Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, dünyada yaşanan derin krizden Türkiye'nin daha az etkilendiğini belirterek, "Bu kriz 2002 yılında gelseydi ona dayanmak pek mümkün olmazdı" dedi.
Babacan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK), Dünya Türk İşadamları Konseyinin İstanbul'da düzenlediği "Dünya Türk İşadamları Genişletilmiş İstişare Kurulu Toplantısı ve Dünya Türk Dış Ekonomi Zirvesi" kapsamında gerçekleştirilen gala yemeğinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin son 5 yıldır önemli başarılara imza attığını, gerçekleştirilen ekonomik ve siyasi reformların Türkiye'nin yakın çevresinde büyük yankı bulduğunu söyledi.
Krizlerle anılan Türkiye'nin artık başarılarla anılan bir ülke haline geldiğine dikkati çeken Babacan, ekonomik göstergeleri hatırlattı ve son 5 yıldır yaşanan büyümenin temel kaynağının ise özel sektör olduğunun altını çizdi.
Özel sektörün Türkiye'ye yatırım yapmasının temelinde güven unsuru bulunduğunu, güven kazandıktan sonra her şeyin çok daha kolay olduğunu dile getiren Babacan, 2002 yılında kendilerine "Kaynak nerede?" diye sorulduğunu, kendilerinin de kaynağın Türkiye'de olduğunu ifade ettiklerini, bugün bu durumun gerçekleştiğini söyledi.
Yabancı yatırımların, dünya iş çevrelerinin ve çok uluslu şirketlerin Türkiye'ye olan güvenini gösterdiğini vurgulayan Babacan, "Portföy yatırımlarının giriş ve çıkışı kolaydır. Doğrudan yatırımlar ise ülkenin 10 yıl sonrasına güvendiği için gelir" diye konuştu.
Babacan, enflasyonun tek haneli rakamlara gerilemesi ve faizlerin düşmesinin, ekonomik yapının güçlü olmasını beraberinde getirdiğine işaret ederek, "Dünyada yaşanan derin krizden Türkiye daha az etkilendi. Bu kriz 2002 yılında gelseydi ona dayanmak pek mümkün olmazdı. Gerçekleştirilen reformlar Türkiye'yi eskiye oranla güçlendirdi. Hedefimiz Türkiye'yi en büyük 10. ekonomi yapmak. O zaman çok daha farklı bir Türkiye olacak" diye konuştu.
Ali Babacan, ekonomik göstergelerin hemen arkasında siyasi reformların önem taşıdığına dikkati çekerek, demokrasinin işleyişi, temel hak ve özgürlükler gibi konularda atılan adımların ekonomiyi de olumlu etkilediği anlattı.
Siyasi reformlar konusunda Türkiye'nin kendine Kopenhag kriterlerini hedef seçtiğini anımsatan Babacan, "Biz Türkiye için birinci sınıf demokrasiyi hedef seçtik. Hedefe henüz ulaşamadık bunun gayet farkındayız. Eksiklerimiz var. Bu bir mücadeledir, kendiliğinden gerçekleşen gelişmeler değil. Güçlü siyasi irade ve kamuoyu desteği gerekiyor" dedi.
Türkiye'nin, seçtiği dış politika stratejisi ile çevresinde refah, huzur ve barışın teminatı olmak istediğini dile getiren Babacan, Türkiye'nin çevresinde güvenlik barış ve istikrar halkası görmek istediğini söyledi.
Türkiye'nin dünya ekonomisindeki yerini hızla geliştirdiğini, yurt dışındaki girişimci sayısının artığını belirten Babacan, bunun Türkiye için önemli bir itibar unsuru olduğunu kaydetti.
Babacan, "Hükümet olarak her alanda Türk iş adamlarının önlerini açmakta kararlıyız" dedi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...