Türk bilim insanlarınca yapılan araştırmalar menapoz ve doğurganlık yaşı için çarpıcı sonuçlar ortaya koyuyor. Yumurtadaki yaşlanma mekanizmasının çözülmesine yönelik ön çalışmaları tamamlanan bilimsel bir araştırma, üretilecek ilaçlar yardımıyla menopoz ve doğurganlık yaşının uzatılabileceğini ve kanser riskinin azalacağını ortaya koydu. Son yıllarda ülkemizde yapılan araştırmalar hem menepoz hem de doğurganlık yaşında değişimler yaşandığını ortaya koyuyor.
Son senelerde yumurtalık yaşlanmasının mekanizmaları ve yumurta kök hücrelerinin varlığı ile alakalı yapılan çalışmalar, klasik bilgilerin aksine şu an şahısda ve başka memelilerde yeni yumurta üretiminin yalnızca doğumdan önceki çağda olmadığı, doğumdan sonra da devam edebileceğini ortaya koydu. Bilimsel araştırmalar, DNA hasar onarım enzimi bulunan 'BRCA1' geni ile denetim edilen DNA onarım mekanizmalarının yaşla beraber bozulduğunu gösterirken, altta yatan fizyolojik mekanizmaların tam şekilde çözülmesi halinde, özellikle erken yaşta menopoza giren ya da erken yumurtalık yetmezlik riski ile karşı karşıya kalan hastalar için ciddi bir tedavi seçeneğinin olabileceğini, menopoz yaşının geciktirilebileceğini müjdeliyor. Son yıllarda yumurtalık yaşlanmasının mekanizmaları ve yumurta kök hücrelerinin varlığı ile ilgili yapılan çalışmalar, klasik bilgilerin aksine şu an insanlarda ve diğer memelilerde yeni yumurta üretiminin sadece doğumdan önceki dönemde olmadığı, doğumdan sonra da devam edebileceğini ortaya koydu.
YAŞLA BİRLİKTE GEN BOZULUYOR
Bilimsel araştırmalar, DNA hasar tamir enzimi olan "BRCA1" geni ile kontrol edilen DNA tamir mekanizmalarının yaşla birlikte bozulduğunu gösterirken, altta yatan fizyolojik mekanizmaların tam olarak çözülmesi halinde, özellikle erken yaşta menopoza giren ya da erken yumurtalık yetmezlik riski ile karşı karşıya kalan hastalar için ciddi bir tedavi seçeneğinin olabileceğini, menopoz yaşının geciktirilebileceğini müjdeliyor. New York Medical College Kısırlık Tedavisi ve Üreme Merkezi Başkanı olan Prof. Dr. Kutluk Oktay, menopoz yaşının geciktirilmesi üzerine çalışmalar yaptıklarını ve kemoterapi sonrasında yumurtalıklarda oluşan hasarın "S1P" adlı molekül tarafından önlendiğini belirlediklerini söyledi. Çalışmaların, fareler üzerinde denendiğini ifade eden Oktay, "Bunlar, çok önemli gelişmelerdir. Çalışmalar şu an diğer memelilerde başarılı olsa da insanlar içinde gelecekte umut vaat etmektedir" dedi.
ÖN ÇALIŞMALAR TAMAMLANDI
Oktay, "yumurtadaki yaşlanma mekanizmasını çözme yolunda ön çalışmaları tamamladıklarını ve üretilecek ilaçlar sayesinde menopoz ve doğurganlık yaşının uzatılabileceğini" vurguladı. Bunu önemli bir adım olarak nitelendiren Oktay, şunları kaydetti: "Yakın zaman içinde yumurta yaşlanmasının ana mekanizmasını çözdük ve çalışmamız dünyaca ünlü Science Translational Medicine dergisinde yayımlandı.
Üç yıl içinde büyük bir adım atılacak. Yumurta yaşlanmasının ana mekanizmasının, yumurtanın DNA hasarının onarma yetisinin yaşla birlikte azalmasına bağlı olduğunu belirledik ve buna göre tedavi yöntemleri araştırmaya başladık. Yumurtaları bozan mekanizmayı geri çeviren mekanizma bulundu diyebiliriz. Menopoz yaşını yavaşlatma çalışmalarında şu an yumurtanın DNA'yı onarma mekanizmasını güçlendiren ve yaşla azalmasını engelleyen birkaç kimyasal madde üzerinde olumlu sonuçlarımız var. Bunlar ilaç haline çevrilebilirse yalnız menopoz değil, yaşlanma da geciktirilebilecek, kanser riski azalacak, insanlar daha sağlıklı yaşlanacak." Kadınlarda yaşla birlikte gebe kalma oranının düştüğünün ve kromozomlarda hata riskinin arttığının altını çizen Oktay, "Buna bağlı olarak hem düşükler hem genetik hatalı bebeklerin doğum oranı yükseliyor. Bu, yumurta içindeki yaşlanmadan kaynaklanıyor" dedi.
