UCM'nin son kararını sadece Darfur'daki gelişmeler çerçevesinde değerlendirmenin kesinlikle yanlış olduğunun altını çizen Raslan, Güney Sudan'da 2011'de yapılacak referanduma ve bu yıl içinde gerçekleştirilecek genel seçimlere işaret etti. Mısırlı uzman, Sudan konusunda ABD'deki güç odaklarının bir kısmının Sudan'ın tamamen parçalanmasından yanayken, bir kısmının da ülkenin Güney Sudan, Darfur, orta kesim ve doğu bölgesi olmak üzere birkaç merkeze bölünmesini istediğini kaydetti.
Gana'nın efsanevi lideri Kwame Nkrumah'ın oğlu Cemal Nkrumah da önümüzdeki 20 yıl içinde Afrika'nın yer altı kaynakları ve tarım alanlarıyla günümüzdeki Ortadoğu'nun yerini alacağını, Sudan'daki olayların bu perspektiften değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Batılı ülkelerin yanı sıra Çin, Hindistan ve diğer başka ülkelerin Afrika'ya yoğun ilgi gösterdiğinin altını çizen Nkrumah, bazı ülkelerin Sudan'daki kabile çatışmalarını kışkırttığını ifade etti.
Mısırlı uzman Hani Raslan ise özellikle İsrail'in bölgede oynadığı role dikkat çekti. Güney Sudan'a sınırları olan Kenya'da İsraillilerin önemli faaliyetlerde bulunduklarını ifade eden Raslan, "Kenya'yı üs olarak kullanıyorlar ve orada şirketler kuruyorlar. Bu şirketler yoluyla Güney Sudan'a giriyorlar. Güney Sudan'daki otellerin yüzde 80'ini İsrailliler işletiyor." şeklinde konuştu. Mısırlı uzman, geçtiğimiz yıl Somalili korsanların kaçırdığı Rus silahları taşıyan Ukrayna gemisinin de Güney Sudan'a gittiğinin ortaya çıktığını hatırlatarak, söz konusu geminin sahibinin İsrail asıllı bir Rus vatandaşı olduğunu ifade etti. Darfur ve Güney Sudan'ın stratejik açıdan büyük önem taşıdığını vurgulayan Raslan, özellikle de Viktorya Gölü'ne çok yakın olan Güney Sudan'ın su ve yer altı kaynakları yönünden çok zengin olduğunu belirtti.
Tel Aviv'in amacı Mısır'ı kuşatmak
İsrail'in, Sudan'ın parçalanmasını çok önemsediğini, bunun için de Batı'dan destek aldığını öne süren Raslan, parçalanmış bir Sudan'ın Mısır için de büyük risk anlamına geldiğini, Tel Aviv'in Sudan yoluyla Mısır'ı güneyden kuşatmaya ve su silahıyla Kahire'yi vurmaya çalıştığını anlattı. Uluslararası anlaşmalara göre Nil'in sularının kullanımı Mısır ve Sudan'a ait.
2011'de Güney Sudan'da yapılacak bağımsızlık referandumunun çok hayati olduğuna işaret eden Hani Raslan, 25 eyaletli Sudan'da 10 eyaletin referanduma katılacağını söyledi.
Petrol bulunması, baskıları artırdı
Raslan, güneyle kuzey arasında kalan ancak kuzeye tabi olan Ebye, Güney Mavi Nil ve Nubia Dağları eyaletlerinde de Batılı ülkelerin referandum için bastırdığını, özellikle Ebye'de petrol bulunmasının bu baskıları artırdığını ifade etti. Uluslararası Mahkeme'nin Ebye'nin güneyde mi yoksa kuzeyde mi kalacağına karar vereceğini belirtti. Mısırlı uzman, Güney Sudan'dan bağımsızlık kararı çıkması halinde iç savaş çıkabileceğini dile getirerek, şöyle devam etti: "Güney Sudan'da dört önemli grup var. Birincisi Denka kabilesi. Güney Sudan özerk yönetiminin lideri olan Salva Kiir Mayardit de bu kabileden. İkinci büyük kabile Nuveyr. Reisleri Mayardit'in yardımcısı. Üçüncüsü Sholok kabilesi. Dördüncüsü de Ekvator hattındaki kabileler. Aralarında ortak dil, kültür ve din yok; aksine tarihten gelen bir çatışma var."
Raslan, kabilelerin, su ve tarım bölgelerinin paylaşımında anlaşmasının çok zor olduğunun altını çizerek, özellikle Sudan Halk Kurtuluş Ordusu'nun petrolden milyarlarca dolar kazandığını ancak Güney Sudan'a yatırım yapmadığını savundu. Cemal Nkrumah ise Beşir'i eleştirerek, iktidar daha esnek davranırsa ülkenin parçalanmaktan kurtulacağını sözlerine ekledi.
zaman