Sonrasını biliyorsunuz… Önce internet siteleri Ardıç’ın bu vaadine uyandı ve Turktime’dan aldıkları haberi kendi özel haberleri olarak duyurdu, sonra da “Ardıç bugün de anırmadı. 12. gün…” diyerek gün sayan Yeniçağ gazetesi…
Tamam… Köşe yazıları kendi düşüncelerini köşelerinde dile getiriyor, öngörülerini okurlarıyla paylaşıyor. Ve doğal olarak her insan gibi köşe yazarlarının da yanılmaya hakları var. Dolayısıyla Ardıç da aynı hakka sahip.
Ancak…
Eğer köşenizi “yanılgıya açık sıradan bir ölümlünün düşünceleri” kıvamında değil “her şeyi herkesten daha iyi bilen” bir yüce beyin havalarında yazıyorsanız… Hatta o yüceliği gün aşırı başkalarının düşüklüğünün kanıtı gibi sunuyorsanız… Öngörülerinizden “Eğer dediğim gibi çıkmazsa çıkar anırırım” kesinliğinde kayıt altına alıyorsanız…
Aksi olunca bu size anımsatılır ve gereği istenir.
Ama hayır…
Aradan 12 gün geçti ve Ardıç bu tarihi yanılgısı ile ilgili onca anımsatmaya karşın ne bir şey söyledi, ne tek bir satır yazı karaladı. Yine o “ben bilirim” üslubuyla yazmaya devam etti…
Ve daha önce de boyundan büyük sözleri çiğnemeden yiyebildiğine şahit olduğumuz Ardıç bunu bir kez daha göstererek, kaybetti.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |