E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Cumhuriyet Yazarı Çalışlar: "Darbeciler Öğrenci Sever!"

Akdeniz Üniversitesi'ndeki provokasyona dikkat çeken Oral Çalışlar, darbecilerin darbe yapmak içim ortam hazırlıklarını anlattı.

20.04.2008 - 12:21
Cumhuriyet Yazarı Çalışlar:

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Oral Çalışlar, Akdeniz Üniversitesi'nde yaşanan kavgayı değerlendirirken provokasyona dikkat çektiiyor.

Türkiye'yi yöneten eski modern sınıf gelişmeyi hazmedemiyor diyen Çalışlar, "Bunlar kim ki bizi yönetecekler" şeklinde bir bakış var diyor. Darbe yapmak isteyen güçlerin Türkiye'de bir Türk-Kürt çatışmasını kışkırtabileceğini belirten Çalışlar "Gençlik atak, kavgacı bir mizaca sahip. Ateşlemeye müsait bir alan. Darbeciler buraya her zaman el atar." diyor.

Antalya'daki öğrenci olaylarından sonra yaşananları değerlendirmek için görüşmeyi düşündüğüm ilk isim Cumhuriyet Gazetesi yazarı Oral Çalışlar olmuştu. Çünkü Çalışlar, 68 kuşağının öğrenci liderlerinden, hızlı devrimcilerindendi. 1969-71 yılları arasında Öğrenci Birliği genel sekreterliği yapan Çalışlar, 12 Mart ve 12 Eylül askerî darbelerinden sonra düşünceleri nedeniyle uzun yıllar hapis yatmıştı. Çalışlar'la Cumhuriyet Gazetesi'ndeki odasında görüştük. Konuşmamız boyunca Türkiye'de 1980 öncesinde olduğu gibi bir sağ-sol çatışmasının yaşanması için sosyal bir zemin olmadığını vurguladı. Başörtüsü sebebiyle bir kavga beklemediğini belirten Çalışlar, Türk-Kürt çatışmasının kışkırtılabileceğine dikkat çekti ve gençleri bu konuda provokasyonlara karşı uyanık olmaya çağırdı.

Akdeniz Üniversitesi'nde yaşanan olaylar insanlarda 1980 öncesi günlere dönülüyor mu, endişesi doğurdu. Siz nasıl yorumladınız öğrenciler arasında çıkan kavgayı?

Ben 12 Eylül öncesi olayların tekrar edeceği gibi bir kaygıya kapılmadım. Çünkü bugün sosyal çatışmalara uygun bir zemin yok. O dönemde bu tür kavgalarda ülkücüler ve MHP çok aktif ve bilinçli olarak taraftı. MHP uzunca bir süreden beri böyle bir çatışmada taraf olmamaya özel gayret gösteriyor. Hem ülkücüleri kontrol ediyor hem bu tür çatışmaları kışkırttığını düşündüğü insanları partiden uzaklaştırıyor. Mesela Kemal Kerinçsiz'i tasfiye ettiler. Çatışmanın bir tarafında MHP gibi bir kuvvet olmazsa, o zaman İslamcıların olması lazım. Onlar da yok. Peki nasıl olacak bu kavga? Ancak şöyle bir şey olabilir. Türk-Kürt çatışması kışkırtılabilir.

DARBECİLER KARANLIK ALANLARDA TEZGANLANIYOR

Peki bu çatışmayı kim körüklüyor?

Darbe yapmak isteyen güçler. Tabii Antalya'daki o adam birisi tarafından görevlendirildi mi? Yoksa bizzat kişisel bir provokatör mü? Bilemiyoruz. Gerçekten devlet içindeki birtakım güçler tarafından yönlendiriliyor da olabilir. Darbe için faaliyetlerin karanlık alanlarda tezgahlandığına ilişkin bir sürü bilgi çıkıyor. Bu var ama bunu yapmak isteyenler için maddi zemin çok elverişli değil. Hatırlayacak olursak 12 Eylül öncesi Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta çok büyük olaylar oldu. Ülkücüler bu kavgalarda aktif rol oynadı. Bugün görüyoruz ki bunları devlet içinde darbe yapmak isteyen güçler yönlendirmiş.

