Ses sanatçısı Ferhat Tunç'un milletvekilliği hevesi kursağında kaldı. Tunç, önce Güncel Gazetesi'nden ardından ise DTP'den veto yedi.
Sanatçı Ferhat Tunç, 22 Temmuz seçimlerinde DTP listelerinden bağımsız aday olabilmek için harekete geçti. Bu amaçla, Ankara'ya gelen ve Hilton Oteli'ne yerleşen Tunç, DTP'nin üst düzey yetkililerine "Tunceli'den milletvekili olmak istiyorum" dedi.
Tunuç'a "Durumu değerlendiririz" diyen DTP'lilerin net bir cevap vermemesi dikkat çekti. Tunç bu görüşmenin ardından, DTP'ye yakınlığıyla bilinen GÜNCEL Gazetesi'ne, "Neden aday oldum?" başlıklı bir yazı yolladı.
Gündem ve Güncel Gazetesi'nde daha önce yazıları sürekli yayımlanan Tunç'un son makalesi ise Yayın Kurulu'nun onayından geçmedi. Yazıyı 21 Mayıs'ta gazeteye yollayan Tunç, birkaç gün sonra gazete yetkililerine "Yazım niye çıkmadı?" diye sordu.
GERÇEK GÜNDEM'e ulaşan bilgiye göre, gazete yetkilileri, "Yazınızın yayımlanması uygun görülmedi" cevabını verdi. Tunç'un yazısının yayımlanmaması, sanatçıya "vekil adaylığı vizesi çıkmaması" şeklinde yorumlandı.
TUNCELİ'DE KİMLER ADAY?
Öte yandan, Ferhat Tunç'un da aday olmak istediği Tunceli'de DTP'nin üç isim arasında tercih yapacağı öğrenildi. DTP'nin, adaylık için başvuran Ahmet Cihan, Hıdır Aytaç ve Cengiz Kapmaz arasından bir tercih yapacağı ifade edildi.
FERHAT TUNÇ'UN SANSÜRLENEN YAZISI:
Sanatçı Ferhat Tunç, DTP'ye yakınlığıyla bilinen Güncel Gazetesi yazısını yayımlamayınca, derdini çareyi kişisel web sitesinde anlattı:
NİÇİN MİLLETVEKİLLİĞİ’NE ADAYIM?
Türkiye, son dönemdeki hızlı gelişmelerin sonucunda bir seçim atmosferine girmiş durumda. Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle beraber tırmanan siyasal gerginlik ve özellikle de Genelkurmay’ın kamuoyu tarafından haklı olarak “muhtıra” olarak algılanan 27 Nisan bildirisi, seçimleri kaçınılmaz hale getirdi. Bu süreç; gerek “muhtıra mağduru” edasıyla seçimlerde prim toplamaya çalışacak olan AKP iktidarı, gerekse de ordunun gölgesinde yürüttüğü şoven-milliyetçi politikalarla artık “sol” olmakla hiçbir alakası kalmamış CHP ve mecliste temsil edilen diğer partilerin, DTP’nin bağımsız adaylarla seçimlere katılma kararına karşı oluşturdukları “birlik-beraberlik” ile de şimdiden tarihe geçmiştir.
Başka konularda kavga-döğüş halinde olan partilerin, Kürt sorunu ve Kürtlerin iradesinin mecliste temsil edilmesi ihtimali karşısında içerisine girdikleri bu tutum, Türkiye’nin demokratikleşmenin neresinde olduğunu sergilemesi bakımından da çarpıcı bir gelişme olmuştur.
Ancak ne kadar zorlaştırırlarsa zorlaştırsınlar, DTP’nin desteklediği bağımsız adaylar, halkın bilinçli oylarıyla mutlaka meclise gireceklerdir inancındayım. Bu durum, gerek Kürt sorununun demokratik, barışçıl çözümü, gerekse de bir bütün olarak Türkiye’nin sağlıklı bir demokrasi yolunda ilerlemesi bakımından, tarihi bir imkan doğuracaktır.
