Suriye meselesine yaptıkları yanı sıra geride bıraktıkları açısından da bakmakta fayda var.
Özellikle son günlerde Beşar ESED’in devrilmesine ülkemiz içindeki fanatik taraftarları çok tuhaf tepkiler vermekte. Sanki hiçbiri yüzbinlerce Müslümanın HAMA’da VE HALEP’te hatta SDNEYA dahil birçok cezaevlerinde öldürüldüğü katliamları BEŞAR ESED yapmamış gibi ESED’i savunmaktalar. Lakin bu canhıraş savunmaları şu gerçeği asla örtemez. Onlar da biliyor ki BEŞAR ESED aile boyu ELİ KANLI bir katildir. İçimizdeki bu uzantı ve destekçilerin bu şekilde mezhepçi bir yaklaşımla bu katilin arkasında durmaları onu suçsuzmuş gibi savunmaları tamamen bir İslam düşmanlığı ve mezhep düşmanlığı bağlamındadır. O yüzden bu mezhepçi zihniyet ve uzantıları Türkiye sahada Suriye ve İran gibi rejimlerle ters düştüğünde dahi açıkça kendilerini ya İran veya Suriye rejim saflarında olmakla tehdit eder ve saflarının Suriye ve İran safları olduğunu da açıkça ilan ederler. Kaldı ki bunların TBMM çatısı altında ilan eden malum (CHP/İŞÇİ/DEM) parti vekilleri dahi gördük. Bugün bu ŞEBBİHALAR organize bir şekilde dünden beri MİT başkanı İbrahim Kalın’ın ansızın Şam’da ortaya çıkması ve HTŞ lideri Cola’nı ile Emevî camii ziyareti ve kıldıkları namazdan rahatsızlıklarını kendi mezhepçi yayın yapan TV kanallarında (HALK TV/ SÖZCÜ TV/TELE1) dile getirmeleri içlerindeki kin ve nefretin ne kadar büyük olduğunun en büyük kanıtıdır. Oysa Türkiye Suriye’nin bölünüp parçalanmaması ve özgür olması için onca yıldır her platform ve sahada büyük bir mücadele verdi vermeye de devam etmekte. Bu gerçekleri bilmelerine rağmen içimizdeki ana ve yavru muhalefet hep birlikte bu gerçeği gizleyebilmek adına her türlü fitne ve yalanı savundular ve hala savunuyorlar. Kaldı ki bunun en son örneği katil BEŞAR ESED devrilirken son dakika CHP genel başkanı Özgür Özel çıkıp ESED’le Türkiye’nin görüşmesini savundu ve deklare etti. Bu canhıraş savunma ve çıkışlarının elbette bir sebebi var. Oda bu ESED denen katilin burada ona sempati ve mezhepsel veya siyasi ideolojik bağlılıkları bulunan bir kitlenin seçimlerde kullanacakları oyların hesabıdır. Çünkü bu oylar ellerinden kayıp giderse muhtemel 2028 seçimlerinde yok olup baraj altı kalacaklarını ve ellerindeki birçok belediyeleri hatta vekillikleri kaybedeceklerini çok iyi biliyorlar. Bu tecrübeyi 94 seçimlerinde tatmışlardı. O yüzden son dakika ve son ana kadar katil BEŞAR ESED’e sahip çıkmaları sırf bu yüzdendir. Bugünden sonra ellerindeki TV kanallarında Suriye de mezhepçi yaklaşımlarla organize yayınlara başladılar ve başlayacaklar. Şunu dillendirecekler. Suriye’deki aleviler yönetimden baskı görecek ve görmeye başladılar o yüzden oradaki Suriyeli aleviler Türkiye’ye getirilsin. Hatta bunu CHP Hatay vekili açıkça dile getirdi. İşte bu tam bir provokasyon ve fitnedir. Ayrıca BEŞAR ESED’in katliamlarına susan ses çıkarmayan bu kitle asla ülkemize sokulmamalı bu tuzağa düşülmemeli. İşin içinde CHP ve vekilleri olunca bunun ne denli bir fitne ve tuzak olduğunu görememek zafiyet olur. Onun için katil BEŞAR ESED’İN kaçarken içimizde ve geride bıraktığı ŞEBBİHA ve iç aparat ile uzantılarına karşı dikkat çok etmeliyiz.
Kısaca Uyanık olmakta fayda var…