İlker Yağcıoğlu: ''İlk devre Maximin son derece etkili bir futbol ortaya koydu. İyi pozisyonlar hazırladı. İsmail maç boyu resmen duvar ördü çok top kaptı ve Lille ataklarını engelledi. Fenerbahçe'nin oyunun son bölümlerinde 3 santrforunu da sahaya atarak risk aldı ve maçı uzatmalara taşıdı. Hocanın uzatma bölümlerinde Dzeko'yu çıkararak Bartuğ'u alması doğru bir karardı ama rakip 10 kişi kaldıktan sonra daha çok yüklenip daha çok pozisyon bulmamız gerekirken rakip kolay bir şekilde 4,5 oyuncuyu geçerek ceza alanımıza geldi ve penaltı nedeniyle gecemiz kabusa döndü. Direkten dönen top ve kaçırdığımız goller bizi yıktı. Artık Avrupa Ligi'ne odaklanmaktan başka yol kalmadı.'' (Takvim)
Ali Gültiken: ''F.Bahçe'nin, Mourinho'nun takım teşkiline baktığımız zaman savunmada daha güvenli, daha garanti oyuncularla oynama tercihini gördük. Bunu doğal görebiliriz ama işin hücum tarafında Fenerbahçe'nin hem daha yüksek oyun temposuna hem de bire birde daha etkili olabilecek oyuncu performanslarına ihtiyacı var. Bu işi yapması beklenen iki önemli isim Tadic ve Szymanski, bu maç için Fenerbahçe'nin hedefine yardımcı olamadılar. Yine oyunu hareketlendiren ve takımda heyecan yaratan isim, kulübeden gelen İrfan Can oldu. İki maç sonucunda bu tur Fenerbahçe'nin geçebileceği bir turdu düşüncesi, akıllarımızda kaldı. Sahadaki oyun ve yaratıcılık bir vites daha yukarı çıkabilseydi Fenerbahçe, play-off'taki rakibini bekliyor olacaktı.'' (Sabah)
Ömer Üründül: ''Uzatmada da işler iyi gidiyordu. Oyunun gidişatı F.Bahçe'nin lehineydi. Mourinho, uzatmalara başlamadan Dzeko'yu çıkartıp Bartuğ'u alarak doğru hamle yaptı. Ve bu arada rakip 10 kişi kaldı. İşte bu 10 kişi kalmaları F.Bahçe'ye zarar verdi. İşi penaltılara bırakmadan bitirelim diyerek tüm riskler alınınca rakip önce 1 kişi eksik kontratak yaptı. İkinci kontratakta VAR'dan gelen penaltı kararı ile şok gol geldi. Cenk'in direkten dönen kafası büyük şanssızlıktı. Szymanski ve İsmail Yüksek, çok efor sarf ettiler.'' (Sabah)
Ercan Güven: ''Maç bitmek üzere ve Fenerbahçe elenmek üzereyken Mourinho Cenk Tosun ile birlikte üç santrfora dönmekle kalmamış oyunun içine girmiş, gole adeta “telepatik” olarak katılmıştı! Bedenen değilse bile ruhen rakip ceza alanında, Çağlar ile Dzeko arasındaydı sanki. İlginç adam Mourinho; golden saniyeler sonra bir an sahaya, sevince ilgisini kesti ve bir parmağı ile şakağına dokunarak kendi zekasını kutladı. Maçın uzatmaları gerçekten dramatikdi… Lille on kişi, Fenerbahçe’nin iştahı ise kursağında kaldı. Safralardan kurtulmuş gibi daha baskılı oynadı Lille… Bu baskı sırasında Oosterwolde’nin eline çarptı ve penaltı kazandı rakip. Defacto olarak turu atlamış duruma geçti. Cenk’in kafası da direkten dönünce Şampiyonlar Ligi ihtimaline veda Fenerbahçe’dendi. Ne dersiniz: bir gün önce bunu da tercih eden Mourinho.'' (Milliyet)
Gürcan Bilgiç: ''Maç bıçak sırtında başladı, devam etti ve bitti. Fenerbahçeli futbolculara topu çarptırmadan gol atamayacağını anladığı anda Lillie takımı yere yattı, sahada sürtüşme yarattı, kalesine yaslandı ve dakikaları saydı. İyi yüklendi Fenerbahçe. Lillie kalecisi Chevalier ile gol olması beklenen şutlar arasında sürdü mücadele. Bitime 10 dakika kala kırmızı geldi, Lillie 10 kişi kaldı. "Tamam, oluyor" derken Jayden'in kontrolsüz duvarında top eline geldi. Maçın kahramanı, maçın ipini de çekti aslında. 4 dakika oynadılar gol sonrasında. Cenk'in üst direkte patlayan kafa vuruşu ile futbolun adaletindeki "şans" takdiri devreye girdi. Şampiyonlar Ligi olmadı. Çok istediler, çok koştular ama olmadı. Ellerinde Avrupa Ligi var bu kez. Mourinho'nun "kazanırız" dediği…'' (Sabah)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |