğlum! Şimdi kâğıt hala beyaz mı?” diye sorar.
Oğul: “Evet babacığım! Kâğıt hala beyazdır, ama mesele nedir acaba” der.
Baba evladının omuzuna hafifçe dokunarak şu cevabı verir:
“Evlat! İşte evlilik de böyle bir şeydir. Evlilikte de bir silgiye ihtiyaç vardır. Evlilikte hanımından göreceğin ve hoşuna gitmeyecek olan bazı durumları, davranışları, tavırları silmek için mutlaka yanında bir silgi taşımalısın. Hanımın da, senden sadır olacak hoşuna gitmeyen bazı durumları, davranışları, tavırları silmek için beraberinde böyle bir silgi taşımalı. Zira silme işi yapılmazsa evlilik sayfası birkaç gün içinde kapkara olacaktır.
Hatta evlat! Yanında daima bir silgi olmalı ki, aile dışında etrafındakilerin hatalarını da silesin. Ta ki hayatın sakin, mutlu sürsün ve daima silen ve müsamaha gösteren bir kalp sahibi sen olasın”.
İmam Abdurrahman İbn-i Cevzi’nin konumuzla alakalı şöyle dediği rivayet edilir:
“İnsanların zilletini, ufak tefek hatalarını görmezlikten gelmek, yüksek ahlak sahiplerinin özelliklerindendir. Zira insanlar yanlış ve hata işlemeye meyyaldirler. Kişi her yanlış ve hata üzerinde duracak olursa hem yorulur hem de başkalarını yorar. Akıllı ve zeki kişiler ailesinde, akrabalarında, dost ve arkadaşlarında, komşularında rast geldiği her büyük küçük hata veya günah üzerinde takılıp kalmaz, kalmamalı da. Kardeşliğin devam etmesi için hataları sil, ama kesinlikle kardeşliğini silme”.
Bu öneri aslında aile hayatında her bir evli eş için huzurun kaynağı olacaktır.
Çünkü her bir hatayı silme işi, karşı tarafı eşine bağlayacaktır.
Artık bir müddet sonra hatalar yapılmaz hale gelecektir.
Bence evli eşler için denemeye değer; ne dersiniz, haksız mıyım?
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
Bu yazı 107 defa okunmuştur. |
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |