AK PARTİ'NİN KENDİNE AİT TELEVİZYONU OLMAYACAK 

SUAT KILIÇ: Ak Parti olarak internet haber sitelerinin yöneticileriyle bir araya gelen ve bu alanı fark ederek önemseyen ve önerilerini dinleyen tek siyasi partiyiz. Yaklaşık iki yıl önce fiilen internet haber sitelerinin yöneticisi olan gazeteci arkadaşlarla bir araya geldik. Onları dinledik, belli fikirler edindik, öneriler aldık. Ama bunu düzenli bir şekilde devam ettiremedik. Esasında düşüncemiz belli periyotlarla bu görüşmelerin devam etmesi şeklindeydi. Ama bunu tam manasıyla sağlayamadık.

SUAT KILIÇ: İnternet haber sitelerinin yöneticilerine ilk daveti biz yapmıştık ve toplantının ev sahipliğini de biz üstlenmiştik. Sonra belki internet habercisi arkadaşlarımızın iadeyi davet yapması gerekirdi.

SUAT KILIÇ: Aslında böyle bir beklenti içinde olmadık ama sonuçta belli periyotlarda bir araya gelme şeklinde bir oluşum sağlayamadık. Belli periyotlarla bir araya gelinebilse, sistemli bir şekilde bir birlik içine girilse daha faydalı olurdu. Buna rağmen internet medyasını keşfeden ilk siyasi hareketiz diye düşünüyorum. İstanbul’da Cebit bilişim fuarına katılan tek siyasi parti de biziz. “Diğer siyasi partiler neden burada yok” gibi tahrik edici çağrılarımıza rağmen hiç kimse duymadı, hiçbir siyasi parti gelmedi. Bilişim dünyasıyla, internet medyasıyla içli dışlı olmayı arzuluyoruz. Fakat internet, yazılı yada görsel basın gibi değil. İnternet medyası sınırsız bir alan. Görsel basını frekans tahsisi ile sınırlayabilirsiniz. Keza yazılı basını hukuki prosedürleri zorlamak suretiyle alanı daraltabilirsiniz. Ama internet medyası uçsuz bucaksız bir alan ve iyi yapıldığında çok iyi bir mecra. Manüplasyon amaçlı olarak kullanıldığında kontrol dışında kalabilecek bir alan. Ancak biz işin pozitifindeyiz.

SUAT KILIÇ: Hayır. Kesinlikle böyle bir düşüncemiz yok. Kendi televizyonunuzu kursanız ne olacak... Türkiye’de onlarca televizyon neticede yayın hayatında. İnsanlar partiye oy verecek olsalar da oy verecekleri partinin yayınıyla kendilerini asla sınırlandırmazlar. Kaldı ki Ak Parti, muhafazakar demokrat kimliğine rağmen bu alanda liberal, özgürlüklerin egemen olması gerektiğine inanan tabii ahlak kurallarının terk edilmediği bir yaklaşımın egemen olmasını istiyor. Dolayısıyla kendi televizyonumuzu kurmak, kendi gazetemizi hayata geçirmek, kendi internet sitemiz üzerinden yayınlar icra etmek gibi bir şey bizim anlayışımızla çok da paralel değil.

SUAT KILIÇ: Bunu bir köşe yazarı köşesinde gündeme getirdi ama aynı köşe yazarının bugünkü(Dünkü) köşesinde Deniz Baykal’ın tekzibi var. Deniz bey, o sayfadaki yazıların imzasız olarak yayınlandığını, kendisinin yazdığı yazıların dışında hiçbir yazıya imzasını koymayacağını söylemiş. Aynı yazıda Ak Parti’nin Türkiye Bülteni’ndeki yazıların da Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla ama onun dışında birisi tarafından yazıldığı iddiası vardı. Oysa ki Türkiye Bülteni’nin başyazısı benim tarafımdan yazılır ve benim imzamı taşır. Dolayısıyla zaman zaman gazetecilerde de köşe yazarlarında da yanlış bilgiler oluyor. Bunu da normal karşılamak lazım.

SUAT KILIÇ: CHP belki içinde belki farklı fraksiyonların birbiri ile yarış içinde olduğu bir oluşumdur. Onu bilemem. Bir partinin yetkilisi iken başka bir siyasi partiyi değerlendirmeyi de istemem. Ta ki bizimle ilgili bir açıklamaları yoksa.

SUAT KILIÇ: Siyasette üslup çok önemli. Kötü bir üslubu benimserseniz kötü bir üslupla karşılığa mahkum edilirsiniz. Ben, üslubunda hakaret olmayan, kötü konuşmayan, küfür barındırmayan bir siyasetçiyim. Ama birisi kalkar da frenlerini boşaltarak ağza alınmayacak sözlerle partime, partimin değerlerine hakaret ederse önce bir şans tanırım. Sonra bir şans daha tanırım. Ama ağza alınmayacak sözleri siyasetinin üslubu ve alışkanlığı haline getirmek o kişinin davranış kalıbı haline gelirse ona da anladığı dilde cevap verme ihtiyacı hasıl olur. Aslında kötü bir üsluba o kişinin anlayacağı dilde cevap vermek o kişinin üslubunu da aşağı çeker. Bunun da farkındayım ama alışkanlık haline gelmiş kötü bir üslubun rahatsız ediciliğinden sıyrılmanın da şu ana kadar biline gelmiş tek yolu aynı üslupla mukabele etmek. Ben, siyasette küfrün, aşağılamanın, tahrik etmenin benimsenmemesi gerektiğine inanıyorum. Ama bunu benimsemiş olanların da şunu bilmelerini istiyorum; küfür siyasetin öznesi haline gelirse küfürbazlardan daha iyi küfreden birileri de bulunabilir. Dolayısıyla temsil ettiğimiz insanlara daha iyi örnek olmamız lazım. İyi örnek olmanın yolu da iyi sözcüklerle düzgün cümleler kurmaktan geçiyor.