Erdoğan, partisinin Mardin'de 15 Temmuz Demokrasi ve Şehitler Parkı'nda düzenlenen mitinginde, vatandaşlara hitap etti.
Mardin'de olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade eden Erdoğan, Mardin'in insanı, kültürü, mimarisi, tarihi ve farklı inançlarıyla bir iftihar tablosu gibi ülke coğrafyasını süslediğini söyledi.
Mardin'in okumasını bilene tarih kitabı, görmesini bilene açık hava müzesi, gönül gözü açık olana hikmet deryası olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Biz bu şehri tüm renkleriyle, tüm güzellikleriyle seviyoruz. Biz bu şehri, her biri birer vefa abidesi olan insanlarıyla seviyoruz. Mardin'e kendimizi tam anlatamadığımızın farkındayız. Son seçimlerde bunu bir kez daha gördük. Mardin'de arzu ettiğimiz oranlara maalesef ulaşamadık. Mevcut oy oranlarının Mardin ile aramızdaki muhabbeti yansıtmadığını biliyoruz. İnşallah bunu önümüzdeki seçimlerde hak ettiği seviyeye getireceğiz. 31 Mart mahalli idareler seçimleriyle şehrimizde yeni bir başlangıç yapacağız. Mardin Büyükşehir Belediyesinde ve ilçelerde sizlerin huzuruna icraat ve hizmetleriyle temayüz etmiş isimlerle çıktık."
"Mardin'in tercihinin eser ve hizmet siyasetinden yana olacağına inanıyorum"
Mardin Büyükşehir Belediye Başkan adaylarının Abdullah Erin olduğunu anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Mardin'in bir evladı olarak Abdullah Erin, mülki idare amiri olarak yıllarca ülkemize, milletimize ve bölgemize aşkla hizmet etmiş bir kardeşimiz. İlçe belediye başkan adaylarımızın tamamı aynı şekilde kıymetli, başarılı ve vizyoner isimlerden oluşuyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Vedat Işıkhan, Mardin'in meseleleri, talepleri ve projeleriyle zaten benim yanımda mesaisini veriyor. Seçilmeleri halinde hepsine en güçlü desteği vereceğiz. Bu sefer Mardin'in tercihinin istismar ve kimlik siyasetinden değil, eser ve hizmet siyasetinden yana olacağına inanıyorum."
Erdoğan, pazartesi itibarıyla 11 ayın sultanı Ramazan-ı Şerif'e kavuştuklarını anımsatarak, "Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan bu mübarek ramazan ayının inanıyorum ki hep beraber feyzinden istifade ederek yaşayacağız." ifadesini kullandı.
Bu mübarek günlerde, Müslümanlar olarak birlik ve beraberlik duygusunu yüreklerinde daha fazla hissettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ancak Gazze başta olmak üzere bölgedeki çatışmalar sebebiyle bu Ramazan-ı Şerif'e de buruk girdiklerini söyledi.
Erdoğan, "Gönül coğrafyamızın dört bir yanında maalesef acı, dram ve istikrarsızlık hakim. Komşumuz Suriye tam 13 yıldır huzura, barışa hasret kaldı. Diğer komşumuz Irak'ta etnik ve mezhebi gerilimler devam ediyor. Rusya ile Ukrayna arasındaki kanlı savaş üçüncü yılına girdi. Tüm bu krizlere ekim ayında terör devleti İsrail'in Gazze'ye yönelik vahşi saldırıları eklendi." diye konuştu.
"Gençlik yıllarımızdan beri bu mücadelenin içindeyiz"
Türkiye'nin ilk günden beri Filistin'e en çok destek veren ve İsrail'e en sert tepkiyi gösteren ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Erdoğan, bugüne kadar gemi ve uçaklarla 40 bin tondan fazla insani yardımı bölgeye sevk ettiklerini bildirdi.
Ayrıca bugüne kadar 900'den fazla kanser hastası ve yaralı Filistinliyi tedavileri için aileleriyle Türkiye'ye getirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yardımlar konusunda ne yapılması gerekiyorsa yaptıklarını vurguladı.
Erdoğan, "Türkiye'nin Filistin davasına verdiği güçlü desteğin şahidi bizzat Filistinli kardeşlerimizdir. İçimizdeki bazı cahiller bilmese de Tayyip Erdoğan'ın dik ve dirayetli duruşunu mazlum Gazze halkı çok iyi biliyor. Çünkü biz Filistinli kardeşlerimizin hak ve hukuk mücadelesini 7 Ekim'de keşfetmedik. Gençlik yıllarımızdan beri biz bu mücadelenin içindeyiz." dedi.
Erdoğan, yarım asırlık siyasi hayatının her aşamasında Filistin'i savunduğunu ve Filistin davasına sahip çıktığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Ömrümüzü adadığımız ve ağır bedel ödediğimiz böyle bir konuda son dönemde kimi çevrelerin mesnetsiz ifadelerine rastlıyoruz. Öncelikle şunu ifade etmek isterim, her kim bu milletin Gazze ve Filistin davasındaki gayretini sorguluyorsa açıkça kendi insanına hakaret ediyor demektir. Her kim doğruluğuna, yanlışlığına bakmadan 'Hiçbir şey yapmadılar.' diyorsa alenen iftira atıyor demektir. Bu tür asılsız ithamların AK Parti ve Cumhur İttifakı'ndan oy koparmak amacıyla dillendirilmesi ise tam manasıyla utanç vericidir. 'Hamas terör örgütüdür.' diyen CHP'nin listelerinden Meclis'e girenler, bilerek veya bilmeyerek CHP'nin seçim stratejisine hizmet edenler, kusura bakmasınlar ama Filistin konusunda bize ders veremezler. Hem 'Filistin'e ve Gazze'ye hiç yardım etmediler.' diyeceksiniz hem de AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın oylarını bölerek Filistinli direnişçilere 'terörist' iftirası atanlara seçim kazandıracaksınız. Bunun adı tutarsızlıktır, basiretsizliktir, hırsının aklının önüne geçirmektir. Böyle bir vebalin altına hiçbir kardeşimin, AK Parti'ye ve Cumhur İttifakı'na gönül vermiş hiçbir vatandaşımın gideceğini düşünmüyorum. Bir dönem AK Parti'nin ve şahsımızın gölgesinde yürüyüp de verdiğimiz mücadeleleri değersizleştirme peşinde koşanlara veyl olsun diyoruz. Ben tüm vatandaşlarımın sadece siyaseten değil vicdanen de en doğru kararı vereceğine yürekten inanıyorum."
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...