Yönlendirmiş derken, kullandılar mı demek istiyorsunuz?

Ben ilginç bir şey yaşamıştım. 12 Eylül'den sonra cezaevindeydik. Alparslan Türkeş'le yan yanayken M.Ali Ağca'nın Papa'yı vurduğu haberini izledik televizyondan. Türkeş, o zaman idamdan yargılanıyordu. Dedi ki: "Oral Bey, inanmayacaksınız ama bize rağmen bizim bazı arkadaşlarımızı kullandılar." Ben Türkeş'in bu sözünün Susurluk olayından sonra daha anlamlı hale geldiğini düşünüyorum. Korkut Eken ne demişti: "Biz Abdullah Çatlı'yı 12 Eylül'den önce de kullandık." Türkiye'de çok önemli kritik siyasi cinayetler işlendi. Abdi İpekçi, Doğan Öz, Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul'un öldürülmesi gibi. Bu cinayetleri işleyenler yargılanmadı ve yargılananlar da mahkum edilmedi. Bir şekilde kurtarıldılar. Belli ki bu cinayetleri işleyenler devletin bir kesiminin kontrolü ve yönlendirmesiyle yaptılar bunu.

ORTA SINIFI KAZANAN İKTİDARA GELİR

Bugün Devlet Bahçeli'nin MHP'yi ve ülkücüleri provokatif olaylara karşı sürekli uyardığını görüyoruz. Sokak hareketlerini tasvip etmiyor.

MHP'nin de böyle davranmasının maddi bir nedeni var. Birincisi Türkiye son 15-20 senedir ekonomik olarak çok ciddi bir büyüme yaşadı. Bu ekonomik büyüme yeni orta sınıflar yarattı. Orta sınıf demek bir ülkede demokrasi, barış demek. Orta sınıflar çatışma istemez. MHP de orta sınıflardan oy alıyor. Orta sınıfı kazanan, iktidara gelir. MHP şu mesajı veriyor: Biz milliyetçiyiz ama demokratik milliyetçiyiz. Geçmişte olduğu gibi şiddete dayalı bir milliyetçiliğin tarafı değiliz.

DARBECİLER, HER ZAMAN GENÇLİĞE EL ATAR

27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinden önce üniversitelerde sürekli çatışma çıktığını görüyoruz. Bu darbelerde öğrenci hareketlerinin rolü nedir?

Üç askerî darbe yaşadık. Öğrenci olayları darbeler için psikolojik ortamın oluşturulmasında rol oynadı. Gençlik atak, kavgacı bir mizaca sahip. Ateşlemeye müsait bir alan. Darbeciler buraya her zaman el atar. Türkiye'yi karıştırmak isteyen, Türkiye'de istikrarı bozmak isteyen ve yeni müdahaleler yapmak isteyen kuvvetler bu alanları kendileri için bir faaliyet sahası olarak görürler ve kullanırlar.

ELİT KESİM, AK PARTİ'Yİ HAZMEDEMİYOR

Nokta dergisinde yayınlanan darbe günlüklerinde 'yapılması gerekenler' listesinde öğrencilerin sokağa dökülmesi de vardı...

Şimdi askerî darbe psikolojik bir ortam olmadan yapılamaz. Askerî darbe ben darbe yapmaya karar verdim deyince hemen olacak bir şey değil. Toplumun bir şekilde ona hazırlanması gerekir. Toplum öyle bir hale getirilir, öyle bir bunalıma sokulur ki halk asker geldiği için 'ohh iyi ki geldi' der. Mesela 12 Eylül öyle oldu. Çünkü sokaklarda her gün 20 insan ölüyordu. İnsanlar sokağa çıkamıyor. Mahallesinden geçerken öldürüleceği korkusuyla yaşıyordu. Korku ortamı yaratıldığı zaman, psikolojik ortam hazırlanmış demektir.