Oktay, "Bu mekanizmayı çözmek için deneyleri tamamladık. İnsan hayatı son asırda yaklaşık 2 katına çıktı ama yumurtaların hayatı uzamadı. Yumurtaları bozan mekanizmayı geri çevirmek üzereyiz, böyle olunca menopoz yaşı 10-15 yıl daha uzayacak" diye konuştu. New York Medical College Kısırlık Tedavisi ve Üreme Merkezi Başkanı bulunan Prof. Dr. Kutluk Oktay, menopoz yaşının geciktirilmesi üstüne çalışmalar yaptıklarını ve kemoterapi sonrasında yumurtalıklarda oluşan hasarın 'S1P' adlı molekül yönünden önlendiğini belirlediklerini söyledi. Çalışmaların, fareler üstünde denendiğini anlatım eden Oktay, 'Bunlar, fazla fazla mühim gelişmelerdir.
Çalışmalar şu an başka memelilerde başarılı olsa da kişiler arasında gelecekte ümit vaat etmektedir' dedi. Genelde 40 yaşından sonra, yaklaşık 55 yaşa kadar geçen süre içinde görülen önceleri adet kanamalarının düzensizleşmesiyle, daha sonraları ise kesilmesiyle biten bir dönemdir. Menopoz son adet kanaması demektir. Kadınla yaklaşık hayatının üçte birini bu dönemde geçirmektedir; fakat artık insan ömrünün uzamasıyla birlikte bu geçirilen dönem de artmaktadır. Hayatın doğal bir evresi olarak kabul edilmektedir. 40 yaşından önce menopoz gerçekleşirse buna erken menopoz denir. Menopoz, olması gereken belirtilerin dışında, başka bir rahatsızlık olmadan yaşanabilir. Fakat bu şekilde bu dönemi geçiren kadınların sayısı kadınların ancak dörtte biri kadardır. Bu dönemde meydana gelen bazı değişiklikler kadının hayatını kötü etkileyebilir ve bir çok hastalığın oluşmasına zemin hazırlar. Bu durum kadının yaşam kalitesini ve mutlu bir hayat sürdürmesini engeller. Yumurtalıklardaki hormon üretiminin azalması sonucu adet kanamalarında düzensizlik ortaya çıkar. Bu hormon üretiminin azalmasıyla vücuttaki ısıyla ilgili alanlar etkilenir ve terleme, ateş basması gibi durumlar ortaya çıkar. Bu konuya artık eskisi gibi bakılmamaktadır. Günümüzde menopoz bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Bugün kadın yumurtalık hormonları laboratuvar koşullarında üretilmektedir. Menopozda ortaya çıkabilecek olumsuzluklar önlenmektedir.
MENOPOZUN SEBEPLERİ
Menopozun sebepleri kadınlık hormonları olarak bilinen östrojen ve progesteron hormonlarının azalmasıdır. 40′lı yaşlardan sonra yumurtalıklarda bu hormonların üretimi iyice azalmaktadır. Bu da menopoza neden olmaktadır.
MENOPOZDA GÖRÜLEN BELİRTİLER
En başta dikkat çeken belirtilerden birisi adet düzeninin bozulmasıdır. Kanama miktarı azalır. Yumurtlama da azaldığından hamile kalma ihtimali düşüktür. Östrojen hormonunun azalmasına bağlı olarak çeşitli bozukluklar da görülür. Gece terlemesi, ateş basması, çarpıntı, yüzde kızarıklıklar olabilir. Yalnız bu belirtiler bütün hastalarda olmayabilir. Zaten menopoz dönemi ilerledikçe 3-5 yıl sonra, bu belirtiler azalmaya başlamaktadır. Ayrıca menopozda psikolojik rahatsızlıklar da ön plana çıkmaktadır. Gerginlik, sinirli olma, depresyon gibi bulgular olabilir. Uyku kalitesi azalmıştır. Uyku kalitesi azalması derken kastedilen, uykuya dalma süresinin uzaması ve uykunun REM fazının kısalmasıdır. Bunların dışında baş ve eklem ağrısı, cinsel isteksizlik, kas ağrıları görülebilir. Bütün bu saydıklarımız menopozun klasik belirtileridir. Menopozda görülen bir diğer belirtiler lokal olarak görülür. Cinsel ilişki sırasında ağrı duyma bunlardan biridir. Çünkü bu dönemde vajenin kayganlığını sağlayan sıvı miktarı azalır ve vajen kuru bir hal alır. Vajen incelmiştir ve elastikiyetini kaybetmeye başlamıştır. Bu yüzden ilişki sırasında ağrı, yanma, tahriş ve hafif kanama görülebilir. Östrojen tedavisiyle düzelebilir. Ayrıca cinsel ilişkisini sürdüren kişilerde bu bulgular daha az görülür. Uzun dönem belirtilerinin başında ise kemik erimesi ve kalp-damar hastalıkları gelmektedir. Sitemizde bir başka başlık altında incelediğimiz kemik erimesi de kadınlık hormonu olan östrojenle bağlantılıdır. Bu hormonun azalması kemiklerde kırıklara ve kayıplara yol açmaktadır. Bu yüzden östrojen hormonu ve kalsiyum tedavisi uygulanmalıdır. Kadınlarda kalp-damar hastalıklarının daha geç yaşlarda görülmesinin sebebi östrojen hormonudur. Menopozdan sonra bu hormon azalacağından kalp hastalıkları riski de artmaktadır. Çünkü düşük dansiteli kolesterol (LDL) artmıştır.
