Mahmut Övür’ün Sabah’taki yazısı…
Demokrat Parti'de işler çok karştı. Özellikle Mehmet Ağar'ın sürpriz geri dönüşü bütün hesapları altüst etmiş görünüyor.
Kuşkusuz bu dönüş herkesi şaşırttı ama asıl şaşıranlar Demokrat Parti'de genel başkanlık hesapları yapanlar.
Onların bundan sonra nasıl bir yol izleyecekleri merak ediliyor.
Bu isimlerden biri de Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün .
Aygün, seçim sürecinde adaylık için DP'ye gelmiş ama birleşme projesi çökünce geri dönmüştü.
Şimdi adı genel başkan adayları arasında geçiyor.
Peki olağanüstü kongrede aday olacak mı?
Aday olacak ama şartları var.
Aygün şöyle diyor:
"Buna delege karar verecek. Gelen teklifler var. Birçok il başkanı geliyor, 'Başkanım başımıza gel' diyorlar. Ben de 'Olur gelirim ama önce bir uzlaşma sağlayın' diyorum. Bu partinin artık iki aday, üç aday çıkarmaya tahammülü yok. Ortada bir cenaze var.
..Kardeşim burada koltuk kavgası yapmanın anlamı yok. Sağda parti kalmadı. Ağarcılar, Demirelciler, Tansucular diye bir şey olamaz. Burada bu ülkenin bekası var, bu ülkenin ayağa kalkması var. Derdimiz bu olmalı."
Henüz netleşmese de Sinan Aygün'ün DP genel başkanlığına ciddi bir hazırlık yaptığı kesin. Ama sadece o değil, benzer çalışma yürüten çok sayıda kişi ve grup var.
Aygün bu noktada şöyle diyor:
"Olabilir ama çalıştılar da ne oldu? Yüzde 30'luk parti yüzde 5'e düştü. Şimdi yeni kadrolar, yeni yüzler, bu işi sevenler gerekli. Ortada bir enkaz var. Ben yönetim kurulumuzla, arkadaşlarımla görüşüyorum. Eğer onay verirlerse bu enkazı kaldırma işine gireriz. Bunun için de önce Demirel'in, Çiller'in, Cindoruk'un fikrini alırım."
ATO Başkanı Aygün sözün burasında ilginç bir sitemini dile getiriyor.
"Ama Ağar'ın fikrini almam. Çünkü babam rahmetli olduğunda, bırakın aramayı bir başsağlığı mesajı bile göndermedi. Ağar benim 19 yıllık dostum. Ben ne yaptım ki, en acı günümde bile beni aramadı."
Birleşme sürecinin kırıp dağıttığı klasik merkez sağ acaba bu saatten sonra yeniden ayağa kalkabilir mi?
Kuşkusuz cevabı zor bir soru.
Ama bu zorluğa rağmen bu alanda politika yapanların bu işi bırakmayacakları açık.
Ancak daha ilginç olan şu; böylesine dağınık bir merkez sağı ayağa kaldıracak isim "Ulusalcı-Milliyetçi" çizgisiyle bilinen Sinan Aygün mü?
İşte Aygün'ün bu soruya cevabı.. .
"Bakın benim izlediğim politika milliyetçi bir politika. Yani ulusal çıkarları koruyan bir politika. Teslimiyetçi bir politika değil. Benim politikam üretim, üretim, üretim... Eğer, Demokrat Parti'den bana bu kadar talep varsa, insanlar beni biliyor ki çağırıyor. DP'nin çizgisi milliyetçi bir çizgi. DP bundan sonra ekonomi konuşacak, yolsuzluk, yoksulluk ve işsizlik konuşacak."
Demokrat Parti ve Anavatan'ın mutlaka bir araya gelmesi gerektiğini söyleyen Sinan Aygün sözü birleşmeye getirerek şöyle diyor:
"Anavatan ve DP birbirinin kardeş partisidir. Ben DP'ye neden gittim? MHP'ye gitsem direk vekildim, CHP'ye gitsem direk vekildim hatta daha da ileri gideyim AK Parti'ye gider direkt bakan olurdum.
Ben bunları bıraktım bir kenara. DP'ye gittim. Tek amacım sağda bir parti olsun diye. Ama maalesef hırs, güvensizlik ortamı, işi sağlama bağlama nedeniyle işler bu hale geldi. Sonuç en çok AK Parti'ye yaradı."
Aygün' e son bir soru yöneltiyoruz.
"Birleşmeyi engelleyen Ağar mı, yoksa Mumcu mu?"
Cevabı kısa oluyor:
"Dostumu üzmemek için buna yanıt vermek istemiyorum. O benim babamın cenazesine gelmemiş olsa bile."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...