BAŞÖRTÜSÜNDEN ÇATIŞMA ÇIKMAZ, KRİTİK OLAN KÜRT MESELESİDİR

Akdeniz Üniversitesi'ndeki kavga önce sağ-sol çatışması olarak adlandırıldı. Sonra bölücülerle milliyetçiler çatıştı dendi. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

Bu da bir provokasyon. Geçenlerde biri şöyle diyordu: Kürtler var, Türk bayrağını tepelediler falan... Bu da açık bir provokasyon. Zaten provokasyon Türkiye'de ya bayrak üzerinden yapılıyor ya marş üzerinden. Bunlar hep daha önce denenmiş, sınanmış olaylar. Ama toplum gerginlik istemiyorsa bunlar alev gibi sönüp gidiyor. Şu anda Türkiye'de çatışma ortamı yok; ama bir gerginlik var. Bu gerginliğin bazı çevreleri umutlandırdığını görüyoruz.

Başörtüsü düzenlemesinden sonra bazı rektörlerin "Türban öğrenciler arasında kamplaşmaya yol açar, öğrenciler sokağa iner" şeklinde açıklamaları olmuştu. Türban bir çatışma sebebi olur mu?

Başörtüsü yüzünden bir gerginlik olabilir ama bir çatışma çıkmaz. Burada en kritik konu Kürt meselesidir. Bu mesele kaşımaya en elverişli alandır. Buna karşı uyanık olmak gerekiyor. Sonuç olarak Türkiye'yi karıştırmak istiyorsanız PKK üzerinden, Kürtler üzerinden yapabilirsiniz. Bu kaşınabilir. Bayrak tepelendi der adam. Milleti sokağa dökmek ister...

AK PARTİ BÜYÜK DEĞİŞİMİN ALTINDAN KALKAMIYOR

20 yıllık bir süreçte bir toplumsal bir diyalog gelişmişti. Son iki yılda toplumda da bir kutuplaşma emareleri görülmeye başlandı. Bu kutuplaşma nereye gider?

Bu kutuplaşma uzun zamandan beri var. Türkiye 1996 yılında Gümrük Birliği'ne girdiğinde dış ticaret hacmi 10 milyar dolardı. 4 milyor dolar ihracatımız, 6 milyar dolar da ithalatımız vardı.

Şu anda Türkiye'nin dış ticaret hacmi 250 milyar dolar. Türkiye hızla büyüyen bir ülke haline geldi... Öyle olunca eski statükoyla bu işleri yönetmek mümkün olmaz bir hale gelmeye başladı.

Şimdi siz hâlâ 1982 Anayasası ile yönetiliyorsunuz. Bütün kurumlarınız 12 Eylül'den kalma. Bütün gerginlik buradan çıkıyor. Siyaset alanı toplumdaki bu değişimi, bu büyümeyi anlayabilmiş değil. Türkiye'nin bu büyük değişime ihtiyacı var. AK Parti de bu değişimin altından kalkamıyor.

BUNLAR KİM Kİ BİZİ YÖNETECEKLER

Bu gerginlik nasıl aşılır?

Bugüne kadar toplumu bir elit yönetti. Şimdi bu elit kesim muhafazakar orta sınıfı tehdit olarak görmeye başladı. Parlamenter rejimin yavaş yavaş yerleşmeye başlaması ve ekonomik büyümeyle birlikte yeni muhafazakar orta sınıflar Türk siyasetinde güçlü hale geldi. Hal böyle olunca Türkiye'yi yöneten eski modern sınıf bu gelişmeyi hazmedemiyor.
Esas sorun buradan çıkıyor.

Bunlar kim ki bizi yönetecekler şeklinde bir bakış var. Bu gerginliğin sonunda halktan gelen dalganın sonuçta Türkiye'de yeni bir durum yarattığını kabullenmek gerek. Bu süreçte iki taraf da hem zorlanıyor hem değişiyor diye düşünüyorum. Bu gerginlik Türkiye'nin demokratik standartlarının yükselmesiyle sonuçlanacak. Biraz acılı ve sıkıntılı olacak, öyle gözüküyor.

