Öyle dendi… Öyle dedik!
Ama hangi adalet… Tüm Türkiye, yabancı basın gözünü bir yılı aşkın zamandır beklediği bu davaya dikmiş, öyle sıradan bir dava olmadığı, olmayacağı açık olan bu yargılama, aynı, soruşturma sürecinde olduğu gibi komediyle eş bir gariplikle başladı. Daha doğrusu başlayamadı.
Onlarca garipliği yazarsak buraya, ne sayfalar yeter ne de siz sonuna kadar okuyabilirsiniz. Hepsinin özeti olacak bir tek örnek bile bu kadar ciddiye alınan, alınması gereken bir davaya ne kadar gayri ciddi bir şekilde hazırlandığının göstergesi: 86 sanıklı davanın duruşma salonunda 60 avukatın oturabileceği bir düzenleme yapılıyor.
Sonuç?
Sonuç şu: Fiziki şartların yetersiz olması nedeniyle aylardır beklenen yargılama daha başlamadan erteleniyor. Zaten kamu vicdanında ciddi bir yara alan adalet sistemi hem Türkiye hem dünyaya bir kez daha rezil oluyor.
Dava, sırf fiziki şartların uygunluğu gerekçesiyle Silivri’ye alınmamış mıydı? Tüm hazırlıklar, soruşturma sırasında adalet duygusunu yerle bir eden süreci hiç olmazsa yargılama aşamasında doğru götürmek için değil miydi?
Peki nasıl oluyor da sanık sayısı, müdahil avukatları ve katılımcıları belli olan böylesi önemli bir davada bu çapta bir öngörüsüzlük sergilenerek dava ilk adımda skandala dönüşüyor?
Evet… Nasıl oluyorsa oldu ve asrın davası skandala dönüştü. Ve bu skandalın baş aktörü Adalet Bakanı’ndan ne bir ses ne bir açıklama var.
Belki ilerleyen saatlerde ya da günlerde aynı öldürülen mahkumun ardından özür dilediği gibi bir açıklama yapacak, bilmiyoruz. Ama dilese bile, bu kadar açık ve neyin ne olacağı günler öncesinden öngörülebilecek bir süreci bile doğru götüremediği için Adalet Bakanı Şahin, kaybetti.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|