Kutluk, 4 Şubat Dünya Kanser günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye’de her yıl 200 bin yeni kanser vakasının ortaya çıktığını vurgulayarak, kanserin, korunabilir, erken tanınabilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğuna dikkati çekti. Dünya Kanser Savaş Örgütü (UICC) Yönetim Kurulu üyesi de olan Kutluk, bu yıl tüm dünyada, 100’den fazla ülkede 300’ün üzerinde üye kuruluşu bünyesinde toplayan kansere karşı küresel savaşta en önde gelen uluslararası sivil toplum kuruluşu olan UICC önderliğinde ’’Kanser önlenebilir’’ sloganı ile kampanyalar yapıldığını söyledi. Dünyada her yıl 12 milyon kişiye kanser tanısı konulduğunu ve 7.6 milyon kişinin kanserden yaşamını yitirdiğini belirten Kutluk, ’’Önlem alınmazsa, dünya genelinde 2030’da 26 milyon yeni kanser vakasına ve 17 milyon ölüme ulaşılacağı tahmin edilmektedir’’ diye konuştu. Kanserlerin yüzde 40’ının potansiyel olarak önlenebilir olduğuna dikkati çeken Kutluk, bu nedenle kansere yakalanma riskini artıran faktörlerden uzak durulması gerektiğini söyledi. Kansere neden olan etmenlerin başında tütün ve tütün mamullerinin kullanımının geldiğini, alkol tüketimi, sağlıksız ve dengesiz beslenme ile birlikte hareketsiz yaşamanın çok önemli olduğunu ifade eden Kutluk, ’’Tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı, aşırı güneşe maruz kalma ve obezite ile ilişkili kanserler, bu risk faktörlerinden kaçınılması yanında sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite gibi sağlıklı yaşam davranışlarının benimsenmesi ile önemli ölçüde azaltılabilmektedir’’ diye konuştu. Çocuklar kanser kıskacında Tüm kanserlerin üçte birinin tütünle ilişkili olduğunu vurgulayan Kutluk, akciğer kanserlerinin yüzde 80-90’ının ve kanserden ölümlerin üçte birinin nedeninin tütün ve tütün ürünleri olduğunu söyledi. Kutluk, ’’Tütün ürünlerinin neden olduğu kanserler arasında akciğer kanserlerinden başka baş-boyun, gırtlak, mesane, böbrek, pankreas ve mide kanserleri de bulunmaktadır’’ dedi. Tütün mamullerinin kullanılması kadar pasif içiciliğin de kansere yol açtığına dikkati çeken Kutluk, bu durumdan en çok çocukların etkilendiğini söyledi. Kutluk, tütün dumanının, kısa süreli havalandırmayla odadan çıkmadığını, eşyalara, duvarlara, giysilere işlediğini belirtti. Türkiye’de sigaraya başlama yaşının 10’a düştüğünü ifade eden Kutluk, gençlerin ve çocukların yüzde 30’unun sigara içtiğini, gençlerin ve çocukların yüzde 80-90’ının ise özellikle evlerinde sigara dumanına maruz kaldığını dile getirdi. Kutluk, dünyadaki 1.5 milyar çocuktan 750 bininin pasif içici olduğunu, Türkiye’de de çocuklarda pasif içiciliğin yüzde 80’lere ulaştığını söyledi. Dünyada her yıl yaklaşık 160 bin, Türkiye’de ise 3 bin çocuğa kanser tanısı konduğuna ve bunlardan yüzde 80’inin tedavi edilebildiğine dikkati çeken Kutluk, ’’Dünyada kansere yakalanan 160 bin çocuğun 90 bininin kurtarılabileceği halde hayatını kaybettiği unutulmamalı’’ dedi. Gelişmiş ülkelerde kanserli her 4 çocuktan 3’ünün teşhisten sonraki 5 yıl içinde sağlığına kavuştuğunu belirten Kutluk, gelişmekte olan ülkelerde kanser teşhisi konulan her 2 çocuktan birinin geç teşhis konması ya da tedavi görme şansı bulamaması nedeniyle yaşamını yitirdiğini bildirdi. Kutluk, çocuklarda görülen kanser türleri arasında ilk sırayı löseminin aldığını ve Türkiye’de görülen 3 bin çocukluk çağı kanserinin 4’te birini löseminin oluşturduğunu anlattı.