Türkiye 68'le hesaplaşmalı

Hatırla Sevgili dizisinin toplumda karşılık bulması geçmişle bir hesaplaşmaya doğru Türkiye'nin geldiğini de gösterir. Türkiye, sorunları sürekli çalının altına süpüren, geçmişiyle yüzleşmeyen bir ülke. Unutmayalım ki Deniz Gezmiş'ler idam edildi. Mahir Çayan'lar Kızıldere'de topluca katledildi. Bunlarla hesaplaşmadı Türkiye. Bugüne kadar bu konulara ilgisiz kalan toplum artık bunları görmek istiyor.

Devletin bunlarla ilgili bir hesaplaşma içine girmesi istiyor. Bir kitapçı arkadaşım benim 'Deniz'ler İdama Giderken' kitabımı daha çok İslamî kesimden insanların aldığını söyledi...

Düşünün 10 sene önce Deniz Gezmiş dediğiniz zaman, komünist, bölücü diye düşünen insanlar, bu çocukların idamlık suçu yokmuş, önemli şeyler de yapmışlar diye düşünmeye başladılar. Bu aslında toplumsal bir olgunlaşma göstergesinin ifadesi.

Kaynak: Zaman

YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
süleyman karaca 8 Nisan 2008 Salı 

“Seçmen sertifikası” kulağa hoş gelen bir ifade. İyi güzel de, bir spor kulubü seçiminde o kulübe üyelik aranıyor. Üye olmadan “Kanarya Sevenler Derneği”nin kapısından giremiyorsunuz; orada bulunmanız da, yönetimine katılmanız da üyelik şartına bağlı. “Sertifikalı seçmen”lerin yer aldığı bir “getto”mu ön görülen anlaşılmıyor. Cevizoğ’lunun akıllara ziyan önerisi için yapılması gerekenleri pratiğe indirgediğinizde; “seçmen sertifikası” olmayanlardan vergi de alınmamalı, başta PKK belası olmak üzere vatan ufkunu kara bulutlar sardığında, “git cephede cesedinle duvar ör; ben sana ‘şehit’ ağıtı yakarım Mehmedim” de dememek gerekiyor. Bu öneri akıllara ziyan, bir paranoyanın dışa vurumu, bir hezeyan. Yapılması gereken “demokrasicilik oyunu” oynamak değil; gerçek demokrasiyi her yurttaşın özümseyebileceği hale getirmek. “Demokrasinin özüne göre, herkes yasalar önünde eşit. Herkesin eşit oy hakkı var. Herkesin yönetime katılma ve temsil edilme hakkı var, vs. Ama durum gerçekten öyle mi?..” sorunsunu çözmenin yolu demokrasiyi rafa kaldırmak değil, onu tabana yaymaktır. Herkesin insanca yaşadığı, insanlığına yakışır şekilde kabul gördüğü bir toplum yaratmaktır. Tarihte yerini bulmuş yüzlerce dikta örneğinde, “halkına rağmen halkını yönetme”ye kalkan diktatörlere duyulan nefret sayfaları ile dopdolu. Araç kullanımı için trafikte “ehliyet” şart, ama arızalı arabayı kullanmaktan aciz olanları cezalandırmak için “araç yakmak” akıl karı mı?

Yorumu oyla      18      10  
Ümit 8 Nisan 2008 Salı 

Bende katılıyorum ve destekliyorum. Bu öneriyi seçmenlerin destekleyeceğini,parti yöneticilerinin desteklemeyeceğini düşünüyorum.Çünki parti başkanları milletvekili adaylarını kendi seçiyor,bakanları kendi seçiyor hatta Cumhurbaşkanlarını bile kendi seçiyor. Bilinçli bir seçmen işlerine gelmez.Bilinçli seçmen kendi milletvekilini kendisinin seçmesini ister.Çünki bilinçsiz seçmen sığır sürüsü gibi hareket eder.Yani şu partiye ver denildiğinde verir.Bilinçsiz seçmenin başına birde çoban gereklidir ki sürüyü toplu halde götürüp getirsin. Şimdi Aysun KAYACI'nın ne kadar haklı olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor. Bilinçli seçmen ile bilinçsiz seçmenin farkı burda.

