Güler Kömürcü/Akşam
Bugün İstanbul'u başkent yapıp yarın da 'halife' olmak isterse?!
Türkiye son günlerde Merkez Bankası ve de tüm kamu bankalarının İstanbul'a taşınmasını tartışıyor. Açıkça söylemese de acaba Başbakan Erdoğan 'İstanbul'un Başkent olmasını' neden istiyor? Cevabı tahmin edebilmek için yaklaşık 4 yıl geriye gidelim, 2004 Haziran ayında İstanbul'u ziyaret eden ABD Başkanı Bush'un konuşmalarını hatırlayalım...
Bush'un arkasına Dolmabahçe Sarayı'nı, Ortaköy Camii'ni alarak yaptığı o meşhuuur konuşmasının ardından Erdoğan'a yaklaşıp, 'Ben senin yerinde olsam Dolmabahçe'de otururum ve......' noktaları da bugün dolduruyoruz işte, Başkan Bush'un bu telkininden 4 yıl sonra Erdoğan Dolmabahçe'yi 'kendisine ofis yaptı' ardından da 'tüm kamu dairelerinin İstanbul'a taşınmasını yani bir anlamda Cumhuriyetin Başkenti'nin Osmanlı'nın Başkenti'ne dönüştürülüp... (Bu arada İstanbul'un Başkent olması için koşullar da çok uygun!; Musul'u kaybetmeden önceki tarihsel benzeşme içindeyiz. İlaveten bugunkü borç yükümüz o zamanki İstanbul hükümetinin borç yüküyle aynı eee efendim diğer benzeş koşulları da siz ekleyin artık)
Bir sonraki adımda da...?
SAM Amcamın BOP'unun İslam dünyasını 'HİLAFET' projesi ile kontrol etmesine mi sıra geliyor?
Sayın Erdoğan durduk yerde neden Ankara'yı “etkisizleştirmek” istiyor?!
'BOP'un omurgasında yer alan belirleyici stratejinin 'hızla terörize' olduğuna inanılan Müslüman dünyasını, masa başında yaratılan Amerikan İslamı yani -ılımlı İslam modeli- ile törpülemek olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Washington'un efendilerinin diğer İslam ülkelerine ''rol modeli' olarak seçtiği 'Ilımlı İslam projesi'nin taşeronu da (şimdilik) A... Parti (ve de malum F tipi cemaat aracılığıyla) Türkiye yani bir anlamda sizler/hepinizsiniz ey izleyici okur...
SAM Amcam bunun için de Türkiye'nin geçmişteki mirasından faydalanmak istiyor, yani; 'Osmanlı' modelini bugüne uyarlayıp, 'Yeni Osmanlı Modeli' adı altında 'İstanbul'un merkez olacağı bir model peşinde ve bu modelin çekirdeğinde de İslam dünyasının liderlik kurumu olan 'HİLAFET' makamı bulunmakta. (Bu öngörüleri sizlere 4 yıldır ısrarla duyuruyorum ama...Kimseden 'çıt' çıkmadığı için de bugün geldiğimiz nokta işte ortada)
Daha önce defalarca konuştuğum Washington'un bazı önemli uzmanlarına göre de; 'Yeni Osmanlı modeli Türkiye için ideal bir model. Bu çerçevede, Türkiye, İslam dünyasına 'Hilafet' kurumunun tekrar canlandırılmasıyla önderlik edebilir. İslam dünyasında şu anda yaşanan çok seslilik her kafadan çıkan farklı görüşü toparlayıcı olacak tek kurum 'Yüksek İslam Konseyi'nin oluşturulması' ya da hilafettir.
Şimdi biraz daha dikkatinize talibim: Duyumlarıma göre önümüzdeki günlerde birileri (bir meçhul el) İsmet İnönü'nün kendi el yazısıyla tarihe not düştüğü bazı 'önemli mektupların' ilk defa ortaya çıkmasını, kamuoyuna sunulmasını sağlayacak. Önümüzdeki haftalarda 'İnönü'nün el yazması gizli mektupları ortaya çıktı' diye okuduğunuzda bu satırları, erken uyarı sisteminiz olarak bendenizi hatırlayın ey kayda geçen ama gelene karşı hiçbir önlem almayan okur... Evet, bu şok mektuplarda İnönü'nün tanıklığında güya 'Atatürk'ün aslında HİLAFET makamını onayladığı, HALİFELİĞİ reddetmediği' Necip Türk Milleti'ne duyrulacak-mış!
Konunun uzmanı bir isme göre ise 'Türkiye Cumhuriyeti'ni hedefe yerleştiren bu 'sinsi plan çerçevesinde' ısıtılacak tartışmalardan bir diğeri de 'Atatürk'ün gizli bir vasiyeti' olduğu iddiaları olacak-mış. Ki birkaç yıl önce kamuoyunun nabzını ölçmek amacıyla ufak bir yoklama çekilmişti... Araştırmacı-yazar Aytunç Altındal ise o tarihte birilerinin gayet maksatlı açmaya çalıştığı bu konuya farklı bir pencere açmıştı, Altındal'a göre, Atatürk, bazı notlarının ölümünden 50 yıl sonra açıklanmasını vasiyet etmişti.
Altındal, 'Atatürk, hilafetin kişi bazında değil, bütün İslam ülkeleri arasında rotasyonla değişecek bir kurum olarak canlandırılabileceğini düşünüyordu. Bu vasiyeti 1958'de Adnan Menderes de öğrendi ve 'Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz' cümlesini bu nedenle söyledi' demişti...
Evet, uzun sözün kısası, Ankara'nın etkisizleştirilmesi derken... Yeni Osmanlı Projesi ve... 'HİLAFET' ile yani 'uzlaşılarak seçilecek bir HALİFE' ile tüm Müslüman dünyasını İstanbul üzerinden yöneteceğini zanneden SAM amcamın şahinleri' acaba HALİFE'liği ilerdeki dönemde kime 'layık' görecekler dersiniz? Ya da 'yeni hilafet modeli' nasıl olacak? Ne dediniz ey uzman okur?