MENOPOZ TANISI
Menopoz bir anda ortaya çıkan bir durum değildir. Vücuttaki değişiklikler başlar ve yıllar sonra kadın menopoza girer. Yani bu geçiş dönemi 20 yıl kadar sürmektedir. İlk başlarda yumurtlama azalır ve yukarıda klasik belirtiler içinde saydığımız, gece terlemesi, adet düzensizlikleri, ateş basması, gerginlik gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu yakınmalar bir süre sonra artar ve adet kesilir. Bu dönem 5-6 aydan fazla sürerse doktora başvurulmalı ve hormon testleri yaptırılmalıdır. Böylece östrojen ve FSH hormonlarına bakılır. Bunların vücuttaki seviyelerine bakılarak tanı konabilir. Ayrıca adet kanaması 1 yıldır gerçekleşmiyorsa menopoz tanısı konur. Her adet düzensizliği veya kanama olmaması menopoz değildir. Altta yatan başka nedenler olabilir. Bu yüzden mutlaka doktora başvurulmalıdır.
MENOPOZ TEDAVİSİ
Yukarıda saydığımız olumsuz belirtiler östrojen ve progesteron hormonunun azalmasına bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Yapılan tedavide bu hormonlar kullanılır ve yerine konur. Böylece hayat kalitesini olumsuz etkileyecek bir çok rahatsızlık düzeltilir ya da en aza indirgenir. Östrojen tedavisi ağızdan ya da cilde yapıştırma yöntemi olmak üzere iki şekilde tedavi edilir. Bu tedaviye kalsiyum ve progesteron eklenebilir. Cilde yapıştırılanlar 3 günde bir ya da haftada bir değiştirilmelidir. Ne zaman değiştirileceğini doktor verdiği ilaca göre belirtecektir. Östrojen tedavisiyle Alzheimer hastalığı ve bağırsak kanseri görülme ihtimali azalmaktadır. Kalp damar hastalıklarının azalması sağlanır. Toplumda bilinenin aksine östrojen verilmesi rahim kanserine neden olmaz. Ağrılı ilişki, yanma, kaşıntı gibi problemler östrojen tedavisiyle 1 yıl içinde düzelir. Östrojenin verilmediği bazı hastalar vardır. Aktif karaciğer hastalarına verilmez.
Rahim ya da meme kanseri olan kişilerin ise mutlaka doktora başvurması gerekir. Bu hastalara östrojen verilmesi için bazı şartlar gerekmektedir. Ayrıca damar pıhtılaşması problemi olanların bu tedaviyi kullanmaması gerekir. Östrojenin verilmesi ile menopoz sonrası görülen kemik erimesi problemi de bir ölçüde engellenmiş olur. Bu tedaviye kalsiyum eklenince bu etki daha da artmaktadır. Ön çalışmalar tamamlandı Oktay, 'yumurtadaki yaşlanma mekanizmasını çözme yolunda ön çalışmaları tamamladıklarını ve üretilecek ilaçlar yardımıyla menopoz ve doğurganlık yaşının uzatılabileceğini' vurguladı. Bunu mühim bir adım şekilde nitelendiren Oktay, şunları kaydetti: 'Yakın süre arasında yumurta yaşlanmasının temel mekanizmasını çözdük ve çalışmamız dünyaca meşhur Science Translational Medicine dergisinde yayımlandı. Üç yıl arasında kocaman bir adım atılacak. Yumurta yaşlanmasının temel mekanizmasının, yumurtanın DNA hasarının onarma yetisinin yaşla beraber azalmasına bağlı olduğunu belirledik ve buna göre tedavi alternatifleri araştırmaya başladık.
Yumurtaları bozan mekanizmayı art çeviren mekanizma bulundu diyebiliriz. Menopoz yaşını yavaşlatma çalışmalarında şu an yumurtanın DNA'yı onarma mekanizmasını güçlendiren ve yaşla azalmasını engelleyen birkaç kimyasal madde üstünde müspet sonuçlarımız var. Bunlar ilaç biçimine çevrilebilirse yalnız menopoz değil, yaşlanma da geciktirilebilecek, kanser riski azalacak, kişiler daha sıhhatli yaşlanacak.' Kadınlarda yaşla beraber hamile kalma oranının düştüğünün ve kromozomlarda hata riskinin arttığının altını çizen Oktay, 'Buna bağlı şekilde hem düşükler hem ırsi hatalı bebeklerin doğum oranı yükseliyor. Bu, yumurta içindeki yaşlanmadan kaynaklanıyor' dedi. Oktay, 'Bu mekanizmayı çözmek için deneyleri tamamladık. İnsan yaşamı son asırda yaklaşık 2 katına çıktı lakin yumurtaların yaşamı uzamadı. Yumurtaları bozan mekanizmayı art çevirmek üzereyiz, böyle olunca menopoz yaşı 10-15 sene daha uzayacak' diye konuştu.
GelecekTeknolojisi.Com
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...