Ben, 25 yıllık sanatçı yaşamı boyunca, her zaman doğrultusunu korumayı esas almaya çalışmış Kürt, Alevi bir Dersimli sanatçıyım. Başta Kürtler olmak üzere ezilenlerin, haksızlığa ve adaletsizliğe uğrayanların ilgi ve sevgisi benim kimlik ve kişiliğimin özüdür. Açık ki ben bu duruma sadece sahnede okuduğum şarkılarla gelmedim. Başta Kürt sorunu olmak üzere Türkiye’nin temel demokrasi sorunları karşısında, beni Ferhat Tunç yapanların yanında saf tuttuğum için bugün bulunduğum yerdeyim. Barış, demokrasi ve özgürlük mücadelesi, benim de mücadelem olduğu için…
Hiç şüphesiz, bu bedel ödemeyi gerektiren bir duruştu. Nitekim, Kürt sorununu dile getiren, barış ve demokrasiden yana saf tutan duruşum nedeniyle hakkımda onlarca yıl ceza istenen, süren davalarım var. Yanı sıra, karanlık güçlerin de hedeflediği bir kişi durumundayım. Ancak duyarlı kamuoyunun da çok iyi bildiği gibi, ben, duruşumdan ve değerlerimden asla taviz vermeyeceğim. Bunun bedeli ne olursa olsun…
Öteden beri, milletvekili olmam, parlamentoya girmem yönünde insanlarımızın benden yana istemleri, beklentileri vardı. Bu, benim için “olmazsa olmaz” bir şart veya gereklilik değildi. Halen de değildir.
Ancak son süreçteki gelişmeler ve özellikle de Kürt halkının demokrasi ve özgürlük beklentilerini temsil eden bir parti olarak DTP’nin parlamentoya bağımsız adaylarla girme kararlılığı, bu konuyu daha ciddi şekilde düşünmemi, ele almamı kaçınılmaz kıldı. Memleketim olan Dersim’deki durum da benim için diğer bir etkileyici faktördü.
Çünkü Dersim’de çok ciddi bir potansiyel olmasına rağmen, bu, uzun yıllardır parlamentoya sağlıklı bir şekilde yansımıyordu. Dağlarında operasyon olan, ormanları yakılan, Kürt sorunu ve Alevi inancı nedeniyle itilip kakılan, acılar çeken Dersim halkının sorunlarını, dertlerini, duyarlılıklarını parlamentoda temsil eden bir temsiliyet yoktu. Bu, bütün Dersimliler gibi benim için de acı veren bir durumdu. Dersim’in bir parçasını oluşturduğu Kürt gerçekliğinin demokrasi mücadelesini parlamento zemininde yürütmek imkanı doğmuştu ve ben, bana yönelik beklentileri görmezden gelemezdim…
Beni aday olmaya götüren neden ve gerçekler bunlardı. DTP’nin desteklediği bağımsız adaylardan biri olarak parlamentoya girmek, benim açımdan bu sorunların, bu gerçeklerin temsilini yapabilmek adına ciddi bir sorumluluk ve mücadele konusudur.
Niçin DTP diye sorulabilir ve bu sorunun benim açımdan cevabı, son derece nettir. Hiç şüphesiz DTP’ye rağmen seçimlere girmek gibi bir düşüncem yoktur. Bu yönde bazı çevrelerin yürüttükleri spekülasyonlar, hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır.
Seçimlere DTP ile birlikte, DTP desteğiyle girmeyi önemsiyorum, çünkü DTP, halkımızın barış ve demokrasi mücadelesinin yarattığı geleneğin temsilcisidir, bir mücadele mevzisidir. Seçimlere doğru giderken yoğunlaşan baskı ve engellemelerin nedeni de budur. Bu baskı ve engellemeleri boşa çıkartmak, her birimizin görevi, sorumluluğu haline gelmiştir diye düşünüyorum.
Kürt sorununda tekçi, inkarcı resmi ideolojinin bu ülkeye daha fazla acı çektirmesinin önüne geçmek; Alevilerin demokratik istemlerinin mücadelesini yürütmek, Türkiye’yi farklılıklarıyla, bütün kimlikleriyle, kültürleriyle beraber gerçekten demokratik bir ülke düzeyine taşımak; emekçilerin, ezilenlerin hak mücadelesini temsil etmek; özgürlük hareketinin, demokrasi güçlerinin parlamento zemininde de sesi-soluğu olmak için aday oldum. Başka hiçbir “ikbal” hesap ve beklentim yoktur ve olamaz da.
Bu temelde, bütün halkımızı, Türkiye’nin ezilenlerini, emekçilerini, seçimlerde kendi gerçeklerini temsil edecek adaylar etrafında birleşmeye ve bütün antidemokratik engellemelere rağmen, seçimleri statükocu, inkarcı, darbeci, şoven-milliyetçi güçlere karşı halkımızın bir politik zaferine dönüştürmeye çağırıyorum.
Ferhat Tunç
Gerçek Gündem
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...