Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Meclisi'nin mayıs ayı toplantısında, ABD ve Avrupa merkez bankalarının son aylarda izlediği ve bundan sonra izleyeceği politikanın, Türkiye ekonomisi üzerinde doğrudan etkisi bulunacak ve takip edilmesi gereken önemli konular olduğunu söyledi.
Türkiye'de sağlanan siyasi istikrar ve makro ekonomik istikrar ortamının bu açıdan son derece önemli olduğunu vurgulayan Babacan, yapısal reformlar alanında son dönemde açıklanan 25 dönüşüm programında iş hayatını yakından ilgilendiren pek çok başlık bulunduğunu ifade etti.
Babacan, "Türkiye'de bunca olumsuz rüzgarlar estirilmeye çalışılırken ya da uluslararası basında Türkiye tam bir hedef tahtası haline gelmişken, kimse bu 25 dönüşüm programıyla ilgili en ufak bir eleştiri, tek bir nokta koyamıyor. Şu anda G20 ülkelerinin hiçbirinde bu kadar detaylı bir reform hazırlığı yok" dedi.
"Son 12 yılda tarihimize altın harflerle yazılacak başarılar elde ettik"
Ali Babacan, 2015'in 2014 yılına göre pek çok alanda daha başarılı bir yıl olmasını beklediklerini belirterek, "2015'in büyümesi 2014'e göre daha yüksek olacak. 2015'teki enflasyon oranımız 2014'e göre daha düşük olacak. 2015'teki cari açığımız 2014'e göre daha düşük olacak" dedi.
Seçim dönemi olsa da ekonomi yönetiminin günün gerektirdiği politikaları uyguladığını ve bir rehavetin söz konusu olmadığını aktaran Babacan, Türkiye'nin son 12 yıllık dönemde tarihine altın harflerle yazılacak önemde başarılar elde ettiğini dile getirdi.
"Ziraat Katılım'ı 29 Mayıs'ta açıyoruz"
Kamunun katılım bankacılığına girmesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Babacan, şöyle devam etti:
"Ziraat Katılım'ı 29 Mayıs'ta açıyoruz. Sırada Vakıf Katılım var. Sayın Cumhurbaşkanımız da meseleleri takip ediyor. Sürekli baskı yapıyor 'Çabuk olun' diye. Arkasından da Halkbank katılım bankacılığına girmiş olacak. Bunların, biz sektörü büyütmelerini istiyoruz. Yoksa zaten yüzde 5'lik bir alana kamunun girmesi ve özel katılım bankalarından pay almasını kesinlikle istemiyoruz.
Kamu girecekse pastayı büyütmek için girmeli. Faizle iş yapmak istemeyen esnafımız, çiftçimiz için şu anda bir seçeneğimiz yok. 'Ben faize bulaşmak istemiyorum' diyor ama sübvansiyonlu tarım kredisi kullanmak istiyor. Böyle bir seçenek yok. Devlet olarak görevimiz, tüm vatandaşlarımıza bu hizmetleri sunabilmek. Hangi vatandaşımız nasıl tür bankacılık yapmak istiyorsa onun için zemini hazırlayabilmeliyiz."
Babacan, kamunun katılım bankalarının ticari prensipler ve rekabet esasında çalışacağını kaydederek, dolayısıyla ticari prensipler neyse, kamu bankaları bunlara nasıl dikkat ediyorsa, kamu katılım bankalarının da ticari ilkelerin gereğini yapacağını söyledi.
"Kurlar konusunda yorum yapmam"
Kur konusunun daha önce de defalarca gündeme geldiğini ve kendisine sorulduğunu kaydeden Babacan, kurlar konusunda yorum yapmadığını ifade etti.
Dalgalı kur rejimi deniliyorsa ve kur piyasada oluşuyorsa bunun üzerinde yorum yapmanın doğru olmadığını belirten Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir de bu konuda piyasayı etkileme gücü ve elinde enstrümanları olan kurum Merkez Bankası'dır. Başka kurum yok. Bu konuda Merkez Bankası'nın açıklamalarına bakmakta fayda var. Ama kurdaki hareketliliğin en önemli nedeni dışarıda olan hareketler. Küresel konjonktür"
aa
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |