Evet bugün Sevgililer Günü … Yalnızların bir an önce pas geçmek istediği, sevgilisi olanların bir kısmının “Aman ne alacağım şimdi, olmaz olasıca gün!" dediği, bir kısmının da sabırsızlıkla beklediği …
Bu hayatta sadece aşka boyun eğen bir insan olarak şunları söylemek isterim.
Sevgili kimdir?
Ölen eşinin mezarındaki toprağı her gün bağrına basan Nurettin Amca’dır.
Başkasına kaçacağını anladığında bile karısının ayakkabısının altına tüm parasını koyan Aşık Veysel’dir.
“Artık evli,adına kara çalınmasın” diye sevdiğinin gerçek adını söylemeyip “Mihriban” diye mahlas takan Abdürrahim Karakoçtur.
Yıllarca hapisten çıkmasını bekleyip özgürlüğe kavuştuğunda kendini terk eden Nazım’ın mektuplarını ölene kadar tahta bavulunda saklayan Piraye’dir.
Hiçteki hepi sevmek, gönlüne düşen sebebi sevmek…
Olmayanı sevmek varmış gibi …
Hiç kavuşmamamışcasına, yahut hiç ayrılmamış gibi…
Özlediğinde, sevdiğini derin bir nefesle ciğerlerine çekmek,oksijen gibi …
Aynı evde, aynı protokole imza atan yabancılar, kıtalararası olup birbirinin düşüyle uyanıp biraraya gelemeyen sevdalılar …
Hangisi gerçek sevgili şimdi ?
Sevdayı hisseden yürekleriniz dert görmesin.