Karayalçın'dan Birlik Çağrısı 

Karayalçın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, önceki yerel seçimlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazanamamasına karşın yeniden aday olmasının ''son dönemde ortaya çıkan koşullar ve gelişmelerin adaylığını gerekli kılmasından'' kaynaklandığını söyledi.

Gelişmelerin gelecek yerel seçimlerin kendisi açısından ''sonuç alıcı'' olacağını gösterdiğini ifade eden Karayalçın, bu konuda henüz kamuoyu araştırması yaptırmadığını, yerel seçime yakın dönemde kamuoyunun nabzını yoklayacaklarını belirtti.

Karayalçın, ''Daha önceki seçimlerde Sayın Gökçek, bölünmüşlük nedeniyle kazanmıştı. Bu seçimde öyle bir bölünmüşlüğün olmayacağını düşünüyorum'' dedi.

Son dönemde ortaya koyduğu siyaset anlayışının geçmişe göre farklılıklar taşıdığına işaret eden Karayalçın, şöyle konuştu:

''Evet SHP'nin genel başkanıyım. Evet CHP'den Anakent Belediye Başkan adayı olacağım. Sosyal demokrat dünya görüşüne sahibim ama bütün bunların dışında ben Ankara için birlik çağrısında bulunuyorum. Bu işin SHP'si, CHP'si, DSP'si yoktur, diyorum. Merkez sağ partiler, hatta AKP için oy kullanmış hemşehrilerimi Ankara için birlik olmaya çağırıyorum. 15 yıldır yaşanan olumsuzluklara hep birlikte son vermemiz gerektiği inancındayım. Suyun niteliğinin kötü olması, suyun gelmemesi, ulaşımın sağlanmaması, doğalgazın parasının ödenmemesi, yüzde 82'lik doğalgaz zammı... Sağı solu yok bunun. Herkesi etkiliyor. Ben, o nedenle herkesi birlik içinde olmaya çağırıyorum. Bu kez çok farklı sonuç elde edileceğine, seçimi alacağıma inanıyorum.''

-''BAZI ARKADAŞLAR CHP'DEN ADAY OLMAMA ÜZÜLDÜLER''-

Karayalçın,  CHP'den Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak gösterileceği güne ilişkin ise henüz bir tarih belirlemediklerini, bu konunun önümüzdeki günlerde netlik kazanacağını söyledi.

CHP'ye geçmesi konusunda, bazı SHP'lilerin memnuniyetlerini belirtmelerine karşın, bazı partililerin rahatsızlık duyduğuna değinen Karayalçın, rahatsızlığın adaylık konusunda ''pratik ve pragmatik hareket etmelerinin yarattığı şaşkınlıktan'' kaynaklandığını kaydetti.

Karayalçın, tüzük gereği SHP Genel Başkanlığı görevinin yasal olarak 24 Mayıs 2009'da zaten biteceğini ancak yasal zorunluluk nedeniyle de olsa CHP'ye geçmesinin bazı partililer tarafından üzüntüyle karşılandığını anlattı.

Bu durumun ''SHP kaynıyor'' şeklinde değerlendirilmesinin doğru olmayacağını belirten Karayalçın, ''Sonuçta Parti Meclisimiz bu süreçte benim yanımda yer alan bir bildiri açıkladı. Buna 2 arkadaşımız muhalif oy kullandı. Yani bunun 'kaynıyor' sözcüğüne denk düşen bir sözcük olduğunu düşünmüyorum'' dedi.

 Karayalçın, SHP'liler başta olmak üzere genel başkanları da dahil CHP'lilerin, DSP'lilerin, hatta sağ partilere oy veren seçmenlerin oylarına da talip olduğunu yineledi.

-''ANKARALILARIN BÖLÜNMESİNE İZİN VERMEM''-

Murat Karayalçın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in, SHP'nin geçmişte ortaya koyduğu ''Kürt açılımı''yla ilgili yaptığı açıklamalara ilişkin, ''Siyaset insanları gerçekten çok tehlikeli noktalara taşıyor. Sayın Gökçek'i çok tehlikeli noktada görüyorum'' dedi.

Gökçek'in, bu konudaki açıklamalarını ''son derece bölücü'' olarak nitelendiren Karayalçın, şunları kaydetti:

''Benim için önemli olan bir kişinin Ankara hemşehrisi olmasıdır. O kişinin Kürt olduğu, Çerkez olduğu önemli değildir. Önemli olan Ankara'da yaşıyor olmasıdır. Etnik kökeni, inancı ne olursa olsun ben Ankaralıları bir olarak, bütün olarak görüyorum. Ankaralıları bölmem. Kendi kafamda da bölmem, başkalarının bölmesine de izin vermem.

Sayın Melih Gökçek, sırf seçim için çok tehlikeli,  bölücü nitelikli açılım sergilemeye başladı. Türkiye için, Ankara için, kendisi için çok yanlış yapıyor. SHP'nin Kürt açılımı, devletin tekliği, ulusun tümlüğü ve yurdun bölünmez bütünlüğü çerçevesinde olmuştur. SHP hem sosyal demokrat hem Atatürkçü bir partidir. Ben hem sosyal demokrat hem Atatürkçüyüm, Atatürk milliyetçisiyim. Bizim için devletin üniterliği, ulusun birliği, bütünlüğü, yurdun bölünmezliği her şeyin üstünde gelir. Kürt sorununun, PKK ve terör sorunundan ayrı biçimde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu sorunun, bu birliktelik anlayışı içinde çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Devletin üniterliği, yurdun bütünlüğü içinde yapılacak her türlü açılımın bizi terörle mücadelede daha güçlü konuma getireceğine inanıyoruz. Ben Türkiye'nin başbakan yardımcılığını, dışişleri bakanlığı, milli güvenlik kurulu üyeliğini yaptım. Herhalde bu konuda en son suçlanacak kişi benim. Siyaset nelere kadir onu görüyoruz. Asla Ankaralıların bölünmesine izin vermem, bunu çok açık biçimde söylüyorum.''