STAR, Vakit ve Yeni Şafak gazetelerinde kendisini hedef alan haberleri Ortadoğu'ya değerlendiren MHP İstanbul 1. Bölge milletvekili adayı eski Büyükelçi Gündüz Aktan, ''Bugünkü Emevi artıkları da bir insanın yapacağı şeyin önceden Allah tarafından belirlendiğini söylüyorlar. Böylece kendi saltanatlarının, ahlaksızlıklarının ve zulümlerinin faturasını Allah'a kesiyorlar" dedi. Aktan, "Bunlar kendi günahlarından kendilerinin sorumlu olduğunu hatırlatanları da kadere imanı reddetmekle suçlayıp susturmaya çalışıyorlar. Ama biz Ebu Hanife'nin yaptığı gibi bunlarla mücadele edeceğiz ve susmayacağız"diye konuştu.
MHP İstanbul 1. Bölge milletvekili adayı eski Büyükelçi Gündüz Aktan, seçime günler kala sahsına, dolayısıyla Milliyetçi Hareket Partisi'ne yönelik saldırıların hız kazandığına dikkat çekti.
Star, Vakit ve Yeni Şafak'ın haberleriyle ilgili Ortadoğu Gazetesi Yazıişleri Müdürü Mehmet Müftüoğlu'nun sorularını cevaplandıran, MHP İstanbul 1. Bölge Milletvekili adayı Gündüz Aktan, butür yayınların seçime günler kala sahsına, dolayısıyla Milliyetçi Hareket Partisi'ne yönelik saldırıların bir parçası olduğunu söyledi.
Size Vakit gazetesindeki saldırının aynısı şimdi Star ve Yeni Şafak gazetesi tarafından yapıldı. Buna ne diyorsunuz?
Star, Vakit ve Yeni Şafak gazeteleri zaten AKP'nin yayın kuruluşu gibi çalışıyor. AKP'nin kontrolündeki bu üç gazete dış politika önerilerimize cevap veremediğinden din konusunda bize iftira atarak durumu kurtarmaya çalışıyor. Zaten 84 yıllık din-devlet çatışmasının son bulmasını ve bir Müslümanın hem dindar hem de laik Cumhuriyetten yana olmasını istemiyorlar. Türklerin milli mezhebi olan Hanefi-Maturidiliğin Türk laikliğine fikri zemin teşkil edebileceği düşüncesi onların üzerine bir kabus gibi çöküyor. Türk milleti itikattaki imamı olan Maturidi ile Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün aynı çizgide buluştuklarını keşfederse bu ruhban bozuntuları işsiz ve dayanaksız kalacak. Bunu önlemek için kendilerinden geçerek saldırmaya başladılar. Dikkat edin, laiklik konusunda din ile uzaktan yakından alakası bulunmayan CHP'ye bu konuda eskisinden fazla bir şey söylemiyorlar. Ama var güçleriyle MHP'ye yükleniyorlar. Niye? Çünkü bu sorunu milli-devleti, Cumhuriyeti, İslam'ı ve bütün yerli değerleri gönlünde birleştirmiş olan Türk milliyetçileri halleder. AKP'nin hakkından MHP gelir. Bunu biliyorlar ve iyice korkmaya başladılar.
Peki Maturidilik yerine bunlar hangi İslami akımdan yanalar?
Ben bunlara Selefi diyordum. Seyit Kutub'un etkisinde kaldıklarını ileri sürüyordum. Oysa galiba böyle diyerek Selefiliğe ve Seyit Kutub'a haksızlık etmiş oluyoruz. Öyle ya her ne kadar İslam'ı farklı yorumlasak da Selefiliğin şerefli bir akım olduğunu zira inançları uğurunda gözünü kırpmadan ölüme gidebildiklerini teslim etmeliyiz. Seyit Kutub ülkesinden kaçıp canını kurtarma önerisini reddetti ve idam sehpasına gülümseyerek çıktı. Bunlar ise bırakın böylesine mücadeleyi, iktidarlarını iki gün daha sürdürebilmek için dinimizi de, şehitlerimizi de, vatanımızı da, milli davalarımız da, kendilerini de hemen sattılar. Dolayısıyla bunlara illa İslam tarihinden bir örnek bulmak gerekirse Emevileri gösterebiliriz. Muaviye tam yenileceği sırada askerlerinin mızraklarının ucuna Kur'an sayfalarını takıp Müslümanları tereddüde düşürdü. Aynı hileyi şimdi Emevilerin bugünkü torunları sandıkta tam yenilecekleri sırada MHP'ye karşı mızraklarının ucuna gazetelerinin baş sayfalarını takıp milletimizi tereddüde düşürmek istiyorlar. Ama bu ikinci Sıffin savaşını bu sefer biz kazanacağız.
