Ersin Tokgöz’ün Anayurt Gazetesi’ndeki yazısı…
Belli bir süre, ki bu süre azımsanmayacak bir zamana denk geliyor, Kemal Sunal-Şener Şen filmlerinin resmettiği doğudaki yaşam tarzı ile eğlendik. Öyle ya, her ne kadar Misak-ı Milli sınırları içinde olsa da ağaların hüküm sürdüğü o “uzak diyarlar” ve o uzak diyarlardaki uzak insanlar “bizden değildi” ve gündelik yaşamlarını çevreleyen sosyal garabet, bizim için en fazla eğlence anlamı taşırdı.
Aymazca eğlendik…
Eğlenirken bolca küçümsedik, şiveleri bile kahkahalardan kopmamıza yetti ve öyle olmadığımız için kendimizi iyi hissettik. “Ayy, ne kadar da ilkel insanlar vardı canım, bu çağda hala töreyle falan uğraşıyorlardı… Gülelim hadi!”
Güldük ve aşağıladık…
Ve şimdi…
Yaman bir öç almanın figüranlarıyız artık, hepimiz.
Aşağılananın bilinç altına attığı öfke birikti, birikti ve “Alın işte, sizden olmayan uzak diyarlarlardaki insanlar, biz, buradayız, yanıbaşınızda. Kafanızı çevirdiğiniz her yerde. Artık gülmek yada ağlamak size kalmış. Kararınızı verin” dediler.
İçlerine yerleştirdiğimiz o aşağılık kompleksini öyle yücelttiler ki, şehirlerin kilit noktaları hep onların oldu.
Tabii ki batıya eklemlenen yada yutan doğu, böyle problemli bir ard yöre taşıdığı için normal bir uyumdan çok, dayatılan bir yasadışı, ahlak dışı, insaf dışı bir içerik taşıyacaktı.
Taşıdı…
Onun için özellikle mafya ile anıldılar. Otoparktan eğlenceye, inşaattan derin güvenliğe! tüm sektörler bastırılmışlığın abartılı dışa vurumu ile özellikle onlarla var oldu.
Daha masum olanları da vardı tabii. Ve daha yıkıcı olanları. Onlar da şehre gelip şehirleşmeme inatlarıyla şehirlerdeki köyleri, batının göbeğindeki doğuyu, törelerini dayattı ve bir zamanlar gülüp “öteki işte” diyip rahatladığımız garabet hepimizin gerçeği oldu.
Ve…
Hepimiz yıllar önce güldüklerimize dönüştük.
İzliyoruz...
Tüm kanallar töre dizileriyle dolu. Ne Aydın Doğan, ne Mehmet Emin Karamehmet ne de düne kadar birçok yayının sahibi olan Turgay Ciner doğulu. Ama kanalları, baskın kültürü çoktan keşfettiği için hep töre muhabbetini gıdıklıyor.
Kaygı reyting gibi gözükse de, aslında zaman, aymazlığın diyetini ödemenin zamanıdır artık.
Anımsatalım… Geçenlerde bir araştırmanın sonuçları açıklandı. En fazla töre cinayeti Türkiye’nin en batı ucu, Marmara bölgesinde işlenmiş.
“Cinayet işleten töre” kimin töresi?
O “bizden saymadığımız” ötekilerin.
Biz kimiz? Kimdik? Kim olduk?
Hah…
İşte karar vermemiz gereken nokta tam da burası.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...