Yorumu oyla      18      10  
Vatansever 8 Nisan 2008 Salı 

Katılıyorum. Hükümetler ne iş yapar ? Hükümetlerin sorumlu olduğu tüm konular hakkında bilgisi olmayan biri nasıl sağlıklı oy kullanır ? İnsanlar bu konuda sınava tabii tutulup, fikirlerinin ne olduğuna değil, en azından bir fikri olup olmadığına bakılıp oy kullanmak yeterliliği konusunda belgelendirilmelidir. Belgesi olanlar her seçim arefesinde belge tazemele sınavına tabi tutulmalı, belgesi olmayanlar içinde heryıl belgelendirme sınavı açılmalıdır. Okuma yazma bilme şartı mutlaka koyulmalıdır. Böylelikle okuma yazma bilmeyen oy kullanamaz, böylelikle cahil ama nufus artışı kaygısıyla çocuk yapanlarında önü kesilir. Öyle olmasa bile en azından herkes evladını okutmak zorunda kalır. Böyle bir uygulamaya geçilirse, T.C. nin pek çok sorunu otomatik olarak çözülür. Buna karşı çıkanlar, halkın cahil kalmasını isteyen çıkar gruplarından başkaları olamaz. Bu konu ısrarlar gündemde tutulmalı ve üzerine gidilmelidir. Kimin vatanını vatandaşını sevdiği menfaatlerini kolladığı çok net şekilde ortaya çıkacaktır.

Yorumu oyla      18      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Türköne Konuşuyor: Eşimle Aram Kötü Olursa, Ak Parti'ye Muhalefet Ediyorum… MİT İşe Yaramaz, İlhan Selçuk Faşist, Çatlı Arkadaşımdı... Türkeş Bana Komünist Derdi…
Zaman’dan başka gazetede yazmam… Çok yakında medya savaşı çıkacak… Milliyetçilik ...
Cem Uzan Turktime'a Konuştu: Beni Kesebilirsin, Öldüerbilirsin ama Bana İnananlara İhanet Ettiremezsin!!!
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan Türk Basınında evinin kapılarını ilk ...
MENDERES TURKTİME'A KONUŞTU! : “AĞAR, DEMOKRASİNİN YANINDAN BİLE GEÇMEMİŞTİR!”
Sağ siyasetin patent sahibi ve DP’nin biyolojik ve siyasi varisi Aydın ...
 
BAŞÖRTÜSÜ ÖZ DEĞİL, SEMBOLDÜR!
(TURKTİME-ERSİN TOKGÖZ) 5 bini aşkın üyesi ile Türkiye’nin ...
Emin Çölaşan Turktime'a Konuştu
(ÖZEL-TURKTİME) Türk basının usta kalemi, Hürriyet Gazetesi yazarı Emin ...
Dışişleri 17 Büyükelçisini Belirledi
17 diplomat ilk kez 'büyükelçi' unvanını kazandı. Yaş ortalaması 51 olan ...
 
Teklif Geçerse Ne Değişecek?
Teklif geçince 301'den açılmış soruşturma ve kovuşturmalar duracak
Onlar Çaldı Biz Ödedik! İşte İl İl Hırsız Listesi!
Elektrikte kaçak tutarı 2.1 milyar YTL'ye ulaştı. Vatandaş yüzde 14 daha ...
Kılıç: Hâkimin Vicdanına Saldırılıyor
Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, Cumhurbaşkanlığı seçiminde 367 kararının ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Suudi Arabistan
Kızılyıldız
Mersin İdmanyurdu
DEAŞ
A Milli Takım
Abdullah Ercan
Yeni Zelanda
Kayseri Erciyesspor
Duygun Yarsuvat