Ama bazı ilahiyatçıları da gazetelerinde size saldırtıyorlar. Bunu nasıl yorumlamak gerekir?
Emeviler de etraflarına profesyonel bir saray uleması toplamışlardı. Bu saray uleması Emevilerin gözüne girebilmek için onların saltanatlarını meşrulaştırmak üzere ısmarlama fetvaları sıralıyorlardı. Bunlar sarayın kıyısına ilişebilmek için taç sahiplerinin seri fetvacıları gibi çalışıyorlardı. Bir de bunların karşısında bağımsız ve şerefli ulema vardı. Örneğin Ebu Hanife dini gerçekleri zorba sultanlara feda etmektense hayatı pahasına baş kadılık teklifini bile elinin tersiyle itmiştir. Bugünde Emevi torunları ve onların profesyonel fetvacıları yine iş başındadır, ama maalesef Ebu Hanife'nin çizgisinde olan ilahiyatçılar bunların şerri karşısında sinmiş vaziyettedir. Dolayısıyla dinimizi bu saltanat yardakçısı ruhban artıklarının tekelinden kurtarma işi MHP'ye düşüyor. O yüzden MHP'ye saldırıyorlar zaten.
Yine sizi Kur'an-ı Kerimin bazı ayetlerini ve kadere imanı reddetmekle suçluyorlar. Bunları açıklığa kavuşturmuştunuz değil mi?
Kur'an ayetleri ile ilgili bana yönelttikleri saldırılar tamamen yalan ve iftiradır. Kader konusunda ise Allah'ın değişmez kaderinin irade-i külliye olduğunu ve buna bütün Müslümanların iman etmesi gerektiğini söylemiştim. Ama bunların savunduğu kader anlayışı Emevilerin kader anlayışıdır. Emeviler kendi saltanatlarının Allah'ın takdir ettiği bir kader olduğunu, zira Allah dilemeseydi zaten başa gelmiş olamayacaklarını söylüyorlardı. Böylece kendileri ahlaksızlık da sergileseler, zulüm de yapsalar azledilemeyeceklerini iddia ettiler ve kendilerine isyan eden Müslümanları Allah'ın kaderine isyan etmekle suçlayıp ezdiler. Bugünkü Emevi artıkları da bir insanın yapacağı şeyin önceden Allah tarafından belirlendiğini söylüyorlar. Böylece kendi saltanatlarının, ahlaksızlıklarının ve zulümlerinin faturasını Allah'a kesiyorlar. Kendi günahlarından kendilerinin sorumlu olduğunu hatırlatanları da kadere imanı reddetmekle suçlayıp susturmaya çalışıyorlar. Ama biz Ebu Hanife'nin yaptığı gibi bunlarla mücadele edeceğiz ve susmayacağız.
Peki bir MHP-CHP koalisyonunun 'neocon'lar tarafından ABD'de tertiplendiği iddiasına ne diyorsunuz?
Bir kere MHP'nin içinde bulunduğu veya bulunacağı hiçbir şey yabancılar tarafından tertiplenemez. Bu kimsenin haddine değildir. Ama bizatihi varlığı bir 'neocon' tertibi olan AKP'nin uşaklarının kalkıp MHP'ye böyle iftiraları savurması herhalde pişkinliğin zirvesi olsa gerektir. Bu ne cüret? Kendileri bir 'neocon' tertibi olan BOP'un eş başkanı olmakla övünmediler mi? Bir 'neocon' tertibi olan ılımlı İslam'ın Türkiye'deki temsilciliğini üstlenmediler mi? Bunların danışmanları 'neocon'ların toplantılarına katılıp Başbakanın üstüne sifonu çekmemeleri için yalvarmadı mı? Bir de kalkıp hangi yüzle MHP'yi kendi efendileri ile ilişkilendiriyorlar? Yabancı tertiplerine uşaklık etmek onların huyudur, MHP'nin değil. Finolar ile bozkurtları kimse birbirine karıştırmasın!"
(Ortadoğu)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...